English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blindly

Blindly translate Turkish

503 parallel translation
We can no longer overlook what those foolish humans are doing, repeating their pointless wars over and over, blindly triggering disasters.
Artık o aptal insanların yaptıklarına göz yumamayız. Anlamsız savaşlarını devamlı tekrar etmelerine, körü körüne felaketleri tetiklemelerine...
Do it even blindly if you must, and I promise you, I'm so sure of it, I promise you that for the first time in your life you'll know what real happiness is.
Duygusuz olmak zorundaysanız bile yapın, sizi temin ederim ve şundan eminim ki size söz veriyorum hayatınızda ilk defa gerçek mutluluğun ne olduğunu tadacaksınız.
The people follow blindly the generals who lead them to destruction.
Halk onları felakete sürükleyen generalleri körü körüne takip ediyor.
Lay your tousled head blindly upon her breast... and she is a Delilah, waiting to enthral you.
Başını göğsüne yasla, aldırma saçlarının darmadağınık kalışına işte karşında, sana boyun eğdirecek Dilayla.
I trust you blindly.
Sana gözüm kapalı güvenirim.
I ran blindly out into the mist.
Ben dumana doğru koştum.
I wonder how many others there are like me... poor, bedeviled guys on fire with thirst... such comical figures to the rest of the world... as they stagger blindly towards another binge... another bender, another spree.
Susuzluktan kavrulan zavallı, azap çeken insanlar. Bir başka eğlenceye, bir başka aleme, bir başka cümbüşe doğru sendeleyerek ilerledikçe... dünyanın geri kalanına çok gülünç gelen insanlar.
They do not suffer from the thirst of passion or stagger blindly towards some mirage of lost love.
Onlar tutkunun susuzluğunu çekmez ya da kayıp aşklarının serabının ardından körlemesine gitmez.
Like myself, it struggled blindly for the means to live.
Benim gibi hayatta kalmak için gözü kara mücadele ediyordu.
We love blindly.
Gözlerimiz kapalı.
The tanks go blindly.
Tanklar körü körüne gidiyor.
A baby trusts its parents blindly.
Bebekler anne babalarına güvenerek doğarlar.
Lie, and I will believe you blindly.
Bana yalan söyle, sana körü körüne inanayım.
A baby like you can only trust blindly.
Sadece sen bir bebek gibi körü körüne güvenebilirsin.
But if you were being watched, ... head blindly onwards across each mistaken first impression.
Ama izleniyorsan her hatalı ilk izlenime karşı körü körüne ileriye yönel.
Head blindly onwards... across each mistaken first impression.
Körü körüne ileriye yönel her hatalı ilk izlenime karşı.
Just as long as you understand I won't follow your orders blindly.
Emirlerini körü körüne uygulamayacağım.
'The people accept things blindly.
- İnsanlar her şeyi körü körüne kabul ediyorlar.
- I trust you blindly, Francis.
- Seni sevmedim, ben Francis'e güveniyorum.
You have sworn to obey blindly any orders of your superiors and now you can put your hat back on.
Edilen yemin kayıtsız, şartsız Hitler'e bağlılık yemini.
Your wings withered on your bodies while you crawled blindly underground like slugs.
Yer altında böcekler gibi kör bir şekilde süründüğünüz için vücudunuzdaki kanatlarınız solmuş
I turn around... And suddenly the question is..... are the words I've just said, so awkwardly and blindly...
" Arkamı döndüm ve birden, amansızca üstüme saldırdı o soru.
And you didn't go into it blindly.
Bu işin içine körü körüne girmedin ki.
Errors are made by those who blindly accept the obvious.
Hatayı, apaçık ortada olanı körü körüne kabul edenler yapar.
How could you, a starship fleet captain, believe that a Federation crew would blindly obey your order to destroy the Antos race, a people famous for benevolence and peaceful pursuits?
Yıldız gemisi kaptanı olarak, iyilikleri ve barışseverlikleriyle tanınan Antos ırkını yoketme emrinize federasyon mürettebatının koşulsuz boyun eğebileceğine nasıl inanabildiniz?
A bomb drops and you go blindly to your death.
Bir bomba düşer ve körü körüne ölüme gidersin.
I confess that out of cowardice, meanness and led By the promises of a tempting future , I blindly followed the orders of the people's oppressors
Korkaklıktan, açgözlülükten ve cazip bir gelecek vaatlerinden dolayı körü körüne insanlara zulmedenlerin emirlerine uyduğumu itiraf ediyorum.
If Noah Jones kills you Mother will seek his life blindly out of grief for you.
Eğer Noah Jones seni öldürürse annem seni kaybetmenin acısıyla onun canını almaya çalışacak.
However my servant obeyed blindly.
Ancak uşağım körü körüne.. .. itaat etti.
One little one begins to walk blindly away into the searing heat and his parents can only look on in despair.
Bir yavru kavurucu sıcağa doğru körü körüne yürümeye başlıyor ve ebeveynleri umutsuzluk içinde seyretmekten başka birşey yapamıyor.
Then you turned blindly on each other like maniacs.
Sonra da deliler gibi körü körüne birbirinize saldırdınız.
It's much too serious a matter for me to rush blindly into.
Gözü kapalı atlamayacağım kadar ciddi bir konu bu.
What do the words of this man contain... that even Satan in his pride still obeys blindly?
Gururlu şeytanın bile körü körüne... söylerine itaat ettiği bu adam kimdir?
As my old man always said, if you have a friend you can trust don't trust him but if it's one you can trust blindly, then watch out.
Babam bana hep şöyle derdi : Güvendiğin bir arkadaşın varsa ona güvenme. Gözün kapalı güvendiğin bir arkadaşın varsa dikkatli ol.
To follow your orders blindly without question.
Senin emirlerini sorgusuzca yerine getirmek.
They're all working for me... and they follow blindly... under life insurance.
Onlar hep benim için çalışıyorlar... ve onlar hayat sigortası altında... körü körüne takip ederler.
I grope blindly.
" Kör gibi el yordamıyla arıyorum.
Some want to know who I am, where I came from. The others are satisfied to accept me because of my works and willing to follow blindly providing I guarantee your safety.
Bazılarınız kim olduğumu ve nereden geldiğimi bilmek istiyor diğerleri çalışmalarımdan dolayı beni kabul etmeye hazır ve güvenliklerini garanti edersem beni körü körüne izlemeye gönüllüler.
He gives us courage when we're searching around... blindly like little mice in the darkness!
Karanlıktaki fareler gibi etrafta kör gezerken bize cesaret verir.
Aggression, child rearing, sex the willingness to follow leaders blindly.
Saldırganlık, çocuk yetiştirme, seks ve liderleri takip etme içgüdüsü.
Some people think they are purely works of imagination. Others believe in them blindly.
Bazı insanlar bu kitapların katıksız bir fantazi olduğunu düşünür, diğerleri her kelimesine inanır.
Bear them off blindly in a trance!
Kendilerinden geçtiler!
I am unable to continue blindly working on a project of such phenomenal destructive potential.
Böylesine yıkıcı bir potansiyele sahip bir projede körlemesine çalışmaya devam edemeyeceğim.
" I'd meet a man And I'd follow him blindly
" Bir adamla tanıştım Ve izledim onu körcesine
On the count of three you're gonna kick the door open, run in there blindly, and I'll cover you, okay?
Üç dediğimde. Kapıyı açacaksın. İçeri dalacaksın.
How could she trust so blindly in that lawyer?
O avukata nasıl bu kadar güvenebildi?
They stumble blindly towards self-destruction.
Tökezleyip kendini yok etmeye doğru körlemesine gidersin.
If you mean I respect my superiors, no matter who, and I obey orders blindly and unquestionably... yes!
Eğer söylediğin, amirlerime ( kim olursa olsun ) saygı duyduğum Ve emirlerine körü körüne itaat ettiğimse... evet, evet dogru!
Stone won't go into anything blindly with you
Stone asıl seninle körükörüne riske atılacağı bir maceraya gitmeyecek.
- Monsieur Vincent, I respect you, but I won't follow you blindly. - who accept that idea.
- korkak, bencil, ahlaksızdır.
You must blindly obey all my commandments.
Emirlerime istisnasız itaat etmek zorundasın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]