English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Burp

Burp translate Turkish

333 parallel translation
One good burp and you'll be rid of that Miss Casswell.
Güzelce bir geğir, şu Bayan Caswell'den kurtulursun.
Remember that, you horrible loafers, as you wallow there and slobber and burp in your stained ties!
Boğazınızda batık kravatınız, ağzınızda salyalar, zıkkımlanıp zevk içinde yüzerken bunu da hatırlayın pis miskinler.
Don't forget to throw me over your shoulder and burp me after lunch.
Yemekten sonra beni kucağına alıp gazımı çıkartmayı.
Give us a burp now.
Şimdi de gazını çıkar.
Well, it's just a little old burp gun, Pop.
Güzel. - Büyük bir tane. Gördün mü?
Burp a baby for me, will you?
BEnim için bebek gazı çıkarır mısın?
Burp a baby.
Bebek gazı.
- You've got to burp!
- Geğirmelisin, Charlie!
Burp again!
Bir daha!
Ginger ale, ginger pop, ginger beer, beer bubbles bubble cola, double cola, double-bubble burp-a-cola that carbonated stuff that tickles your nose.
Zencefil suyu, zencefil kökü, zencefil birası, bira köpüğü köpüklü kola, çifte kola, çift köpüklü geğirtici kola bu karbonatlı şeyler burnunuzu gıdıklayabilir.
Get so I can burp and say my amens at the same time.
Aynı anda hem geğirip, hem de şükür edebiliyorum.
[ Burp!
[ Burp!
[Burp]
[Burp]
Now excuse me, pal... if it's only when we burp or fart... that you understand us, we won't be chatting much!
Kusura bakma dostum ama sadece geğirip yellendiğimizde bir şey demiş oluyorsak çok fazla konuşamayız.
This stuff comes up to here, he says, "Now give him a small burp."
Yukarı tırmanmaya başlar içeridekiler. "Şimdi ufak bir geğirti yolların."
Now, Balki, when you burp little Frankie later you'll want to put a towel on your shoulder so he doesn't dittle on your shirt.
Şimdi, Balki, küçük Frankie'nin gazını almak istediğinde, omzuna bir havlu koymalısın zira, gömleğine kusabilir.
it's beer. [burp] you're about out of coors.
- Coronalarınız bitmiş.
watching him every moment, wondering what he's going to do next. [burp]
-... her saniye onu izleyerek, ne yaptığını kontrol ederek...
[slurp ] [ burp] i'll get the rest of that later.
Tatlım, belkide Brian'dır. Ama bu olamaz. Brian yatağında.
well, you know, in some countries... it's considered a compliment... if you burp after eating.
Biliyormusunuz bazı yerlerde....... yemekten sonra geyirmek saygı olarak karşılanıyor.
The president has a lot of serious problems... [Burp] To deal with.
Başkanın uğraşması gereken bir... sürü ciddi problemi olduğu için.
[Burp] Everybody's dancing in the street.
Herkes sokaklrda dans ediyor.
Bloomers, bottom, burp, fart, fiddle, fornicate...
Kısa pantolon, kıç, geğirmek, osurmak, keman, zina...
But then you burp.
Ama sonra geğiriyorsun.
Let out a big burp, and get on with it!
Hadi kocaman bir geğir ve rahatla!
And let out a big burp,
Ayrıca içinde tuttuğunu geğirmeyi serbestte bırakabilirsin.
[Burp] Not particularly.
Pek değil.
I do tai chi. Granted, ALF, you give good burp.
Neden mamaya ihtiyaç duyuyorsun, Kate?
You won't start dreaming about me and waking up all sweaty, and look at me like a princess when I burp?
Yani, benimle ilgili düşler görmeye başlamayacaksın, ter içinde uyanıp geğirdiğim sırada bana bir prensesmişim gibi bakmayacaksın.
Help, somebody burp me before I blow up.
İmdat, birisi ben patlamadan benim gazımı çıkartsın.
They pick, they burp, they let one fly.
Onlar kaşınıyor, onlar geğiriyor, onlar havada uçuyor.
It's only... That was a burp. He probably has gas.
Sadece geğirdi, muhtemelen gazı vardır.
You call that a burp?
Sen buna geğirme mi diyorsun?
You know, it's the happiness you feel when he still turns away from you to burp, rather than turning towards you and saying, "Pull my finger."
Mutluluk geğirmek için sana dönüp parmağımı çek demesindense diğer tarafa dönmesidir.
Dom Perignon, my dear, an expensive burp!
Peder Perignon şampanyası, yavrum, çok pahalı bir merettir!
Hey, a burp is spontaneous. A burp is not romantic.
Geğirmek de kendiliğinden olur.
Get yourself some Q-Tips and burp yourself to the grave, baby.
Kulak pamuğu al ve mezara kadar gaz çıkar, yavrum.
The amplitude of the sine wave... is insufficient for "burp me"
Sinüs dalgalarının genliği "gazımı çıkar" için yetersiz.
Now I can't burp.
Şimdi de geğiremiyorum.
Give me a burp.
Çıkar gazını.
Father, you promised nary to burp for my marriage.
Baba, Bana düğünümde geğirmeyeceğine söz vermiştin.
One life is a... mustard burp :
Hayat bir, hardal geğirmesidir.
The patented burp, Jerry.
Taze kalmıyor, Jerry.
Yesterday, he was showin'the kids how to burp out a candle.
Eminim öyledir. Hadi duyalım.
Blessed be. Thought you were gonna burp.
Kutsan!
I never once heard him burp.
Bir kez bile geğirdiğini işitmedim.
Burp!
Geğir Charlie!
( burp ).., I am sorry.
Özür dilerim.
[burp] no.
- Hayır! - Biraz daha bakınırım...
- Don't you burp me, don't you change me
Gazımı çıkartma.
A baby burp?
Bebek gaz mı çıkardı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]