English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bullshitting

Bullshitting translate Turkish

446 parallel translation
You're bullshitting me now.
Şimdi kafa buluyorsun.
I'm not bullshitting.
Boş lakırdı etmiyorum.
No more of the dreary, boring classes... dismal lectures, sitting around bullshitting..
Artık sıkıcı, kasvetli sınıflar... boğucu dersler, kendini beğenmiş koca götlü..
It's bad enough we got transferred up here... without you bullshitting all night.
Sen bütün gece saçmalamasan da... buraya gönderilmemiz yeterince kötü zaten.
Man, I ain't bullshitting, baby.
Seninle kafa bulmuyοrum ahbap.
" I'm bullshitting, brother.
" Dalga geçiyοrum kardeş.
They're bullshitting you.
Seni kandırıyorlar.
- You're bullshitting me!
- Beni işletiyorsun!
He's bullshitting me, right?
Beni işletiyor, değil mi?
I think, you're bullshitting!
Bana kalırsa sen atıyorsun.
HEY, MAN, QUIT BULLSHITTING.
Hey, adamım, saçmalamayı bırakın.
Okay, I read a report, I can tell if somebody's bullshitting me or not.
Bir dosyayı okurum ve karşımdaki benimle kafa mı buluyor anlarım.
- You think I'm bullshitting?
- Saçmaladım mı?
- They thought I was bullshitting!
- Saçmaladığımı sandılar!
Then why are you bullshitting me... about the cemetery?
O halde neden bana mezarlık konusunda saçmaladın?
I took the liberty of bullshitting you.
Seni kandirma özgürlügünü sectim.
Hey, man, I ain't bullshitting let me in.
İçeri alın beni.
I ain't bullshitting with you.
Dalga geçmiyorum.
Chelsea was just bullshitting us.
Chelsea bizimle kafa bulmuş.
He's just bullshitting you.
Seninle kafa buluyor.
- I'm not bullshitting.
- Dalga geçmiyorum.
You weren't bullshitting.
Palavra atmamışsın.
He ain't bullshitting you, buddy.
Sana yalan söylemiyor.
Is she just bullshitting?
- Saçmalıyor mu?
I ain't bullshitting with you...
Sıçmayayım gagana.
I ain't bullshitting.
Sıçmayayım gagana.
You ain't bullshitting.
Evet, sen gittiğinden beri başıma gelenlere bak.
He's bullshitting.
O salağın tekidir.
Bullshitting?
Salaklamak mı?
He's not bullshitting, Charlie. He's checking the waiters'dupes.
O işi bok etmiyor, kazıklayan garsonları denetliyor.
He's bullshitting you.
Seni kandırıyor.
If you're gonna start by bullshitting, we're gonna get off to a very bad relationship.
Eğer yalan söylemeye devam edersen ilişkimiz kötü bir şekilde başlayacak.
The teacher'll know you're bullshitting.
Öğretmen saçmaladığını anlayacak.
Stop bullshitting me, you nut!
Kes, boğanın işemesini durdurdun, seni kaçık!
Hey, Doc, you're not bullshitting me, are you?
Doktor, bana yalan söylemiyorsun, değil mi?
Better fucking pray to God you ain't bullshitting me or I'll come back and tear your heart out.
Dua et de bana söylediklerin doğru çıksın... yoksa geri gelip kalbini sökerim.
I ain't fuckin'bullshitting you.
Dalga geçtiğimi sanma sakın.
You're not bullshitting me about that bike, are you?
Motosiklet konusunda beni kandırmıyorsun değil mi?
Let's not waste our time bullshitting.
Zamanımızı saçmalamayla harcamayalım.
Are you bullshitting me?
Kafa mı yapıyorsun?
Sounds like kids bullshitting to me.
Sanki çocuklar beni kandırıyor gibi.
- They're bullshitting the Kremlin.
Kremlin kıçını kurtarmak için zırvalıyor.
- You're bullshitting me.
- Benimle dalga geçiyorsun.
I started bullshitting myself when I got to my 40's.
Kırklı yaşlarımda falan saçmalamaya başladım.
I'm not bullshitting.
Sallamıyorum.
Don't go bullshitting him, Donna, OK?
Ona yalan söyleme, Donna, tamam mı?
You're bullshitting.
Yalan söylüyorsun.
If you don't promise, you're bullshitting me.
Söz vermezsen, yalan söylüyorsun demektir.
If you've been bullshitting'me, I'll ram that trumpet up your arse!
Böyle başımın etini yemeye devam edersen, şu trompeti.... ne sokarım!
Start bullshitting.
Zırvalamaya başla.
Look, uh, you do me a favor. Now don't be bullshitting'now and do somethin'for me.
"Saçmalamayı kes de benim için bir şey yap."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]