English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Breaded

Breaded translate Turkish

47 parallel translation
How'd you like some breaded veal cutlet with tomato sauce?
Domates soslu dana kotlet pane ister misin?
Breaded chops?
Etli ekmek mi?
One breaded chop!
Bir etli ekmek!
Breaded sole.
Ekmekli dilbalığı.
Forget it. Do you have any fish here that isn't breaded?
Hiç ekmek arası olmayan balığınız var mı?
It's fresh grouper, slightly breaded, sauteed to a golden brown, and lemon butter, shallots with a teasing hint of Dijon.
Ekmeğe bulanmış ve kızarana kadar sote edilmiş taze hani balığı. Tereyağı, arpa soğan karşı konulamaz Dijon hardalıyla.
Peg, a Weenie Tot is a delicious little hot-dog type meat wrapped in a breaded shell and deep - fried in pure lard.
Weenie Tot, ekmeğe sarılıp saf domuz yağında kızartılmış sosis benzeri nefis bir ettir.
Because it tells me that our lives and the life of the sea are all of one piece Breaded toghether
Çünkü, bana yaşamımız ve deniz yaşamının hepsinin birlikte tek parça olduğunu söylüyor.
Well, we've got meat, a nice heavy steak... lamb, kidneys, some greasy breaded liver.
Pekala, harika bir biftek olabilir. Kuzu eti, böbrek, az yağlı ciğer.
Here, try his breaded monkfish. lt looks great.
Su kelerbalığı panesini dene.
What--what are they, lightly breaded?
Nasıl peki, hafiften pane edilmiştir.
I'll bet they're lightly breaded, right?
Değil mi? Kesin edilmiştir.
Breaded. Not fried.
Kızartma değil, pane.
The eight-year-old was fooling around with a friend at lunch last week when he pointed a breaded-chicken finger at a teacher and then said : " Pow pow.
8 yaşındaki çocuk, yemekte bir arkadaşıyla oynarken... bir tavuk pane parçasını öğretmenine doğrultup "bam, bam" dedi.
A breaded steak and some fried potatoes.
Biftekle biraz kızarmış patates.
They're stripped from the bone and ground up into a sort of chicken mash, which is then combined with all sorts of stabilizers and preservatives, pressed into familiar shapes, breaded, deep-fried, freeze-dried, and then shipped to a McDonald's near you.
Patates püresine batırılmış kemiksiz tavuklar. Dengeleme aygıtları ve koruyucularla kombine edilmiş bastırılmış, parçalanmış, kızartılmış, dondurulmuş ve McDonald's kalıplarına uydurulmuş.
Now that's traditionally a uh, a white meat chicken... breast, if you will, that has been breaded, and then cooked.
Bu bilindiği gibi, beyaz tavuk eti... isteğe bağlı, göğüs kısmı, Ekmek kırıntısıyla kaplanmış ve pişirilmiş.
It just so happens... I am making a garden spring salad with three bitter lettuces... and a breaded French country chicken.
Ben de tam üç marul ve Fransız tavuk şnitzelinden bahçe salatası yapıyordum.
One de-breaded calamari, one hand-melted, Board-certified, cruelty-free butter. Excuse me.
Bir ekmeksiz kalamar, bir de elle eritilmiş, kalite belgeli, kültür katkısız tereyağı.
Beef, pork fillet, liver, breaded brains, marrow...
Biftek, domuz filetosu, karaciğer, ekmekli beyin, kemik iliği...
Yeah, you know, they're frozen and breaded -
Tabii! Dondurulup ekmek ile...
What if we breaded before we battered?
Ya ekmek kırıntılarını iyice ezmeden kullansak.
Open your mouth and you'll get breaded before battered!
Tek kelime etme! Ve ekmek kırıntılarını kullanmadan önce iyice ez!
Breaded abrasions.
Ekmek tabanı gibi sıyrıklar var.
Abuela made you breaded calf's brains.
Büyük annem sana ekmekli dana beyini yaptı.
Hey, bree, I know what you can make for the wake- - that flaky-breaded-shrimp thing.
Bree, başlangıç için ne yapabileceğini biliyorum.. Şu kat kat panelenmiş karidesten.
alright what do we know about fishsticks... they're breaded...
Pekâlâ, ton balığı hakkında neler biliyoruz?
then under me we have rapper... genius... gay fish are homosexual... they swim... is it because breaded has something to do with genius?
Bana gelirsek, rapçi, dahi... İbne balık ise, homoseksüeldir yüzer. Konserve edilmesinin, benim dahi olmamla bir ilgisi mi var?
Toss them in with the nuggets just before they're breaded, fried, and frozen for shipment.
Kızartılıp, dondurulup gönderilmeden önce ürünlerin içine karıştırırsınız.
- I'll make some breaded cutlets.
- Pirzola pane yapacağım.
Double breaded for a big crunch.
Tavuk için iki kat pane harcı.
Austria. Famous for "The Sound of Music", breaded food and the invention of psychoanalysis.
Avusturya. "The Sound of Music" filmiyle ünlü, ekmekli yemekleri olan ve psikanalizi bulan ülke.
Breaded pork chops and butter beans.
Ekmek kırıntısı kaplanıp kızartılmış domuz ve kuru fasulye.
They're just breaded with eggs and breadcrumbs and then fried, that's all.
Ekmek ve yumurta ve biraz da kurutulmuş ekmek ve kızartıyorsun tabi.
Yeah, it's breaded chicken.
Evet, pane tavuk işte.
Okay, I got the breaded breast filets and the marinated drumstick combos.
Peki, benim tavuk filetom ve marine edilmiş butlarım var.
I was starting to think she killed, breaded and ate them all.
Ben de onları öldürüp, doğrayıp yediğini düşünmeye başlamıştım.
It's a lightly-breaded seafood treat.
Pane harcına bulanmış deniz ürünü.
Chef Vola takes an entire veal chop, slices it lengthwise, breaded, fried in olive oil, drowned in cheese and tomato sauce.
Şef Vola dana etini alır, uzunlamasına keser, unlar zeytinyağında kızartır, peynir ve domates sosuyla bular.
Are they, like, really breaded?
Paneyle mi yapılıyor?
Chicken nuggets, breaded!
Bim nuggetları, galeta unu var.
Hey, Breaded and Fried complacent?
Hamur, hamur, hamur.
Breaded and fried!
Hamur, hamur, hamur.
You must taste the breaded humuhumunukunukuapua'a, flown in fresh this a.m.
Pane Humuhumunukunukuapua'nın tadına bakmanız lazım. Bu sabah taze yakalandı.
- It's breaded.
- Una batırılmış.
If it's not breaded and fried, it's not edible.
O tavada ve kızarmış değilse, yenilmez.
This calamari is breaded.
Bu kalamar ekmekli.
bread 219

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]