English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bravely

Bravely translate Turkish

456 parallel translation
They have gone bravely, nobly, ever forward, realizing there is no other duty now but to save the fatherland.
Vatanı korumaktan daha önemli bir şey olmadığını fark ederek kahramanca ve asil şekilde gittiler, hep ileri gittiler.
Let's bravely go to battle believing in victory.
Zafere inanarak gururla savaşa gidelim.
He joined our regiment from the Swedish front... where he fought bravely for about two years.
Alayımıza, yaklaşık bir sene önce iki yıl boyunca cesurca savaştığı İsveç cephesinden katıldı.
While our tank was being filled near Bayonne... pretending to go buy a paper... bravely or like a coward, I fled... from my exquisite creature... as if fleeing fate... yet rather painfully... for I must admit she was the only woman in my life... whom I almost truly loved.
Arabanın deposunu Bayonne yakınlarında doldururken gazete alıyor süsü vererek cesurca ya da korkakça o muhteşem yaratıktan sanki kaderimden acı dolu bir şekilde kaçarmış gibi uzaklaştım ve kabul etmem gerekir ki hayatımda neredeyse gerçek anlamda sevdiğim tek kadın oydu.
How bravely he overcame the dismal handicaps of his parentage.
Ailesinin üzücü engelleriyle nasıl da cesurca başa çıkıyordu.
# Look bravely at your enemy.
# Bak düşmanında cesur.
So we see him bravely set forth for the isle of his dreams.
Bu yüzden rüyalarını adası için cesurca bir karar verdiğini görüyoruz.
once you make up your mind to face this bravely, you'll find all the problems have a way of sorting themselves out.
Bu meseleyi cesurca göğüslemeye bir kere karar verdiniz mi, tüm sorunların bir şekilde kendiliklerinden çözümlendiğini göreceksiniz.
He'd fought bravely, and they'd glorified him - parades, waving flags, women's smiles.
Cesurca savaşmıştı ve insanlar da O'nu... geçit törenlerinde bayrak sallayarak ve kadınların gülücükleriyle göklere çıkarmıştı.
You will die bravely in silence, or you will wail like woman bringing forth child and cry out to us where pony-soldiers are.
Sesiz ve cesurca mı öleceksin... yoksa dördüncü çocuğu doğuran kadın gibi bağıracakmısın... ve atlı askerlerin yerini bize haykıracakmısın.
Were I not your friend, had we not fought many battles together, shared many dangers in the field, were I not mindful of how bravely you've served me and Rome,
Arkadaşın olmasam, birçok savaşta birlikte çarpışıp tehlikelere göğüs germiş olmasak, bana ve Roma'ya ne kadar cesurca hizmet ettiğini bilmesem,
sizable numbers of German troops held out bravely several kilometres away, in slovakia.
Slovakya'daki güçlerimiz.. Alman birliklerinin bir kaç kilometre uzağındaydı.
The bodies of those who died well and bravely by my side shall be delivered to the City of the Dead.
Hakkıyla ve cesurca benim tarafımda ölen bu bedenler ölüler şehrine gönderilecek.
I must wear it bravely.
Onu cesurca taşımalıyım.
If I die, just pray that I die bravely.
Ben ölürsem, sadece cesurca ölmem için dua et.
Join bravely, let us to it pell-mell.
Gittiği yere kadar gidelim hepimiz el ele.
They have fought long and bravely.
Kahramanca savastilar.
I'm sure he fought bravely. It's wonderful, isn't it?
Eminim ki yaptıkları cesurcaydı..
Bravely spoken.
Cesur bir söz.
Even a Red will fight bravely when the time comes, but your kind surrenders before fighting.
Bir Kızıl bile sırası geldiğinde cesurca savaşır ama senin gibi tipler savaşmadan teslim olur.
The major's son fought bravely.
Binbaşını oğlu kahramanca savaştı.
Yes, general, you have lied most bravely, but not convincingly.
Yalanınız cesurca ama inandırıcı değil.
May they always fight bravely, and if not, perish. So, we go.
Tanrı'dan dilerim ki hep cesurca savaşın, ki savaşamazsanız, yokolun.Haydi gidelim.
You and I are both alone in this world, but you face the harsh world bravely.
Sen ve ben ; ikimizde bu dünyada yapayalnızız, ama sen zalim dünyayla cesurca yüzyüze gelebiliyorsun.
To reply to you bravely.
Size cesurca cevaplar vermemi.
At least your troops fought bravely, under my command.
En azından birlikleriniz benim komutamda cesurca savaştılar.
Well, Viking, you take it bravely.
Evet Viking, soğukkanlı duruyorsun.
The farmers acted bravely
Bu çiftçiler çok cesur davrandılar.
An army that had fought in the war between the states, that had bravely battled in many an Indian campaign, now patrolled the West in a time of peace, with ever-present thoughts of home.
Eyaletler arası savaşta bulunmuş bir çok kızılderili muharebesinde kahramanlık göstermiş bir ordu herzaman ki vatan hasretiyle barış zamanında batıda devriye geziyordu.
But we owe so much to the bravely of our agents. Many of whose names...
Ama bir çoğunun adı hiç bilinmeyecek kahraman ajanlarımıza çok şey borçluyuz.
" I was defending my self bravely
" Kendimi cesurca savunuyordum ki,
Your son, major Ivan Levkovic Serduk, born in Skrizalivka village, Chygyryn District, Cherkasy region, died bravely doing his duty,
Senin oğlun, Binbaşı İvan Levkovic Serduk, doğum Skrizalivka Köyü, Chygyryn İlçesi, Cherkasy Bölgesi, cesurca öldü görevini yaptı,
Then do it bravely, Lightborn, and be secret.
Öyleye bu işi çabuk bitir Lightborn, kimseye de görünme.
How say, Lords, was not this bravely done?
Nasıl görkemli bir şekilde hallettim, değil mi lortlarım?
And thither must we journey... bravely clad.
Oraya giderken şatafatlı giyinmeliyiz.
And now, my honey love... we will return unto your father's house... and revel it as bravely as the best... with silken coats and caps and golden rings... and ruffs and cuffs and farthingales and things... with amber bracelets, beads and scarfs and fans.
Eh şimdi benim canım sevgilim, Babanın evine dönelim, şenliğin tadını en şatafatlı giysilerimizle çıkaralım. İpek ceket, altın yüzüklerimizle Yakalıklarımız, dantelli kolluklarımızla,
Bravely borne.
Cesurmuşsunuz epey.
We will bravely commit seppuku.
Seppuku yapmayı kabul ediyoruz.
It was then I received the Victoria Cross... for bravely above and beyond the call of duty.
Sonra görev bilinci ve kahramanlık duyguları ile. Victoria Geçidi'ni ele geçirdim.
You and your partner performed bravely.
Ortağınla çok cesurca davrandınız.
We must bravely bear...
Cesaretle katlanmalıyız...
You have fought bravely and firmly.
Yiğitçe ve sebatla dövüştünüz.
My father carried it bravely in the war.
Babam bunu cesaretle savaşta kullandı.
Just he himself, but he fights bravely and our men can hardly stop him
Sadece kendisi, tek başına gelmiş! buna rağmen onu zor tutuyoruz!
That is why I can look you so bravely in the face.
Bu yüzden yüzünüze böyle cesurca bakabiliyorum.
And because the German nation's master race in its pride and confidence, bravely and daringly demands leadership, the people in ever-growing numbers pledge allegiance to our leadership.
Ve Alman milletinin en iyi ırk değeri, gururlu bir özdeğerlendirmede cesur ve korkusuzca bir milletin ve halkın idare edilmesini istediği için halk,.. ... gittikçe sayısı artmakla birlikte bu idareye ait olup boyun eğdi.
Whether he is alive or has died bravely and gone on to Paradise.
İster yaşıyor olsun, ister cesurca ölüp cennete gitmiş olsun.
Oh, very bravely, Senior Link.
Çok kahramanca, Senyor Link.
It's the least we can do for these poor guys who died so bravely.
Böylesine cesurca şehit olan bu adamlar, aslında çok daha fazlasını hak ediyorlar.
You fought bravely.
Yiğitçe savaştın.
And the knight with his banners all bravely unfurled
Ve şövalye sancaklarını cesurca açarak

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]