English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brutally

Brutally translate Turkish

747 parallel translation
They brutally murdered civilians in order to make themselves relevant.
Kendilerini kabul ettirmek için sivilleri öldürdüler.
Both the men who were so brutally murdered were innocent civilians, not only that, but intellectuals trusted by those around them.
Vahşice katledilen adamların ikisi de... Masum sivillerdi. Sırf bu da değil, insanların güvendiği entelektüeller de.
YOUR DAUGHTER BRUTALLY ABDUCTED ALIVE, TAKEN TO GERMANY AFTER RECENT ENEMY ADVANCE.
"Kızınız son düşman saldırısı sonrası zorla Almanya'ya götürüldü."
Lying before you is the body of the brutally killed sailor Grigory Vakulinchuk... killed by a senior officer of the squadron battleship Prince Tavrichesky.
Burada bir subay tarafından zalimce öldürülen Vakulinchuk'i Potemkin Zırhlısı denizcileri olarak unutmayacağız.
I did behave brutally.
Adi bir korkak gibi davrandım.
I wouldn't put it that brutally.
Ben bu kadar vahşice belirtmezdim.
I love you very much, but why do you speak so brutally?
Seni seviyorum, fakat neden bu kadar zalimsin?
Only this morning she struck her little cousin most brutally... and without provocation.
Daha bu sabah küçük kuzenine... hiçbir sebep olmaksızın vahşice vurmuş.
After brutally slugging the guards, the armored truck was stolen.
Güvenlik görevlilerinin hunharca öldürülüp, zırhlı araç çalındı.
Mr. Walters, if you were a judge and a man had enticed a 1 7-year-old girl to his apartment to paint her portrait, and when her family protested brutally assaulted the assistant DA, what would you do to this man?
Bay Walters, bir hakim olsaydınız ve bir adamın 17 yaşında bir kızı, model yapacağım.. ... seni diyerek, dairesinde alıkoysaydı. Ve kendisini kurtarmaya gelen savcı yrd.'sına şiddet gösterek, mukavemet etseydi, o adama ne ceza verirdiniz?
In the early hours of this morning, a young woman was brutally beaten to death... by one William Sikes.
Bu sabah erken saatlerde genç bir kadın William Sikes tarafından vahşice öldürüldü.
I regret to say he was brutally assaulted.
Ona vahşice saldırıldığını söylemekten üzüntü duyuyorum.
What would you do, if a beloved friend of yours were chained in a cage and brutally beaten with a stick?
En iyi arkadaşınızı bir hücreye kapatıp zalimce dövseler siz ne yapardınız?
The world, that can be so brutally cruel to the poor, professes to condemn the pursuit of wealth in the same breath.
Dünya fakirlere karşı çok zalim olabiliyor itiraf ediyorum ki aynı zamanda zenginliği kovalayanları kınıyorum.
His had been brutally murdered, for no apparent reason.
Onunki gereksiz yere, korkunç bir şekilde öldürüldü.
Two German Tourists Brutally Murdered Tavernier the Murderer
İKİ ALMAN TURİST HUNHARCA ÖLDÜRÜLDÜ
You may brutally beat your laborers, but it doesn't mean others will be intimidated.
Zalimliğin işçilere söker, bana değil.
- Is that man who seized you so brutally and viciously, is he here in this courtroom?
- O adam mı sizi şiddetle... ve acımasızca esir alan, adam bu salonda mı?
He gave you the girl... and you brutally killed her.
Kızı sana verdi ve sen de onu vahşice katlettin.
That you maliciously and brutally caused the death of your invalid employer, the Countess Wallenstein.
"çirkince ve vahşice, kötürüm işverenin, Kontes " Wallenstein'ın ölümüne neden oldun.
I pray Your Majesty will forgive me for being so brutally forthright.
- Majestelerinin beni affetmesi için dua ediyorum acımasızlığım yüzünden.
- I'll bash him brutally.
- Onu ezeceğim.
She was stabbed to death most brutally.
Vahşi bir şekilde bıçaklanarak öldürülmüş.
Oh! Banker brutally murdered.
Banker vahşice öldürülmüş.
Parmen is not concerned with my dignity or safety. And Parmen would not have treated you so brutally if he had any intention of releasing you or the Enterprise. Agreed, captain.
Parmen saygınlığım ya da güvenliğimle ilgilenmiyor.
Forgive me for speaking brutally.
Beni affedin, küçükhanım. Kaba bir şekilde açıklayacağım.
Because you, without blame, can oppress her with your presence, I, brutally, want you to leave my land!
Suçun olmadığı halde, buradaki varlığının ona... eziyet çektirmemesi için, seni krallığımdan sürmek istiyorum!
Ten years ago Monica Ranieri, who had evident paranoid tendencies, was brutally attacked and suffered a severe trauma.
10 yıl önce paranoyak eğilimler gösteren Monica Ranieri zalim bir saldırıya uğramış ve şiddetli bir travma geçirmişti.
An unknown Me xican escaped after brutally murdering eight men.
Genç bir Meksikalı sekiz sınır görevlisini öldürüp kaçtı.
The evening finished brutally.
Akşam vahşiceydi.
like that were so brutally frank?
Bu kadar acımasız mı olmam gerek?
If they can't, then 10,000 to 20,000 innocent men, women, and children... are falsely accused, brutally tortured till they confess.
Eğer yapamıyor olsalar, 10 bin, 20 bin kadın, erkek, çoluk-çocuk... boş yere suçlanıp itiraflarda bulunana dek ölümcül işkencelere nasıl maruz kalabilir ki?
You'd be brutally dead within the week.
Bir hafta içinde vahşice öldürülmüş olursun.
How sweet to brutally snatch from his bed a child with no hair yet on his upper lip and, with eyes wide open, pretend to suavely stroke his forehead brushing back his beautiful locks!
"Yatağından yaka paça almak ne hoştu. " Daha bıyıkları bile terlememiş bir çocuk. " Ayrıca, gözleri ardına kadar açık, o güzel lülelerini, savururken...
He brutally murdered a woman in furtherance of theft.
Hırsızlık uğruna bir kadını gaddarca öldürdü efendim.
Without water nor medicines, esfomeados and brutally spanked, ten a thousand soldiers they had died for the way, more than in the combats for Bataan.
Mağlup olan askerler, aç, susuz ve ilaçtan yoksun bir haldeydi. 10.000'e yakını yolda öldü. Daha fazlası sıcak çatışmada hayatını kaybetti.
so both were brutally murdered.
Öyleki her ikiside acımasız bir şekilde öldürüldü.
All right but if that isn't so, if that oneness does exist somehow, then why do we go in so brutally, why do we interfere so much with the material base of our spirits?
Pekâlâ ya bu kadarlıkla kalmıyorsa, bir şekilde bu birlik var olacaksa neden bu kadar acımasızca ilerliyoruz, neden ruhlarımızın cismani kökenine bu kadar müdahale ediyoruz?
The scene where Hector, believing he was among friends, was brutally murdered by them without warning, and his body dragged from the battlefield tied to a horse's tail.
Hector'un dostlar arasında olduğunu zannettiği sahnedeyiz, ki o dostlar birazdan, haber vermeden vahşice öldürecektir onu, ve cesedi, savaş alanından bir atın kuyruğuna bağlanmış halde sürüklenecektir.
My overtures were brutally rejected.
Girişimim sert bir şekilde bertaraf edildi.
At his direct order your two friends were brutally murdered.
Onun direk emri üzerine iki arkadaşınız canice öldürüldü.
Are you all so brutally obvious in Spain?
İspanya'da hepiniz, her şeyi bu kadar kabaca ortaya mı dökersiniz?
She doesn't like it when I'm brutally honest.
Vahsi dürüstlügümden hoslanmïyor.
You'd have to torture them brutally.
Onlara insafsızca işkence etmeniz gerekecekmiş.
In 1974, Larry DeSilva brutally raped and then murdered an 84-year-old woman.
1974'te, Larry DeSilva 84 yaşında bir kadına acımasızca tecavüz edip öldürdü.
We have a judge, the symbol of justice here... who's accused of raping and brutally beating this young girl right here.
Burada bir yargıç var, adaletin temsilcisi. Bu genç kızı hunharca dövmekle ve tecavüz etmekle suçlanıyor.
For this they were made to suffer brutally.
Bu yüzden toplumlarından kötü muamele gördüler.
We got a brutally murder woman here... who passed the point of being embarrassed by anything U might tell me
Elimizde vahşice katledilmiş bir kadın var. Bana söyleyeceğiniz şeyler için artık utanç duyamaz.
I have informed, that he had been brutally beaten up by one of his colleagues and that the attacker has been identified.
Çocuğun arkadaşlarından biri tarafından vahşice dövüldüğüyle ilgili gerekli bilgileri verdim ve saldırgan da tespit edildi.
When Peter was a teenager in Rhode Island, a girl he knew was killed, brutally!
Peter ergenlik çağındayken Rhode Island'da yakında tanıdığı bir kız vahşice katledilmiş.
You think I behaved brutally to him, Doctor.
Sizce ona karşı çok mu acımasız oldum Doktor? Hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]