Bons translate Turkish
26 parallel translation
"Les baisers sont comme des bonbons... qu'on mange parce qu'ils sont bons."
" Les baisers sont comme des bonbons... qu'on mange parce qu'ils sont bons.'"
With an overdose of Bons Bois.
Bons Bois fazla kaçmış.
At the bistro called Les Bons Nuits, rue Lamartine.
La Grenouille barı. Lamartine caddesi.
What if my intellectual bons mots and witty little intersections are only appreciated in Chicago?
Ya entelektüel nüktelerim zekice laflarım sadece Şikago'da beğeniliyorsa?
I was the most dedicated manservant, trance, always there with a toasty-crisp bath towel, an impeccably placed oyster fork, the choicest of bons mots, but, alas, my employer fell on hard times and traded me to sir.
İşine çok bağlı bir uşaktım Trance. Banyo havluları her zaman çıtır çıtır olurdu. İstiridye çatallarını kusursuz yerleştirirdim.
Miss Patty and Babette wanted to hire these two hot guys to carry you around all day and feed you Bon-Bons, and Kirk wanted to hire the Red Hot Chili Peppers to play a concert in the square, but I said, " Hey, please respect the lady's wishes.
Patt ile Babette seni bütün gün taşıyıp drajelerle besleyecek iki seksi adam tutmak istedi. Kirk, Red Hot Chill Peppers'tutalım dedi. Ama ben "Kadının isteklerine saygı duyun Bunu hak ediyor" dedim.
Well, laissez les bons temps rouler.
laissez les bons temps rouler.
It's freezing out here, my balls are like bon-bons.
Dışarısı buz gibi, toplarım bon-bona döndü.
Oh, yeah, now that you met Bones, you're all about the inter-agency cooperation
Eh tamam, şimdi asıl Bons la tanıştın ve onun örtbas komploları ile.
I love you, Dumpster-bons.
Sizi seviyorum, koyternır yemekleri.
Quem fez isto, oou o que fez isto, teles sao bons.
Bunu kim veya kimleryaptıysa, oldukça iyi olmalılar.
We got the... the petits bons mots.
Bizde nükte kabiliyeti var.
See you, Bons.
Görüşürüz, Bons.
Men of the theater are bons vivants, dear.
Tiyatrocular ağzının tadını bilir.
Right behind her is Planet Dorothy's own Bons Missile-EP4.
Onun hemen arkasında da Dorothy Gezegeni'nin kendi Bons Füze-EP4'ü takip etmekte.
Laissez les bons temps rouler!
Laissez les bons temps rouler!
These samosas are très bons, Mrs. Rosen.
Bu samsalar çok güzel bayan Rosen.
Our entire new line of nougat-filled bon-bons, and of course, the five original wafers.
- Yeni ürünlerimizin hepsi şeker dolu ve tabii ki özel malzemeler ile yapılıyor.
Les bons temps rouler.
Vur patlasın çal oynasın.
Yeah, if you go to pink dot, get me some bon bons or a double dog, or so- - and don't tease me, pretty boy.
Eğer Pink Dot'a gidersen bana bonibon veya double sosisli al. Benimle kafa bulma tatlı oğlan.
Chocolate bon-bons from L'atelier de Bonheur.
Vay! L'atelier de Bonheur'un bonbon çikolatası.
Laissez les bons temps rouler.
- En kötü günümüz böyle olsun.
- Bons.
- Bons.
Oh! Come by any time, Bons.
İstediğin zaman uğra Bons.
Well, they're bons vivants.
Onlar... hedonistler.
You put your feet up and eat bon-bons, okay?
!