English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But i'm okay

But i'm okay translate Turkish

5,380 parallel translation
I know we are vulnerable, right now, but, Richard, we're covered, okay?
Şu an savunmasız olduğumuzu biliyorum ama Richard, sorun yok tamam mı?
Okay, fine, she's a little intense. But I'd rather have that than some guy who doesn't even invite me to his son's bar mitzvah but wants me to blow him in his wife's wedding dress.
Anladım tamam biraz duygularını yoğun yaşayan birisi ama yine de beni oğlunun "Bar mitsva" törenine çağırmayan ve üstüne gelinliğin içindeyken sakso çekmemi isteyen birine tercih ederim.
Now I know you're asking why, but I'm gonna give you that two-part answer, okay?
Biliyorum nedenini soracaksınız, buna iki şekilde cevap vereceğim, tamam mı?
Made the mistake of watching this alone last night, but nobody can know I have this, okay?
Dün gece aptallık edip tek başıma izledim ama bunun bende olduğunu bilen yok, tamam mı?
I get that he's creepy, okay, but that doesn't mean he's a killer.
Ürkütücü biri olduğunun farkındayım ama bu katil olduğunu göstermez.
But I have to make sure Kaitlin's okay.
Ama Kaitlin'in iyi olduğundan emin olmalıyım.
But I really need you to trust me, okay?
Ama bana cidden güvenmeni istiyorum, tamam mı?
But it's going to be one that I choose, okay?
Fakat benim seçtiğim bir resim olacak tamam mı?
Okay, I'm in, but we have to stop for condoms.
Tamam, varım ama şu kondom işini bitirmemiz gerek.
If she's okay then... She let me in, but I was in the corridor when dawn broke.
Beni o içeri aldı ama şafak söktüğünde koridordaydım.
Okay, I got the place looking pretty good already,'cause I was anticipating something like this, but do me a favor.
Barı zaten derli toplu bırakmıştım. Çünkü böyle durumlara karşı tedbirliyim.
Okay, well, I'm sorry, but I don't think that's very fair.
Tamam, peki, özür dilerim fakat bunun pek adil olduğunu düşünmüyorum.
If you want to be out here, I can show you the ropes, but do it because you want to, not because you miss her, okay?
Eğer dışarıda olma istiyorsan, sana yardımcı olurum ama yapmak istiyorsan yap, onu özlediğin için değil, tamam mı?
I get tired but I'm okay.
Yoruldum ama iyiyim.
Okay. I'm really bad at this, but I have a confession to make.
Bu konuda gerçekten kötüyümdür ama bir itirafta bulunmak istiyorum.
I'm not saying that what he did was okay, but I can sort of understand it, given the circumstances.
Yaptığının iyi olduğunu söylemiyorum ama onu bir anlamda anlayabiliyorum. Tatlım ciddi olamazsın.
[both laughing] Okay, excuse me, but I have to get back to a city where things happen.
Kusura bakmayın da şehir hayatının olduğu bir yere dönmem lazım.
I hate people, but you are okay.
Millete kılım ama sana tav. Çok garip.
Okay, for what I hope is the last time, but will assume is not the last time, our strategy does not involve blimps.
Umuyorum bu son olur ama hiç de sanmıyorum son kez olacağını. Planlarımızda zeplin meplin yok.
Okay, I love your energy, Andy, but it's not gonna help us keep JJ's where it is.
Şu hevesine hayranım Andy ama JJ'in kapanmasına engel olmaz ki.
- Aah! Uh, I-I'm okay, uh, but could you stop the car?
Ben iyiyim ama arabayı durdurabilir misin lütfen?
[Laughing] Okay, Jules, honey, I can't step in now and crush his dreams, but just do me a favor.
Pekala, Jules, tatlım, şu an müdahale edip hayallerini yıkamam ama benim için bir iyilik yapmalısın.
Okay, don't ask me how I got here, but I am here, in the'90s, no idea how to get back, not even sure I want to go back.
Tamam, nasıl buraya geldiğimi sorma ama buradayım, 90'larda. Nasıl geri dönebileceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Geri dönmek istediğimden bile emin değilim.
Okay, Hannah, I understand this is about your pain and your devastation, totally, and I'm gonna get you a hot cup of tea for that like in just a mo, but am I the only one who doesn't know about this?
Hannah, bunun senin acın ve çöküşünle ilgili olduğunu anlıyorum ve sana hemen bir fincan çay getireceğim ama bundan haberi olmayan tek kişi ben miyim?
Okay, but I'm gonna feel okay later.
Tamam, ama daha sonra yine iyi olacağım.
I'm sorry, but I'll never do it again, okay?
Özür dilerim, bir daha asla yapmayacağım tamam mı?
I just need to take a walk, okay, and think a little. But, um, thank you, Marka.
Biraz yürüyüş yapıp düşünmeye ihtiyacım var.
- Okay, well, I'm the one who stole it. All right, but now... Now the meth-heads have it, and we need to get it back.
- Ben çalmıştım ama şu an uyuşturucu meth kafalarda ve geri almamız lazım malı.
But, you know, I'm gonna tell everybody I know to try to pee real neat from now on, okay?
Ama tanıdığım herkese düzgün işemelerini söyleyeceğim, tamam mı?
Okay, not a housewife, but if there's one thing I know how to be, it's smart.
Tamam, belki ev hanımı değil ama şu hayatta çok iyi bildiğim bir şey varsa o da zeki olmaktır.
He has fled the scene and everything is okay, but I'm gonna need your help with something.
Olay yerinden kaçtı ve her şey yolunda ama yardımınıza ihtiyacım var.
But I'm okay. Because of you.
Ama iyiyim, senin sayende.
I tried to, but life is messy, okay?
Denedim ama hayat karışık bir şey, tamam mı?
Okay, I'm gonna put 16 down in here'cause that's what I counted, but if you want to move on, we can move on.
Pekâlâ, ben 16 saydığım için buraya öyle yazacağım ama geçelim diyorsan geçelim.
You know, I'm sick, but everything is cool. Okay.
- Hastayım ama her şey yolunda.
I don't expect for you to understand, but I subscribe to a very particular wellness philosophy, okay?
Senden anlamanı beklemiyorum ama ben çok kişisel bir sağlık felsefesinin altına imzamı attım, tamam mı?
Alright, I don't give a fuck what her motherfucking name is, alright, but Boo... you have got to get ahold of yourself, okay?
Onun siktiğimin adı sikimde değil, tamam mı canım? Kendine gelmelisin artık tamam mı?
Okay, so I know this might sound lame, but I think I might go to bed.
Tamam, sıkıcı gelebilir biliyorum ama sanırım ben yatacağım.
Yeah, but I'm still hungry. Oh, okay.
- Evet, ama yine de açım.
- I'm not worried about anything, but my apartment is not a Turkish bath, okay?
Bir şeyini kafama taktığım yok. Dairem Türk hamamı değil, anladın mı?
I think the cops are here, but just... Just tell Robert that, that I need one more favor and I'll never ask for anything ever again, okay?
Sanırım polisler gelmek üzere Robert'a bir iyiliğe daha ihtiyacım olduğunu söyle, olur mu, başka hiçbir şey istemeyeceğim.
Okay, but I still need $ 50.
Peki de, bana 50, - Dolar lâzım.
But no matter what we fin in C, I know we'll be okay.
Washington'da ne bulursak bulalım idare edeceğimizi biliyorum.
I'm okay but listen Syl, Eddie says you've gone...
İyiyim ama, dinle Syl, Eddie gittiğini söylüyor...
Oh, thank you, but I'm okay.
- Sağ ol ama iyiyim böyle.
But what do I have to do, okay?
Ama ben ne yapmalıyım? Kefalet olmaz mı?
Look, I don't know what they told you before, but I'm telling you now you need to speak up for yourself, okay?
Bak, daha önce sana ne dediklerini bilmiyorum, ama şimdi sana söylüyorum kendin için konuşmak zorundasın, tamam mı?
Uh, look, I realize this might all be moon talk to you, but I'm not touching fish guts with my hands, okay?
Ne desem boş olduğunu anladım ama o balık bağırsaklarına ellerimle dokunmam anladın mı? Ne yapalım biliyor musun?
Oh, okay, I usually do it another way, but that seems to work better.
Ben genellikle başka türlü yaparım ama bu daha iyi görünüyor.
Yeah, well, okay, maybe I'm not 100 % sure that you wouldn't have hurt me if we restarted things, but...
Belki yeniden başlasak beni incitmeyeceğinden % 100 emin olmayabilirim.
( sighs ) Okay, uh, obviously, I'm no fan of Shelby's, but, Daddy, you cannot leave her alone in there with Grandma Bettie, because she's probably eaten Shelby alive by now.
Tamam Shelby'yi sevmiyor olabilirim ama baba onu babaanemle aynı odada tek başına bırakamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]