But i'm not hungry translate Turkish
136 parallel translation
It's very kind of you, but I'm not very hungry.
Çok naziksiniz, ama pek aç değilim.
That's very kind of you sister, but I'm not hungry.
Çok naziksiniz bayan, ama aç değilim.
Thank you, Father, but I'm not hungry.
Teşekkür ederim baba, ama aç değilim.
Thank you, but I'm not hungry.
Sağolun ama aç değilim.
- I don't know, but I'm not hungry.
- Bilmem ama aç değilim.
But I'm really not hungry.
Gerçekten aç değilim.
So I called Peterson and told him I'd not be home for dinner... but to leave some cold supper out for me in case I was hungry later on.
Peterson'ı aradım. Yemeğe eve gelmeyeceğimi, daha sonra acıkırsam diye, dışarıda yemek bırakmasını söyledim.
It's very good, but I guess I'm just not hungry.
Herşey çok güzel, ama aç hissetmiyorum.
Me, but I'm not hungry now.
Ben ama şu an aç değilim.
- But I'm not hungry.
Ama, aç değilim.
Thanks, but I'm not hungry
Sağol, ama aç değilim
Thank you, it's very kind of you but I'm not hungry.
Teşekkürler, çok kibarsınız ; ama aç değilim.
You're a very nice man, Lieutenant, but I'm not really hungry.
Sen çok iyi bir adamsın, Komiser, fakat gerçekten aç değilim.
- But, honey, I'm not very hungry.
- Ama hayatım, pek aç değilim.
Thank you, Sister, but I'm not hungry.
Teşekkür ederim rahibe, ama aç değilim.
Thanks, but I'm afraid I'm not very hungry.
Sağol fakat korkarım aç değilim.
I'm not from the same streets as you, but I'm hungry, like you were.
Seninle aynı sokaklardan gelmedik, ama ben de açım.
Like a horse, but I'm not hungry.
Bir at gibi ama aç değilim.
You may sit next to Uncle Paul and Aunt Jamie but you have to eat your hamburger. - I'm not hungry.
Aralarında oturabilirsin ama hamburger de yemelisin.
Thank you, Nacha, but I'm just not hungry now.
Teşekkürler, Nacha, ama şu anda hiç aç değilim.
- But I'm not hungry now.
- Ama henüz acıkmadım.
Being abusive to your family is one thing... but I will not stand idly by and watch you feed a hungry dog!
Ailene kötü davranmana ses çıkarmadım ama böylece oturup aç bir köpeği doyurmana seyirci kalamam!
I'm not sure what for, but I'm definitely hungry.
Ne için olduğundan emin değilim, ama kesinlikle çok acıktım.
I'm not that hungry, but I wanna see you.
Aç değilim ama seni görmek istiyorum.
No, but I'm not hungry anyway.
Hayır, ama aç değilim zaten.
But Mom, I'm not hungry -
Ama anne, aç değilim -
I'm not really hungry, but I'd like to have reservations someplace.
Aç değilim ama bir yere gitmek istiyorum.
Well, I am kinda hungry, but I'm not- -
- Eh, biraz açım, ama- -
Like everyone I'm hungry, but that's not all!
Oy birliği yapılmış gibi : Yasalara uyan yurttaşların hepsini aynı kalıbın içine sokuluyorlar.
Oh, that's very sweet, honey, but I'm really not that hungry.
Çok tatlısın, hayatım ama o kadar da aç değilim.
Thanks, Debra, but I'm not hungry.
Teşekkürler Debra, ama aç değilim.
How thoughtful... but I'm... not hungry.
Çok düşüncelisin... ama ben... aç değilim.
Thanks, Mrs. Forman, but I'm really not hungry.
Teşekkürler, Bayan Forman Ama hiç aç değilim.
- Yeah, but I'm not hungry.
- pek aç değilim.
Or if he's not, you can get surf and turf, though you risk looking like a pig, but some guys aren't turned on by a big appetite, and now I'm not just confused, I'm massively hungry.
Gerçi bir domuz gibi görünürsün. Ama bazıları, iştahlı kadınları sever. Hem aklım karıştı hem karnım acıktı.
Yeah, but I'm not the one who's hungry.
Ama aç olan ben değilim.
I'm not an inventor but I did develop a new way of irrigating dry land... so that no one in my kingdom ever has to be hungry
Ben bir mucit değilim fakat çorak araziyi sulamak için yeni bir yol da buldum böylece benim krallığımdaki hiç kimse açlık çekmek zorunda olmasın.
- But I'm not hungry.
- Aç değilim.
Thank you, Mollendorf, but I'm not hungry.
Teşekkürler, Mollendorf, ama aç değilim.
I'm just not hungry today, but I don't want my lunch to go to waste.
Bugün aç değilim. Fakat yemeğimin çöpe gitmesini istemiyorum.
It's very good, but I'm not hungry.
- Çok güzel ama ben pek aç değilim.
I spelled it out in chocolate-covered Oreos once, but she was really hungry, and I'm not sure if she read it first.
Çikolatalı bisküviyle bir keresinde yazmıştım ama çok açtı ve yemeden önce okuduğundan emin değilim.
Thanks, Julia, but I'm not hungry.
Teşekkürler Julia, ama aç değilim.
- I'm not hungry, but I'll go sit with you.
- Aç değilim ama seninle otururum. - Peki.
Thanks, but I'm not hungry.
Teşekkürler, fakat aç değilim.
Thank you, but I am not currently hungry.
Teşekkür ederim, fakat daha acıkmadım.
Yes, but... I'm not hungry.
Evet ama aç değilim.
All right, Jane, I know technically You're all are not supposed to participate in my life, But I'm hungry, and they're gone.
Jane, biliyorum, teknik olarak. hayatıma müdahil olmamanız gerek ama gitmişler ve benim karnım aç.
But I'm not hungry.
Aç değilim.
I'm not really hungry, but I will take you up on the ride.
Pek aç değilim, ama bırakma teklifini kabul ediyorum.
These carrots are not mine... but I'm hungry, so it's OK.
Bu havuçlar benim değil ama açım, bu yüzden sorun yok.
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110