But it's funny translate Turkish
674 parallel translation
It's funny how you can get booze on credit, but not bread
Borç olarak ekmek değil de içki alabilmen çok garip.
It's funny, but you're the first one that ever made me feel different than anyone else.
Tuhaf. Kendimi başkalarından farklı hissetmeme sebep olan ilk kişisiniz.
Well, it's, uh... it's funny, but, you know, with a teacher right here in the family, I don't believe I could ever learn to play bridge.
Komik ama, ailede bir öğretmen olunca briç öğrenebileceğimi hiç sanmıyorum.
I guess it sounds funny, and I ain't got the right words to fit it... but it seems as if I'd been close to Velma for a million years.
Sanırım komik gelebilir ve tam olarak doğru sözleri de bulamıyorum ama... Velma sanki bir milyon yıldır yanımdaymış gibi hissediyorum.
You know it's a funny thing, but I don't know what to say.
Biliyor musun, tuhaf ama ne diyeceğimi bilmiyorum.
It's funny, but when I try to think of how I feel, I always come back to Uncle Charlie.
Garip ama ne hissettiğimi düşünsem, her zaman Charlie Dayı'ya geliyorum.
Well, I suppose it's very funny, but...
Sanırım çok garip bir durum bu ama...
It's a funny thing. I don't like them, but I don't hate them.
Garip ama ne onları seviyorum ne de nefret ediyorum.
She may be funny some ways, but she wouldn't do nothing wrong, so I'd like it if you didn't talk to people like it was.
Bazı açılardan tuhaf olabilir ama yanlış bir şey yapmaz. O yüzden insanlarla yanlış bir şey yapmış gibi konuşmanızı istemiyorum.
It's funny, but practically all the people I know were strangers when I met them.
Bu komik, çünkü neredeyse tanıştığım tüm insanlar ilk tanıştığımda yabancıydılar.
But it's funny
Tuhaf.
It's funny, I guess, but... when I saw her lying there in the undertaking parlor last year... she seemed to me like somebody I hardly knew.
Garip bir şey ama onu geçen sene cenaze odasında yatarken gördüğümde bana hiç tanımadığım biri gibi gelmişti.
It's funny, but Mary Stuart and I were just about to dance.
Çok tuhaf ama, Mary Stuart'la ben dans etmek üzereydik.
Well, it's a very funny thing, but I was just gonna ask Pop to dance.
Çok komik diyorum çünkü ben de tam Pop'u dansa kaldıracaktım.
But it's so funny.
Ama çok eğlenceli.
Always funny when it's happening to some other guy, but not to me.
Bu bir başkasına olduğunda gülünçtü, ama bana olunca değil.
No, but it's funny just the same.
Hayır, ama yine de komik.
It's funny, but today when I took a nap - - I was dreaming of you in a...
Komik, ama bugün bir ara kestirdiğimde seni rüyamda bir...
It's funny, but... I feel awful comfortable with you, Sam.
Gülünç gelebilir ama..... senin yanında kendimi çok rahat hissediyorum, Sam.
It's funny, but I want to believe you.
Çok garip, ama sana inanmak istiyorum.
It's funny, but last winter when we passed through Fort Wingate I didn't have any recollection of a mention of Nawyecky Comanches.
Çok tuhaf ama geçen kış Wingate Kalesi'nden geçtiğimizde... Nawyeki Komançilerinin adını duyduğumu hiç hatırlamıyorum.
I mean, it's idiotic, but it's funny.
Demek istediğim, bu ahmakça, ama çok komik.
It may be funny to you, but it's not military behaviour.
Size komik gelebilir ama, bu, orduya uygun bir hareket değil.
Yeah, I know, but it's funny.
Evet, biliyorum, fakat komik.
Yeah, but you don't understand why it's funny, Charlie.
Evet, fakat niçin tuhaf olduğunu anlamıyorsun, Charlie.
It's funny, but all my life I've been either too busy or too careful to get married.
Garip, ama hayatım boyunca evlenmek için ya çok meşgul ya da çok temkinliydim.
It's funny, but today - All the boys are called Patrick!
İlginç gerçekten, gördüğüm bütün erkeklerin adı Patrick.
It's a funny thing, but none of the murders here were just ordinary.
Garip bir durum ama buradaki olmuş hiçbir cinayet sıradan değildi.
It's a funny question, but...
Sana garip bir şey soracağım ama...
But it's so funny, though, sometimes you'd never believe it, they call me Katharine, I don't even know it's my own name, I forget to answer.
Bazen bana Katharine derler, üzerime alınmam!
But it's so funny, I tell you, when they call me Katharine, lots of times I can't tell the difference and I don't answer.
Bana Katharine dediklerinde üzerime alınmam.
Saying she died of eviction sounds funny, but it's true.
Çıkarıldığından dolayı öldüğünü söylemek kulağa tuhaf geliyor ama doğru.
But it's funny that four months ago you saw me in the violent ward and you told me about AA. I went to the meetings, I listened and I've been sober ever since.
Dört ay önce beni hücremde görüp AA'dan bahsettiğinden beri....... toplantılara katılıyorum, insanları dinliyorum.
It's a funny thing, Humbert, but John and I, we first met at a dance and I was sort of sitting it out, so he just sat it out, too.
Çok tuhaf Humbert, ama John'la ben ilk kez bir dansta tanıştık. Ben öylece kenarda oturuyordum, o da benimle kenarda oturdu.
It's funny, but I'm beginning to like Yukinojo
Eğlenceliydi ama Yukinojo'dan hoşlanmaya başlıyorum.
You may think it's funny, but I call it an abuse of trust.
Belki sana komik geldi dostum ama, Benim güvenimi kötüye kullandın.
So am I, but it's a funny thing.
Ben de öyleyim ama bu çok komik.
It's funny, women only live for men, but do nothing for them.
Komik, kadınlar erkekler için yaşarlar ama bir şey yapmazlar.
That's what I thought, but the funny thing is it does look a bit odd.
Ben de böyle düşünmüştüm. Yerel bir araştırma yapıyordum. Ama tüm parçaları bir araya getirdiğinizde, garip görünmeye başlıyor.
It's funny but I'm picking up- - Jeez!
Çok ilginç ama gözüken şey... Tanrım!
Everybody's sorry... ha, I've made some funny scenes before, but this cops it.
Herkes üzgün. Daha önce de komik şeyler gördüm ama bu onları katlar.
It may sound funny for me to say it, but she's a very nice girl.
Benim için bunu söylemem sana komik gelebilir ama o gerçekten çok hoş bir kızdır.
Well, it's funny in one way, but perhaps in another way it's not.
Bir açıdan komik, ama öte yandan bakılırsa hiç komik değil.
You're right, but you must admit that it's funny.
Haklısın ama komik olduğunu kabul etmelisin.
It's funny how he's always too busy for me... but he's never too busy for Lust, ducky.
Garip, bana gelince hep çok meşgul ama Şehvet için hep müsait.
- But it's funny all the same
# - Ama yine de komik isim
It's funny, I can't seem to remember that party but I do remember you.
Tuhaf aslında. Partiye dair pek bir şey hatırlayamıyorum. Ama seni kesinlikle hatırlıyorum.
It's funny, but it's the first time I've ever really thought about it.
Komik gelecek ama ilk defa bunu düşünüyorum.
I didn't like that town, but it'll seem funny not having it there.
Kasabayı sevmezdim ama burada olmayışı çok tuhaf geliyor.
He makes one laugh, but it's not funny
Bir kere güler, ama bu komik değil.
I don't know but it's funny.
Bilmiyorum, bana öyle geldi.
but it's ok 45
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's not 463
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's not 463