English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Boilerplate

Boilerplate translate Turkish

71 parallel translation
Ninety-nine percent of what we do is boilerplate surgery.
Yaptığımız ameliyatların % 99'u anlaşmalı.
Standard resignation boilerplate.
Standart istifa açıklaması.
Just boilerplate stuff.
Önemsiz ayrıntılar için.
It's just boilerplate.
- Sadece basit bir giriş.
It's all standard boilerplate.
Hepsi standart kaynar kazan.
It's boilerplate.
Standart bir metin.
Boilerplate, kid.
Standart prosedür.
I need a boilerplate to file today.
Standart bir dosya gerekiyor.
So I'll draft a standard boilerplate provision and that'll be that.
Ben de standart bir sözleşme taslağı yapacağım, hepsi bu.
Copyright, Frasier Crane, boilerplate, boilerplate.
Telif hakları Frasier Crane'e ait.
I could fill out that boilerplate stuff for you.
Bu formları senin yerine doldurabilirim.
No. Just standard key release boilerplate.
Bir şey değil ya, kantindeki ıvır zıvır için.
"Key release boilerplate"?
Kantinde neden bahsettiğinizi anlamadım.
Okay, add the DNR stuff to the boilerplate, and you're there.
Tamam, belgeyi de izine ekledik mi tamamdır.
Yeah, more or less standard boilerplate, I guess.
Evet, bildik bir klişe.
And to add the necessary boilerplate... you ever hurt her, I'm gonna kill you like a chicken.
Ama seni uyarayım eğer onu incitirsen seni bir tavuk gibi öldürürüm.
You give me a boilerplate affidavit with the PC from the court report. And then, as you get fresh numbers for the new disposables, you call me... anytime, day or night, to jump phones.
Bana mahkeme raporuyla birlikte beyanname taslağı ve bu kullan-at telefonları yeni numaralarıyla birlikte öğrenebilirseniz beni arayabilirsiniz, gündüz veya gece, hiç fark etmez.
All right, boilerplate release form I need you to sign.
Pekala. Senden imzalamanı istediğim kontrat.
It's just boilerplate legalese for a lease.
Standart kredi sözleşmesi dili.
- Looks like pretty standard boilerplate.
- Bence gayet sıradan bir şablon.
And I have to, um... this is a bit of a bureaucratic boilerplate, but, um,
Bir de şu mevzuat angaryası var. Ama tebliğ etmek zorundayım.
Standard boilerplate stuff.
Standart kontrat işte.
- It's Just the usual boilerplate.
Ama bu Fransızca. Bu sadece standart bir sözleşme.
it's standard boilerplate.
Standart bir hukuk metni.
They're handwritten, without the legal boilerplate.
Elle yazılmışlardır, avukat kontrolünden geçmemiştir.
The forms are all standard, boilerplate.
Formlar hep standart, ayrıntılı.
It's just boilerplate. It's stuff that we have...
Bu sadece standart bir işlem.
It's a boilerplate protest letter.
Standart bir protesto mektubu.
Boilerplate.
Hukuki zırvalar.
Standard boilerplate. Davis, just sign the damn paper so we can open this bottle already.
Davis, imzala şu kahrolası şeyi de şişeyi açalım artık.
Boilerplate?
Matbu mu?
Yeah, get me a boilerplate separation agreement.
evet, bana bir tane klişe ayrılık anlaşması ayarla
Boilerplate stuff.
- Birkaç yazı işte.
Boilerplate.
- Demirbaş.
It's boilerplate.
Matbu yazı.
Well, no, I mean, I got kids and I work, it's hard sometimes, but, y'know, boilerplate misery, alone in the world, might as well be a maggot sucking a dead cat's face,
Çocuklar ve iş var. Zor zamanlar ama standart durum yani. Yalnızlık, asalak olmak falan.
This is pretty standard boilerplate stuff.
- Bu oldukça standart klişe şeyler.
Basic, boilerplate, nothing fancy, no narrative.
Kısa, basmakalıp, gösterişsiz, bir şeyin üstünde durmadan.
Oh, he doesn't need to... it's all pretty boilerplate stuff.
Bakmasına gerek yok.
Here's your boilerplate deal with life.
Basit bir hayatı ele alıyoruz.
Boilerplate, okay, yes.
Klişe, tamam, evet.
- It's just boilerplate. You don't have to read it.
Onu okumana gerek yok.
Standard hotel boilerplate.
Standart otel uyarısı.
Mm. You don't have to read it. It's all boilerplate.
Okumana gerek yok, standart metinlerden.
It's boilerplate, but it'll give you something to work with.
Standart bir metin ama sana bir fikir verecektir.
Basic boilerplate language, 50-year commitment, blah, blah, blah.
Temel, basmakalıp bir dil. 50 yıllık bağIıIık, falan filan.
I can... write the remainder of this boilerplate rejection speech in my own time, so...
Hatırlatıcıma bu reddedilmeyi de yazarım.
Boilerplate.
Sanırım bunlar çok genel şeyler, standart.
Standard service agreement contract, mostly boilerplate.
Standart hizmet sözleşmesi.
- Boilerplate stuff.
Bir milyon dolar mı?
It's fairly boilerplate.
Her şey oldukça açık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]