English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Boy toy

Boy toy translate Turkish

295 parallel translation
It's a big-boy toy.
Büyük oğlan oyuncağı.
What do you want for your birthday, my little boy toy?
Doğum günün için ne istersin tatlı oyuncağım?
Is that all I am to you, a boy toy?
Senin için bu muyum, oyuncak mıyım yani?
I don't need to be anybody's boy toy.
Kimsenin oyuncağı olmadan hem de.
To get up in front of all your geek pals and say how I made you my boy toy for a night. - No.
İnek arkadaşlarının karşısında tanık sandalyesine oturup kayıtlara seni bir geceliğine nasıI oyuncağım yaptığımı anlatmayı.
You summoned back the true Angelus because you need a new boy toy?
Gerçek Angelus'ı çağırdın çünkü yeni bir erkek arkadaşa ihtiyacın var.
He'd pick another night if he knew you were busy with Teutonic Boy Toy.
İIkel dostumuzla takılacağını bilseydi eminim başka bir akşam seçerdi.
Too busy climbing onto her new boy toy to give a thought to the people that matter!
Yeni erkek arkadaşıyla vakit geçirirken asıI önemli olan insanları hatırlayacak zamanı kalmıyor.
I'm not finished with you, boy toy.
Seninle işim bitmedi sevgilim.
- What about her boy toy?
Genç sevgilisi ne oldu?
Leave the pictures of the boy toy.
Ufaklığın fotoğraflarını burda bırak.
He was a boy toy.
O erkek oyuncaktı.
Come on, let's get those bids up, it's the Annual Boy Toy Auction.
Haydi tekliflerinizi görelim! Bu geleneksek oyuncak bebek müzayedesi.
An attractive, cultured, distinguished man of the world, Not a callow boy.
Çekici, kültürlü, seçkin, toy değil...
Tommy is a good boy, a little fresh sometimes maybe, but he could not kill!
Tommy iyi bir çocuk, bazan biraz toy olabilir, fakat o öldüremez!
That's a lollipop, that boy.
Çocuk henüz çok toy.
Today he fought with his toy sword against a boy a whole head taller than he, and he defeated him.
Bugün oyuncak bir kılıçla oynuyordu ve kendinden bir kafa büyük bir çocuğu yendi.
Twenty years ago,... a little boy gave you his toy.
20 yıl önce, küçük bir çocuk sana oyuncağını vermişti.
You're the little boy who gave me his toy.
Sen bana oyuncağını veren küçük çocuksun.
That's a boy's toy, isn't it?
Bu bir erkek oyuncağı, değil mi?
You're not Vincent Price, you're Vincent Malloy, you're not tormented or insane, you're just a young boy,
Sen Vincent Price değilsin, senin adın Vincent Malloy. Acı çeken biri değil, bir oğlansın hala toy. "
Put that gun down, boy. It ain't no toy.
Kaldır tabancayı, oyuncak değil.
I'm a bad, bad, very bad boy and I won't be your toy
# Çünkü ben kötü, çok kötü bir çocuğum ve senin oyuncağın olmayacağım
I don't need no weak little boy can't say no to his daddy, hanging on me!
Peşimde dolaşan toy bir çocuğa ihtiyacım yok... babasına hayır diyemeyen birine!
I'll sing to you, you college boy.
Ben sana şarkı söyleyeyim seni toy çocuk.
I look at him and I see this little boy with his little toy gun belt on.
Ona baktığımda o küçük oğlanı görüyorum. Oyuncak tabancası belinde.
The story of a little Indian boy... who sends a toy canoe on a journey that he himself is too young to take.
Kızılderili küçük bir çocuğun hikayesi millet. Kim oyuncak Kano bir yolculuğa çıkar? O kendini alamaz çünkü çok genç.
- Don't toy with me, white boy.
- Benimle oyun oynama, beyaz çocuk.
When I go to the mall with my little boy, we always visit the toy store.
Küçük oğlumla alışveriş merkezine her gidişimizde oyuncakçıya da uğrarız.
Jack, that toy can't hurt the boy, but this one can.
Jack, bu oyuncak çocuğa zarar veremez. Ama bu verir.
But without his father the poor little boy was bounced from foster home to foster home like a little toy that nobody wanted.
Ama babası olmadığı için zavallı küçük çocuk, bir bakıcı aileden diğerine dolaşıp durmuş. Tıpkı kimsenin istemediği küçük bir oyuncak gibi.
Hang on to it, toy boy.
Elinden bırakma, oyuncak çocuk.
Maybe I'll show you mercy and make you my boy-toy.
Belki merhamet eder ve oyuncağım yaparım seni.
You like older men : This year you have a toy boy!
Sen de kendinden büyüklerden hoşlanırdın, şimdi gidip bir çocuk bulmuşsun.
- Boy-toy?
Çalışan başarılı kadınlara karşı bir kompleksim var. Sorun sen değilsin.
Yeah, you acquitted yourself real good for a green farm boy.
Toy bir çifylik çocuğu için iyi iş çıkardın.
No more Mr. Cuddly Toy... or whipping boy for Ganja Grace and Cap. Nicky, the lobster queen.
Artık Ganja Grace için..... ve ıstakoz kraliçesi Kaptan Nicky için ne Bay Sevimli Oyuncak ne de şamar oğlanı olmak var
You're living proof of those boy-toy do of uses in those men's magazines!
Erkek dergilerine poz veren oyuncak erkekler gibisin!
When I was a boy, I built toy rockets.
Ufak bir çocukken oyuncak roketler yapardım.
Is he a toy boy?
O oyuncak çocuk mu?
.. a bit of boy-toy fluff like that?
Böyle hanım evladı bir şeyi okurken yakalansın.
How could you smash a boy's toy?
Küçük bir çocuğun oyuncağını nasıl parçalarsın?
Be a good boy and I'll buy you a toy afterward. You wanna toy? - Sorry to barge in.
Uslu bir çocuk olursan sana oyuncak alırım.
BUT HEY, WHEN YOUR BOY-TOY GETS BROKEN, YOU GET ANOTHER TOY.
Oyuncağın kırılırsa, yenisini alırsın, değil mi?
Mmmm, good thinking, boy-Toy wonder.
İyi fikir, harika çocuk. Arakladın mı?
Boy always had some new toy to show us.
Boy'un her zaman gösterecek yeni oyuncakları olurdu.
- Please... - Charlie boy. Where's his toy?
- Küçük Charlie'nin oyuncağı neredeymiş?
Your, toy-boy, pet, your secret lover?
Farklı bir şıklık? Oyuncak? Evcil hayvan?
I'm sick of feeling like your boy-toy.
Senin oyuncağın olmaktan bıktım.
Toy Boy Killed by Wealthy Japanese Woman in Prince Terrace
Genç Çocuk zengin Japon Kadın tarafından Prince Terrace'da öldürüldü.
- You are going to be the latest boy toy to a bunch of Hollywood fags who are going to pass you around and suck you dry.
Sen bir grup Hollywood ibnesinin verip kuruyana kadar emdiği son erkek oyuncağı olacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]