Bombed translate Turkish
1,025 parallel translation
We've bombed and shelled every inch of those reverse slopes, and they're still comin'.
O karşı bayırların her adımını bombaladık hala geliyorlar.
We've been bombed out!
Bombalandık!
So you've been bombed now.
Şimdi de bombalandınız ha?
We've been bombed out.
Bombalandık.
Being bombed in London is not more attractive than being bombed in Warsaw.
Londra'da bombalanmanın, Varşova'da bombalanmaktan daha alımlı olacağını akıl edemedim.
A big house was bombed on Kuhio Street.
Kuhio Sokağında bir ev bombalanmış.
Fortunately the city wasn't bombed in the war.
Şansımıza, savaşta şehir bombalanmadı.
She hasn't spoken since the Japs bombed us in Rangoon.
Japonların Rangun'da bizi bombaladığından beri konuşamıyor.
They've been bombed before.
Daha önce bombalanmışlar.
Cardiff was being bombed as well as London, wasn't it?
Sadece annelerinin yanında oturan bir grup bilgisayar manyağı.
I tried to enlist myself the day after those rats bombed Pearl Harbor.
O sıçanlar Pearl Harbor'ı bombaladığında ben de orduya yazılmak istedim.
This town's wrecked, just as though it was bombed out.
Bu kasaba hurdaya çıkmış.
The flight was composed of members of the famous Billy Mitchell squadron... which, in 1921, bombed and sank the battleshipOstfriesland.
Uçuş ekibi 1921 yılında Ostfriesland savaş gemisini... batıran ünlü Billy Mitchell'ın ekibinden.
The Germans bombed the prison, and you all escaped... joined the Underground and became heroes.
Kaçtın, direnişe katıldın ve kahraman oldun.
The convoys lose their way, stop, then start again, are bombed, and finally arrive.
Konvoylar yollarını kaybetti, durdular, sonra yine başladılar, bombalandılar, sonunda geldiler.
When Pearl was bombed no one had a chance in politics without a war record.
Pearl bombalandığında savaşa gitmemiş kimsenin siyasette şansı yoktu.
Well in this letter, he said that they was getting pushed around and bombed and all of a sudden our airplanes were there.
Mektubunda diyordu ki itilip kakılıp bombalanmışlar. Birden bire bizim uçaklarımız oraya varmış.
Then raid by raid, my other dresses, and now you've bombed my trousers.
Saldırıda diğerleri de gitti. Şimdi de pantolonumu bombaladınız.
Dunkirk was bombed last night.
Dunkirk dün gece ağır şekilde bombalandı.
Dunkirk's been bombed to blazes.
Dunkirk cehenneme dönmüş.
They told me down at the District Military Office to report to the barracks for bombed out men on leave.
İzindeki yaralı askerlerin rapor verdiği Bölge Komutanlığına gitmemi söylediler.
Bombed out of her own place and put here by the authorities.
Evi bombalanınca yetkililer buraya yerleştirdi.
They were bombed out, I can't locate them.
Ailem kayıp. Bombalandılar ve onları bulamıyorum.
The last I heard, he was living in the back of the bombed out Jahnplatz Art Museum.
Son duyduğuma göre bombalanmış Jahnplatz Sanat Müzesi'nin arka tarafında kalıyormuş.
We were bombed out and I...
Bulunduğumuz yer bombalandı ve ben...
'I'm writing this sitting under the bombed tree by the river.
" Nehir kenarındaki bombalanmış ağacın altında otururken yazıyorum.
And the old man is at the institute, where the people who were bombed out live.
Yaşlı adam bombalananların yaşadığı enstitüde.
-... that day that they bombed us - Yes, what happened?
- Bombardıman olduğu gün...
You see, the prison stockade was bombed... you have no idea how hard it was to find him.
Hükümlü idi. Bildiğiniz gibi, hapishane bombalandı. Onu bulmakta ne kadar zorlandığımı tahmin edemezsiniz.
We were en route to Manila and heard it was being bombed... -... and we had to land here. - Oh.
Manila'nın bombalandığı haberini alınca uçağımız buraya acil iniş yapmak zorunda kaldı.
If you was bombed and sunk and pulled up by your stern... you'd be a little greasy too.
Kıçınızdan bombalanıp batırılmış, sonra da sudan çıkarılmış olsaydınız siz de yağlı olurdunuz.
The house in Livorno was bombed, so I was sent here.
Livorno'daki ev bombaladı, ben de buraya gönderildim.
- They bombed the rails ahead of us.
- Önümüzdeki rayları bombaladılar.
Instead of landing your armies so far south you should have landed much further up, you would have bombed fewer cities.
Güneyde o kadar uzağa ordularınızı indirmektense, daha kuzeyde yapmalıydınız bunu. Bir kaç şehri bombalamalıydınız.
There was simply the bombed-out ruin of an old castle belonging to the family wolfen.
orada ortaya çıktılar bombalanmış eski bir kalede. kurtadamlara ait bir kalede.
They bombed his house and they killed his wife.
Evini bombalayıp karısını öldürdüler.
I bombed nine cities.
Dokuz şehri bombaladım.
One more time, German Aviation has bombed London and some damage was done to residential areas.
, Alman Hava Kuvvetleri Tarafından bombalandı. Özellikle yerleşim alanları etkilendi.
"Bombed a clinic for the handicapped and the mentally retarded"?
Engelli ve ruhsal bozukluların kliniğini bombalamış.
you look for signs of war- - a bullet scar in a wall... a bombed-out building.
Gideceğin yere vardıktan sonra, gözlerin savaşın izlerini... duvarda kurşun delikleri ya da bombalanmış binalar arar.
Actually, it was bombed by the Eighth Air Force.
Aslında 8. Hava Kuvveti tarafından bombalandı.
- Ιt was bombed.
- Bombalanmıştı.
Ιt might have been bombed but Ι stiΙΙ remember my street.
Bombalanmış olabilir ama hala sokağımı hatırlıyorum.
The bitterness of the trees under the sun, the smell of the bombed mountain.
güneşın altındaki ağaçların acı kokuları, bombalanmış dağların kokusu,
I have been working in the country... with children who have been sent out of the bombed areas.
Memlekette bombalanmış yerlerin dışına gönderilen çocuklarla çalışıyordum.
This building must be bombed.
Bu binayı bombalamalıyız.
It must be a bombed castle.
Bombalanmış bir kasaba olmalı bu.
Oh, was he bombed.
Kafayı bulmuş.
It won't be bombed or shelled.
Ne bombalanır ne de topa tutulur.
Right after dawn, all switching tracks and trains in the area will be bombed.
Şafaktan sonra makaslardaki ve raylardaki tüm trenler bombalanacak.
- Jerry bombed the scrubs.
Almanlar çalılıkları bombaladı.