Blanchet translate Turkish

21 parallel translation

Mr. Blanchet, you should fight too.

- Bay Blanchet, siz de kavga etmelisin.

With Blanchet's blanket, I had enough for the other rope.

Blanchet'in battaniyesi ile birlikte yeteri kadar ipim oldu.

Hello, Mr Blanchet.

Günaydın, Bay Blanchet.

A moustache makes you look a lot older, Mr Blanchet.

Ama bıyıklar sizi çok yaşlı gösteriyor, Bay Blanchet!

'There were two, chief. I knew one of them. It was Mr Blanchet.'

İkinizden birinin adının Bay Blanchet olduğunu biliyorum ya!

The milk from Blanchette's udder's good.

Blanchet'in sütü ha - ha - harikadır.

Is Sergeant Blanchet there?

Komiser Blanchet orada mı?

Maxime Blanchet, 38, ran an import-export firm.

Maxime Blanchet 38 yaşında. İthalat ihracat firması varmış.

I was bitten by fleas at Blanchet's.

Blanchet'in evindeki pireler beni soktular.

As for the victim, Blanchet, when can we have your diagnosis?

Maktulün ölüm nedeniyle ilgili ne zaman bir sonuca varırsınız?

And Blanchet?

Peki ya Blanchet'de de var mı?

Marianne Bardou, Maxime Blanchet, and Arnaud Gauthier were found naked and covered in black marks typical of those of the Black Death.

Marianne Bardou, Maxime Blanchet ve Arnaud Gauthier vücutlarında vebayı andıran siyah lekelerle çıplak olarak bulunmuştu.

Maxime Blanchet?

Blanchet, Bardou, Marmot, Gauthier, Castillon...

Miss Blanchet, this is the boy.

Bayan Blanchet, işte size bahsettiğim yeni öğrencimiz.

Good day, Miss Blanchet.

İyi günler, Bayan Blanchet.

Miss Blanchet?

Bayan Blanchet?

I attacked, in the name of the Japanese Red Army, the Drugstore owned by the Jew, Marcel Bleustein-Blanchet.

Japon Kızıl Ordusu adına saldırıyı yaptım. Eczane Yahudi Marcel Bleustein-Blanchet'e aitti.

That evening at the window, Blanchet... that was his name...

Aynı gece pencerede, Blanchet... adı buydu...

Dollars belonging to you? No, to a Jewish lady.

- Dolar, Bay Blanchet?

Come on, Blanchette.

De - değil mi Blanchet?