English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bracken

Bracken translate Turkish

177 parallel translation
Miss Bush, a friend of Clyde Bracken, the man who was killed.
Bn. Bush, ölen Clyde Bracken'ın bir dostu.
All they found of Bracken was a medal he had won in school.
Tek buldukları Bracken'ın okulda kazandığı madalya.
At the end of the page, in Bracken's own handwriting he was the one killed says, "Sprinkler system slightly defective."
Sayfa sonunda, Bracken'ın el yazısıyla şu ölen adam : "Sulama sistemi hafif arızalı." diyor.
Worn out, ready to go up in smoke or deliberately burned by Holmes and Bracken for insurance.
Eski, yıkılmaya hazır veya sigorta için kasten yakılmaya.
You know, this Bracken's handwriting is moronic.
Bracken'ın yazısı zeka özürlü gibi.
Miss Shelley, I believe Clyde Bracken is still alive.
Bn. Shelley, bence Bracken yaşıyor.
- Did you say "Bracken"?
- "Bracken" mı dediniz?
I'm leaving for Boston to find Bracken.
Bracken için Boston'a gidiyorum.
Bracken's alive.
Bracken yaşıyor.
Mr. Bracken.
Bay Bracken.
Wait. Bracken, go sit down where I can see you.
Bracken, git seni görebileceğim bir yere otur.
- Dilg and Bracken are both...
- Dilg ve Bracken ikisi de...
They laughed at the Bracken story.
Bracken hikayesine güldüler.
Nobody believes this Bracken story.
Bracken hikayesine kimse inanmıyor.
- Bracken.
- Bracken.
- Clyde Bracken, judge.
- Clyde Bracken, yargıç.
- Bracken?
- Bracken?
Clyde Bracken, alive.
Bracken yaşıyor.
I thought I heard something, like someone running through the bracken.
Galiba bir şey duydum, sanki çalıların arasında birisi var.
Oh, nix cracken, Jimmy Bracken, I'm as silent as the tomb.
Şuna bak Jimmy Bracken, bir mezar kadar sessizim.
Run for that bracken when I tell you.
Söylediğimde o çalıya koş.
"Give us a cup of tea, bracken shins," I said to it once.
"Bize de bir çay ver," dedim bir kere.
Or else dead bracken.
Ya da eğreltiotu kurusu.
But I think I'll just transfer you to the undergrowth department - yes, bracken, small shrubs - that sort of thing - with a 19 % cut in salary backdated to the beginning of time.
Ama sanırım sizi doğruca çalılık bölümüne nakledip... Evet, fundalık, çalılık... o tarz şeyler...
Close the door, Miss Bracken.
Kapıyı Kapatın, Bayan Bracken.
Remember Clint Bracken and those guys got wiped out on Weed Hill in Durham?
Hani Clint Bracken'la arkadaşları Durham'da Weed Tepesinde kaza yapmıştı ya.
This is where Lynn Bracken's booze bills go.
Lynn'in faturaları buraya geliyor.
Lynn Bracken is my Veronica Lake.
Lynn de Veronica Lake.
Would you like Lynn Bracken's address?
Lynn Bracken'in adresini ister misiniz?
Miss Bracken... ... I'm Officer White.
Bayan Bracken ben White.
- Want some advice, Miss Bracken?
- Nasihat ister misin, bayan Bracken?
Miss Bracken... ... don't ever try to fucking bribe me... ... or I'll have you and Patchett in shit up to your ears.
Bayan Bracken asla rüşvet önerme bana yoksa seninle Patchett'in ananızı sikerim.
I get Lynn Margaret Bracken.
Benim kollarımda ise Lynn.
Lynn Bracken's.
Lynn Bracken'a.
Miss Bracken... ... I'm Lieutenant Exley.
Bayan Bracken ben Teğmen Exley.
I see Bud because he makes me feel like Lynn Bracken... ... and not a Veronica Lake look-alike who fucks for money.
Bud'la görüşüyorum çünkü Lynn'i görüyor para için yatan bir Lake taklidini değil.
You're his friend, Bracken.
Sen onun arkadaşısın, Bracken.
Brendan Bracken, just returning that.
Brendan Bracken. Geciktiğim için üzgünüm.
You've got to be at one with this place. You've got to get with the bracken, move with the moss.
Burada kazanabilmek için buranın bir parçası gibi hareket etmelisin.
Fascist officers arrest Mayor Queen, Premier Bracken and his entire cabinet.
Faşist subaylar Belediye Başkanı Queen'i, Eyalet Başkanı Braken'ı ve tüm kabinesini tutukladılar.
Bracken from Jeju Island...
Jeju adasından eğreltiotu...
The bracken is the vigorous life that spreads like wild grass.
Eğreltiotu ise, çimen gibi serpilmiş yaşama sevinci.
I want to see you skipping around the bracken in your tights.
Çalıların arasında taytında zıplamanı görmek istiyorum.
Drinks with Lord Beaverbrook at 6 : 30, then dinner with Mr. Bracken, Sir John Anderson and the Duff Coopers.
Saat 6 : 30'da, Lord Beaverbrook ile içki peşinden Bay Bracken, Sir John Anderson... -... ve Duff Coopers'la akşam yemeği.
Since Bracken Oka... she's on there?
Kadın televizyonda mı?
for him, I think that was just like building a fort out of bracken. I had an experience which, um..... speeds up the whole idea of, um...
Bitkilerden kendisine... kale yapmak ister gibiydi.
Near Bracken.
Bracken taraflarından.
My father counts Jonas Bracken amongst his oldest and most loyal bannermen.
Babam, Jonas Bracken'ı en eski ve en sadık sancak beyi olarak görür.
Many red-tail hawks stop for a bite to eat at Bracken Cave in southern Texas.
Kızılkuyruklu şahinleri çoğu bir şeyler atıştırmak için... Güney Teksas'taki Bracken Mağarasında mola veriyor.
It belonged to a guy named William H. Bracken.
William H. Bracken adında birine aitmiş.
You mean Senator William Bracken?
Senatör William Bracken'ı mı diyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]