Bend translate Turkish
3,689 parallel translation
Laws must bend toward greater purpose. If Spartacus is to pay for what he has done.
Spartacus yaptıklarının bedelini ödeyecekse yasalar asil amacımız uğruna esnetilebilir.
Doug, bend over so I can burn your fucking balls.
Dur dur dur
They can't bend down otherwise.
Eğilemiyorlar yoksa.
Bend your knees.
Kırık dizler. Tamam mı?
Caimly, calmly. Bend my head.
Sakin, sakin, başımı eğin.
If I want, I'll let them search me lf l want, I'll bend right over.
İster aratırım, ister domalırım lan.
You still didn't have to bend him like that.
Onu daha önce böyle ezmemiştin
I bend down to blow out the candles, and out of the cake pops Scarlett.
Eğildim, mumlara üfledim. Ve pastanın içinden Scarlett çıktı.
I bend, never break.
Bükülürüm ama asla kırılmam!
You go up a straight-away, you think you're almost at the house, you round a bend, more straight-away.
Dümdüz gidip eve vardığını sanıyorsun bir dönüşten sonra tekrar dümdüz gidiyorsun.
So you go up that, you round a bend, more straight-away.
Orayı geçip yine dönüyorsun ve yine dümdüz gidiyorsun.
He used to live on Mulberry Bend.
Önceleri Mulberry Bend'in oralarda otururdu.
Berkhalter has a construction site not too far from Mission Bend.
Berkhalter'ın Mission Bend'de bir inşaat işi vardı.
Okay. And just bend at the waist.
Ve biraz bükül.
Bend your head.
Kafanı öne doğru eğ.
Bend forward, spread your legs.
Öne eğil, bacaklarını iyice ayır!
Are you a robot? Bend your arms!
Kollarını serbest bıraksana!
Just don't bend over.
- Evet.
Bend over, Corcoran, I got a present for ya!
Domalsana Corcoran, sana bir hediyem var!
Whoa, if you ever bend just a single hair!
- Hele onun kılına bir zarar gelsin!
- And how are we going to bend it?
- Güzelce kılına zarar vereceğiz.
Bend down.
Eğil :
It's just, it's really tough for me to bend down so low, what with the beautiful soul that's growing inside of me.
Son zamanlarda eğilmek beni oldukça zorluyor içimde büyüyen güzel ruh sağ olsun.
You bend the rules here and there.
Kuralları orada, burada ihlal edersin.
People bend over backwards to cater to him.
İnsanlar ona hizmet için geriye doğru eğiliyor.
People bend over backwards to cater to him.
İnsanlar ona hizmet etmek için geriye doğru eğiliyor.
We can't bend over.
Yılmayacağız.
After Senna's death in 1994, changes were made to the track to slow the cars down, but even so, if we were going to beat that Ferrari, we would still be going through the first bend at nearly 200mph.
1994'de Senna'nın ölümünden sonra arabaları yavaşlatmak için pistte değişiklikler oldu ancak buna rağmen, Ferrari'yi geçmek istiyorsak ilk dönemeçten önce neredeyse 320 km ile gidiyor olacağız.
Just bend your knees and the hips will follow.
Sen dizlerini biraz kır, kalçalar onu takip eder.
# That push and shove and won't bend to your will
# Bu zorlamalar iradene boyun eğdirmeyecek..
Both plots are down by the river-bend.
İki arsa da nehrin kıvrıldığı yerin alt kısmında.
But Grandpa's farm was originally down by the river-bend.
Ama büyükbabamızın esas çiftliği nehrin kıvrıldığı yerin altındaymış.
Jozek, let's go by that river-bend later, huh?
Józek, sonra gidip nehrin şu dönen yerine bir bakalım mı?
Don't bend your arms and follow through.
Kollarını kırma ve sonuna kadar savur.
The break's right after this bend.
Ayrım hemen ileride.
Helen, I will literally bend over backwards to get you out of this hellhole.
Helen, bu cehennem deliğinden çıkman için resmen var gücümle çalışacağım.
I will LITERALLY bend over backwards to get you out of this hell hole.
Seni bu cehennem deliğinden çıkarmak için resmen var gücümle uğraşacağım.
Yes. - Can we start standing, and then bend over when we start singing?
- Kalktıktan sonra kafamızı eğip öyle mi başlasak söylemeye?
Did Cuesta bend the rules to get a conviction on Patrick Rooney?
Cuesta, Patrick Rooney'in mahkumiyetinde kuralları esnetti mi?
So, if you bend the rules to make some easy money, you deserve what you get.
Kolay para kazanayım diye kuralları esnetirsen layığını bulursun.
Conrad claims to be a friend of Africa but he seeks only to bend Zimbabwe and its people to his will in the pursuit of wealth and power.
Conrad Afrika'nın dostuymuş gibi davranıyor ama asıl isteği Zimbabwe halkının onun gücü ve istekleri uğruna çalışmaları.
You gotta help me bend it back.
Şunu düzelt.
I'd make time itself somehow bend!
Bir şekilde zamanın akışını değiştirirdim!
Just bend it ever so slightly.
Ucunu yavaşça bük.
Do the math, and figure out a way to bend your rules,'cause he's my friend.
Hesabını yap, kurallarını esnetmenin bir yolunu bul. ... çünkü o benim arkadaşım.
Next time he stops by, let a boob fall out of your blouse or maybe bend over in those tight-ass jeans.
Sana bir daha uğradığında, göğsünün tekini bluzundan dışarı çıkar ya da şu dar taytlardan giyip eğil.
Mulberry Bend.
Mulberry Bend'de.
Don't bend me, queeroid!
Yeme beni, homo!
Okay, parker, there's a bend in the tunnel just ahead of you.
Parker, ileride bir tünel var.
* Embrace the deception * * learn how to bend * * your worst inhibitions * * tend to psych you out in the end *
Deusex, iyi seyirler.
Bend it over.
Çok güzel.