Between translate Turkish
57,816 parallel translation
I mean, if there is a connection between Chase's father and framing yours, I don't know what it is.
Yani Chase'in babasıyla senin babana atılan iftira arasında bir bağlantı varsa ne olduğunu ben bilmiyorum.
Between him and mom and being raised by dad...
O ve annem arasında olanlar ve babamız tarafından büyütülmemiz...
Murder creates intimacy between men.
Cinayet erkekler arasında bir yakınlık oluşturur.
I'm just saying you could've taken a big knife and cut the tension between you two.
Aranızdaki gerilimi resmen bir bıçak kullanarak bile kesebilirdin.
Seven North Precinct cops were sent to transport Burkhardt to the North Precinct, and somehow, between the time he was taken out of his cell to before he got out of the building, these two got into it with somebody... or something.
Kuzey Yedi Karakolu polisleri Burkhardtı Kuzey Karakolu'na götürecekti ve bir şekilde hücresinden çıkarılıp binadan çıkarılmasına kadar geçen sürede... bu ikisi birisiyle ya da bir şeyle karşılaşmış olmalı.
I don't know what's going on between him and the captain, but it's getting bad.
Yüzbaşı ile arasında neler oluyor bilmiyorum ama bu iş kötüye gidiyor.
Tell me that I'm making the right call.'Cause between you and me,
Doğru şeyi yaptığımı söyle çünkü seninle benim aramda,
There's something between you and Jace and you can't deny it.
Jace ve senin aranda bir şey var ve inkar edemezsin.
Listen, I just want you to know, whatever's going on between you two, I'm always here for you.
Dinle, sadece ikiniz aranızda ne olursa olsun, her zaman buradayım.
But I founded this council to make things more transparent between the Downworld and the Clave.
Ama bu Kurul'u Aşağı Dünya ve Clave arasındakilerin daha şeffaf olması için kurdum.
And whatever there is between us... it's not just about craving each other's blood.
Ve aramızda her ne varsa bu sadece kanımızı istemekle ilgili değil.
Suffice to say... the common ground between the Downworld and Alicante is... shifting.
Aşağı Dünya ve Alicante'nin durduğu köprü yıkılıyor demek yeterli.
Wanna talk about whatever happened between you and Jace at the Institute?
Enstitü'de Jace'le aranızda olanlar hakkında konuşmak ister misin?
- Duh. - The demons don't discriminate between Downworlder, Shadowhunter, mundane.
İblisler, Aşağı Dünyalı, Gölge Avcısı ya da Sıradan diye ayrım yapmıyor.
I thought I had to choose, between you and the Downworld but I don't.
Sen ve Aşağı Dünya arasında seçim yapmak zorunda olduğumu düşünmüştüm ama değilim.
Just, uh... Just for now, can you... can you keep this between us?
Sadece şimdilik, bunu aramızda tutabilir miyiz?
I find I can tell the difference between pure fear, and fear tainted with guilt.
Saf korku ve suçlulukla lekelenmiş korku arasındaki farkı söyleyebilirim.
And then Sara Alazi, so, she says that she was living in Rome between erm... March and December 1990.
Sonra, Sara Alazi diyor ki "1990 yılının Mart ve Aralık ayları arasında Roma'daydım."
.. and we haven't been able to locate any details of your movements between your last contact with David and when you reported him missing.
... David'le son görüşmenden, kayıp olduğunu bildirdiğin güne kadar ne yaptığını bilmek istiyoruz.
Our witness, Ellen Harriet Price, told us that a number of these... gatherings took place between 1981 and 1983.
Tanığımız Ellen Harriet Price bu toplantıların 1981 ile 1983 arasında yapıldığını söyledi.
Our witness says the gatherings took place between 1981 and 1983.
Tanığımız toplantıların 1981 ve 1983 yılları arasında yapıldığını söylüyor.
But what we can't do is check every airline, rail service, ferry service for every day between her departure and the 8th of May to see if she returned here at any point.
Ancak ayrılışıyla 8 Mayıs tarihleri arasında ülkeye her hangi bir anda dönüp dönmediğini görmek için uçuşları, tren ve feribot seferlerini kontrol edemiyoruz.
At some point between 1981 and 1983.
1981 ve 1983 yılları arasında.
But more to the point, I don't think they would have been that happy about driving me to Brentford, given that between 1980 and 1985, we lived in Ireland.
Dahası, ta Brentfort'a arabayla gitmem onları mutlu etmezdi bence. 1980 ve 1985 yılları arasında İrlanda'da yaşıyorduk.
We know that two of them weren't even in London till 1985, so we're looking at a meeting that happened somewhere between then and 1990.
İkisinin 1985 yılına kadar Londra'da bulunmadığını biliyoruz. O halde o tarihle 1990 yılı arasında bir yerde tanışmış olmaları gerek.
If they get the asteroid between our ships, we lose our jamming signal and they'll be able to broadcast everything they saw inside Eros.
Gemimizle aramıza asteroiti alırlarsa yayını bozan sinyali kaybederiz. Onlar da Eros'ta gördükleri her şeyi yayabilirler.
Whatever is between you... now is not the time.
Aranızda ne varsa artık, şu an hiç zamanı değil.
You remember how paralyzed I got when things weren't good between us.
Aramız iyi değilken nasıl felç olduğumu hatırlasana.
When you're just toeing that line between hurting and complete fucking ecstasy.
Acı çekmeyle tam bir zevk hâli arasındaki çizgide gidip gelmek.
But nothing is going to happen between us.
Ama aramızda bir şey olmayacak.
The only thing standing between us and the Army of the Dead is the Wall, and the Wall hasn't been properly manned in centuries.
Bizimle Ölüler Ordusu arasında sadece Duvar yükseliyor ve Duvar'da da yüz yıllardır yeterli adam bulunmuyor.
We still have a wall between us and the Night King.
Gece Kralı ile aramızda hâlâ koca bir duvar var.
There's nothing between us and Cersei.
Cersei ile aramızda hiçbir şey yok.
There's a thousand miles between us and Cersei.
Cersei ile aramızda binlerce kilometre yol var.
Between the skeeters and the floods, there's just low rent bottom land.
Burası bildiğin verimsiz toprak.
No, we need to talk about what happened between us.
Aramızda olanları diyorum.
You're between jobs.
İşin gücün yok.
Atsula communed with Nunyunnini for the barriers were thinner then between people and their gods.
Atsula, Nunyunnini ile bir araya geldi Çünkü bariyerler daha incindi. Insanlarla tanrıları arasında.
I'm not so young nor so narrow to assume that the dead are dead and there's no spectrum of spectral in between.
Ölülerin ölü kalacaklarını düşünecek kadar toy veya dar görüşlü değilim. Ve arada hayaletlerle ilgili bir görüntü yok.
How's it going between you and Jimbo? Huh?
Jimbo'yla aranız nasıl?
What's a cutoff face between friends?
İki dost arasında surat çalmanın lafı mı olur?
There's a very fine line, Master Bruce, between justice... and vengeance.
Adalet ve intikam arasında... çok ince bir... çizgi vardır, Efendi Bruce.
Or what happened between you and my dad?
Veya babamla aranda ne geçtiğini?
I want to make things right between us.
Aramızı düzeltmek istiyorum.
What happened between you and my father?
Babamla aranızda ne geçti?
This is game between me and you.
Bu benimle senin aranda bir oyun.
That was between you and Frank.
O, Frank ile aranızdaydı.
There's a radio frequency jamming the signal between the detonator and the bomb.
Fünye ile bomba arasında sinyali bozan radyo frekansı var.
That's the difference between you and Bruce Wayne.
Sen ve Bruce Wayne arasındaki fark da bu.
But there's a discrepancy between the square footage listed in the city records and the blueprints... over 2,000 square feet.
Ama şehir kayıtlarındaki alan ölçüleriyle detaylı planlar arasında 185 metrekareyi aşkın çelişki var.
But I guess that's the difference between the two of us.
Ama sanırım ikimiz arasında ki fark da bu.