Briefs translate Turkish
398 parallel translation
- I've got some interesting briefs for you.
- Size çok ilginç dava özetleri çıkardım.
If it's all right with you, Byers can file these briefs later.
Sizce de sakıncası yoksa bu kağıtları Byers daha sonra dosyalayabilir.
- I'm gonna do briefs for him. - What does that mean?
Onun için dosya araştırması yapacağım.
- So is it fun doing briefs?
Emsal araştırmak iyi para kazandırır mı?
I don't want to be doing briefs, I want to be back in the courtroom.
Dosya incelemek istemiyorum. Avukatlığa dönmek istiyorum.
An athlete jumps from the wings, dressed in immaculate briefs.
Kanatlı atların yanında kusursuz mayo giymiş bir atlet.
He stood there in his briefs and I laughed because his feet were freezing.
Orada don paça duruyordu ben de güldüm çünkü ayakları donuyordu.
- Dismissed. - Chief, just a tiny pair of briefs...
- Küçük bir slip olsun bari, şef.
- Briefs. I mean...
- Slip mayo demiştim ama...
Just till the old man briefs Scott.
Patron, Scott'a özet geçene kadar buradayım.
I'll go over the briefs here tonight.
Bu gece dava özetini gözden geçireceğim
The briefs also. Yes...
İç çamaşırı da lütfen.
You can go without briefs.
Don giymeden dolaşabilirsin.
He's dribbling on my briefs.
Özetlerimin üzerine salya akıtıyor.
And your briefs, will you not take them off?
Külotunu çıkartmayacak mısın?
Stick your writ in your briefs, you ambulance chaser.
Fırsat düşkünü herif, o yazıyı al da münasip bir yerine koy.
I'm sorry about the delay on the cotton briefs.
Pamuklu külotlardaki gecikme için üzgünüm.
I promise you that the cotton briefs will be ready in no time.
Söz veriyorum o pamuklu külotlar hemen hazır olacak.
Finally... he drops his briefs.
Sonunda evraklarını düşürür.
And I wear bikini briefs.
Ve slip giyiyorum.
I wear cotton briefs, sir.
- Pamuklu çamaşır giyerim, efendim.
I'm chucking my legal briefs and getting into poodles.
Hukuk dosyalarımı atıp bir köpek alacağım kendime.
- Don. Study these briefs carefully.
Bu katalogları dikkatlice inceleyin
She was working on my briefs.
Kâğıtlarımı düzeltiyor.
- I have my personal briefs in the suitcase with my socks.
Kendi dosyalarımı da çoraplarımla aynı çantaya koydum. - Aracı kurumun listesinde yoksunuz.
What happened to my briefs? "
"Hey! Donuma n'oldu?"
Underneath this shirt and these shorts I am wearing a teeny, tiny pair of briefs.
Bu tişörtün ve şortun altında, minicik, incecik bir mayo giymiş bulunuyorum.
Briefs or boxers?
Slip mi, şort mu?
The briefs now! Bend over and cough!
Şortunu çıkar, eğil ve öksür.
Here's your pill briefs.
İşte hap talimatları.
- My briefs need proofing.
- Belgelerimin kanıtlanması gerek.
sara, creative briefs and strategies from our competitor's oatmeal raisin cookies.
Sara, rakip şirketlerin yulaflı üzüm kurabiye stratejilerini bul.
Listen, if you ever wanna have kids, you shouldn't wear briefs.
Dinle, eğer çocukların olsun istiyorsan sıkı şeyler giymemelisin.
- I think I'm gonna switch back to briefs.
- Sanırım külot giyeceğim bundan sonra.
And I see you're wearing your wonder briefs.
Bakıyorum da sende harika slipini giymişsin.
Wow, look at these briefs.
Vay, şunlara bir bakıyım.
I'll need briefs on both.
İkisi için de rapor istiyorum.
Dad, do you wear boxers or briefs? Nope!
Baba, iç çamaşırı giyiyor musun?
I filed the appeal and brought up all our First Amendment briefs...
Temyize başvuru formunu doldurdum. Ayrıca bilgisayardaki bütün savunmayı değiştirdim. Ayrıca, yayını durdurma maddesini de..... üzerine ekledim.
You sure women like these contour briefs?
Bu takviyelerin kadınların hoşuna gideceğinden emin misiniz?
How we doing on those briefs?
O özetlerde ne durumdayız?
Bec, if you could get those briefs.
Bec, o özetleri alıver.
I don't want her to think I'm a low-rise briefs guy who shaves his chest.
Beni alçak sesle konuşan göğsünü traş etmiş slip don giyen adamlardan biri olduğumu düşünmesini istemem.
So, Alan, boxers or briefs?
Alan, paçalı don mu külot mu?
The facts have been stipulated, the briefs have been read.
Gerçekler ve özetler sunuldu.
My, my, somebody's boxer briefs are in a twist.
Birinin boxer'ı burulmuş mu ne.
I'm drawing up some briefs for a client. "
"Müşteri için dava özeti hazırlıyorum" ( Brief : özet, erkek iç çamaşırı )
There were some briefs involved, but he wasn't drawing'them up.
Bazı iç çamaşırları söz konusuydu tabi... Ama onları hazırlamıyordu...
Well-chosen briefs, I'd say.
Güzel seçilmiş şeyler diyebilirim.
Now why don't you go put on those red bikini briefs that I gave you?
Şimdi sana verdiğim kırmızı donları giysene.
Briefs. Cool tool.
Tabii ki.