But he is translate Turkish
13,930 parallel translation
I know he's over 18, but he is not the kind of kid that...
18 yaşın üstünde olduğunu biliyorum. Ama o böyle bir çocuk değil...
Yeah, but he is a doctor.
Evet ama o bir doktor.
I know, but he is.
Biliyorum ama edecek.
He looks like Grant Ward, but he is most definitely not Grand Ward.
Grant Ward'a benziyor ama onunla hiç alâkası yok.
Yeah, and I'd agree if he wasn't Thea's father, but he is.
Thea'nın babası olmasa ben de katılırdım ama babası.
See, even if we believe that it is the same house.. ... but Manohar is claming that he was locked up in some other place.
Bak, biz bile onun aynı ev olduğuna inaniyoruz ama Manohar'un hapsedildiği başka bir evdi.
He is, but we have to keep this quiet.
Öyle, ama bu aramızda kalmalı.
But the truth is he wasn't in the Klan.
Ama gerçek şu ki Klan üyesi değildi.
But as I say, he is alive.
Ama söylediğim gibi, şu anda hayatta.
The president is out of surgery, and he is in stable but critical condition.
Başkan ameliyattan çıktı. Durumu stabil olmasına rağmen hâlâ kritik.
"Well, he's all right, I guess, " but is that the nose you want to see on your little girl? "
Adam lavaboya gitti ve lavabo dibimizde olmasına rağmen o "Fena birine benzemiyor ama yatakta her aşağıya baktığında o burnu görmek istediğine emin misin?" dedi.
Malick is supposed to be the last head of Hydra, but I can't shake this feeling that he's reporting to someone else.
Malick'in Hydra'nın son lideri olması gerekiyordu. Ama başkasına rapor verdiği hissinden kurtulamıyorum.
Look, I don't know if Fitz is right or if I even understand what he's saying, really, but Hydra has this guy.
Bakın, Fitz haklı mı bilmiyorum. Ayrıca söylediklerini anlamış olsam bile Hydra bu adamı ele geçirdi.
Your offer is very good, but he's a simple man.
Teklifiniz çok güzel ama o sıradan biri.
- Aakash... he is out of danger but he's still critical.
- Aakash... Hayati tehlikesi yok ama durumu hala kritik.
He is, but irresistible to the ladies, it would seem.
Öyle ama kadınlar onun cazibeli biri olduğunu düşünüyor.
He's a fraudster, but there's nothing in his history which would lead me to believe that your wife is in any physical danger.
Dolandırıcının biri fakat geçmişinde beni karının fiziksel bir tehdit altında olduğuna götürecek bir şey yok.
But whatever he needed and didn't get in this house, that is on us, all of us.
Fakat bu evde ihtiyacı olan bir şeyi alamadıysa, bu bizim suçumuz, hepimizin.
He's cooperating, but we have to be patient.
İş birliği yapıyor. Ama sabırlı olmamız lazım.
I don't know where he is now but, that's where he'll be tomorrow.
Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum ama yarın gideceği yer orası.
But what he should have picked up on is her father owns the biggest adult cable network in Eastern Europe.
Ama Sasha'yı, babası Doğu Avrupanın en büyük yetişkin kanal grubuna sahip olduğu için seçmiş olmalılar.
I understand this is difficult for you, but the police wouldn't have charged him if they didn't actually think he did it.
Senin için zor olduğunu anlayabiliyorum. Ama polis onun yaptığını düşünmeseydi onu yargılamazlardı.
Savage knows that Stein created Firestorm, but if he finds out that he is Firestorm...
Savage, Stein'ın Firestorm'u yarattığını biliyor ya aslında Firestorm olduğunu öğrenirse?
Would you want your son to be anything but what he is?
Oğlunun olduğu gibi biri olmasını istemez misin?
You know, I've been trying to, like, get angry at Gus, thinking about that bitchy song that he wrote about me, but anyway you look at it, this is shitty.
Gus'a sinirlenmeye çalışıyorum. Hakkımda yazdığı şarkıyı falan düşünüyorum. Ne açıdan bakarsan bak, yaptığımın açıklaması yok.
- I'm going to find this bastard. - He was a werewolf, but his scent is new to me.
- Kurt adammış, ama kokusu bana değişik gibi geldi.
He wouldn't say so himself, but there is a righteousness to him.
O kendi için böyle düşünmez ama onda büyük bir dürüstlük var. - Bay Renfield!
He thinks we're cursed, which I know is ridiculous, but...
Lanetlendiğimizi düşünüyor ki bunun saçma olduğunu biliyorum ama...
We still don't have his name, but we know who he is.
Adını hâlen bilmiyoruz, ama kim olduğunu biliyoruz.
Oh, but the truth is that my husband died because he loved me...
Ama gerçek şu ki, kocam öldü çünkü beni sevdi.
I don't know how much you remember of my father, but he was not a good man, he threw in with Malcolm Merlyn, and all of that being said, there is nothing that I wouldn't do to have him back.
Babamı ne kadar hatırlıyorsun bilmiyorum ama iyi bir adam değildi. Malcolm Merlyn'le birlik oldu. Bunlar bir yana, şu an hayatta olması için yapmayacağım şey yok.
Oliver's speaking with Merlyn right now, and Merlyn--he is a bastard, but there is nothing that he wouldn't do to save his daughter.
Oliver şu an Merlyn'le konuşuyor ve Merlyn piçin dik gidenidir ama kızını kurtarmak için yapmayacağı şey yoktur.
Do you know where he is? I don't, but I'm doing everything I can. Oh!
- Duymadım ama elimden geleni yapıyorum.
Yeah. It's a long story, but the point of it is is that he thinks it's too dangerous to go after Darhk or Andy until he gets the right magical know-how.
Uzun hikaye ama turun amacı Darhk'ın büyüsüne karşı koymayı öğrenmeden Darhk ya da Andy'nin peşine düşmenin tehlikeli olduğunu düşünmesi.
After 3 terrorist attacks, we were done, but then the night before we were going to start packing, the Green Arrow popped up on our TV, and he reminded me that this city is worth saving,
Üç terörist saldırısından sonra burayla işimiz bitmişti ama bavulları hazırlamaya karar verdiğimiz gece Green Arrow göründü televizyona çıkıp bu şehrin kurtarılmaya değer olduğunu söyledi, evimin...
I hacked Kuttler's server to see if there was anything in there that could point us to where he would run to, and he cleared the cache, so I can't recover any files, but there is a root directory called Ravenspur.
Ben olmadığını görmek için Kuttler sunucu kesmek Herhangi bir şey onun için aday olacağını bize nerede noktası olabilir orada, Ve o, önbellek temizlenir Yüzden herhangi dosyaları kurtarmak, olamaz Ama Ravenspur adında bir kök dizini vardır.
I mean, he could promise whatever he wanted, but he was a criminal- - is a criminal.
Her şeyin sözünü verebilirdi ama sonuçta bir suçluydu, hâlâ suçlu gerçi.
Dr. Railly, I understand this is quite a change in dynamic... but he needs you to guide him through that world.
Dr. Railly, bu hayatınızda ciddi değişikliklere sebep olacak anlıyorum, ama ona yol göstermenize ihtiyacı var.
It's not like he punches a time clock, but I can assure you that the Gotham police force is more than capable of keeping this city safe.
Zaten mesaili çalışmıyordu ama sizi temin ederim Gotham Emniyeti bu şehri güvende tutmaya fazlasıyla yeterlidir.
But here he is, your mystery man.
Ama buldum, işte senin gizemli adamın.
But who is he?
Peki kimdir bu adam?
but that doesn't mean he is a Saami himself.
Fail, Sami sembolleri kullanmış. Ama bu failin Sami olduğu anlamına gelmez.
But part of the settlement is that he will not be allowed to build cars using his own name for 4 years.
Ancak anlaşmanın bir kısmı, araç inşa etmesine izin verilmeyeceği yönünde. 4 yıldır kendi adını kullanıyor.
Circuito di caracalla he only built two 125s, but those two cars did so much, that Ferrari is now a name in his own right.
Circuito di caracalla O sadece iki 125 inşa etti, Ama o iki araba çok şey yaptı,
Carroll didn't know for sure what he was going to do in his life but one of the things he could do, is he wanted to build his own sports car.
Carroll hayatında ne yapacağını bilmiyordu ama Yapabileceği şeylerden biri, kendi spor otomobilini yapmaktı.
She told me that the Hidden One is approaching full power, and we have but 48 hours before he destroys all of humanity.
Saklı Kalan'ın tam gücüne ulaşmak üzere olduğunu Ve insanlığı yok etmeden önce 48 saatimiz olduğunu söyledi.
Right, so there was no way that he could have been involved with the journey to the Catacombs, but here is the thing about Key.
Yeraltı Mezarlığı'na yapılan yolculuğa katılmış olamaz. İşte asıl nokta da bu.
I know you won't believe me, but my son is better off where he is.
Bana inanmayacağınızı biliyorum ama oğlumun şu an olduğu yerde kalması daha iyi.
If he bribed witnesses, we can take action against him, but you still have to tell us where Joey is.
Tanıklara para vermişse bunu ortaya çıkarabiliriz ama yine de Joey'in yerini bize söylemek zorundasın.
He says that he would have left her a long time ago, but that this woman is so fragile, so damaged that he was scared to leave her.
Ona kalsa çok uzun zaman önce onu terk edermiş ama kadın o kadar hassas, o kadar darbe yemiş ki onu bırakmaktan korkuyormuş.
But, then, I can't help thinking, what if this woman really is a monster... and he does love me?
Sonra, düşünmeden edemiyorum. Ya bu kadın gerçekten de bir canavarsa ve o beni gerçekten seviyorsa?
but he isn't 29
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here it is 16
but here i am 78
but he didn't 242
but here you are 88
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here it is 16
but here i am 78
but he didn't 242
but here you are 88