English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But it's mine

But it's mine translate Turkish

551 parallel translation
But it's not mine.
Ama o benim değil ki.
But it's mine.
Ama o benim.
I don't know what's happened to him, but I know he's suffering... and it's our fault, mine more than yours.
Ona ne olduğunu bilmiyorum, ama acı çekiyor... ve bu bizim hatamız, senden çok benim hatam.
Although its nobody ´ ss affair but mine, I might tell you if you promise not to repeat it.
Bu konu benim dışımda hiç kimseyi ilgilendirmemekle beraber başkasına anlatmayacağınıza söz verirseniz size anlatabilirim.
I suppose it's none of my business but I wouldn't allow that fellow to handle a child of mine.
Aslında beni ilgilendirmez ama ben olsam bu adamın benim çocuğumla ilgilenmesine izin vermezdim.
Going to the country on a day like this. It was Mabel's, but she's made it mine.
Mabel'ındı ama beni ikna etti.
It's no concern of mine, but I overheard you when you discussed it.
Beni ilgilendirmez ama sizi konuşurken duydum.
Now, listen. It was nobody's fault but mine.
Dinleyin, benden baºka kimsenin suçu degildi.
Of course, it's no business of mine... but are you sure you're right in what you're doing?
Tabi bu beni hiç ilgilendirmez ama... yaptığın şeyin doğruluğundan emin misin?
It's no good, but it's... It's mine, all mine.
İşe yaramıyor, ama yine de benim, benim.
- It's mine and I'm gonna keep it. Well, sure it's yours, Zeb, but if you'll only allow me to talk...
Elbette senin, ama konuşmama müsaade edersen, ben- -
But doggone it, this is the sheriff's job, not mine.
Ama kahretsin, bu şerifin işi. Benim değil.
It's no business of mine, but sometimes... the things you do in haste are the things we most regret.
Üstüme vazife değil ama bazen... aceleyle yaptığımız şeyler en pişman olduğumuz şeyler oluyor. Biraz düşünün.
But it's my house now, Pam's and mine.
Ama burası artık benim evim, Pam ile benim.
That is to say, it's not that I don't trust your methods, but I prefer mine.
- Hayır, sen boşver. Bu demek değil... senin yöntemlerine güvenmiyorum.
But that lipstick on your shirt isn't mine So I'm getting off It's the end of the line
Ama gömleğindeki ruj tekesi benim değil Ben gidiyorum, her şey bitti
But that lipstick on your shirt isn't mine So I'm getting off It's the end of the line
Ama gömleğindeki ruj lekesi benim değil Ben gidiyorum, her şey bitti
What's mine is mine, but I ain't gonna let it make me sick.
Benim olan benimdir, ama bu yüzden moralimi bozmayacağım.
It's nobody's fault but mine.
Benden başka kimsenin suçu yok.
Nay, an I tell you that, I'll never look you in the face again, but those that understood him smiled at one another and shook their heads, but for mine own part, it was Greek to me.
Yo, bak onu söyleyebilirsem kör olup bir daha görmeyeyim sizi! Ama ne dediğini anlayanlar bakışıp gülümsediler, başlarını salladılar. Bana gelince, dedim ya, Yunanca konuşur gibi geldi bana.
It's just a theory of mine that not only where there's a will, there's a way... but where there's a way, there's a will.
Benim bir teorim bu, isteyen yapar, ve ayrıca yapan da ister.
- Yeah. I know, but it's mine.
Biliyorum ama benim.
I don't know how much you know about it, but it's a hobby of mine.
Senin ne kadar bildiğini bilmiyorum, ama benim hobimdir.
But it's mine lieutenant... it's mine...
Ama bu mayın teğmenim... Bu mayın...
But it's going to be mine now.
Ama artık benim olacak.
Yes, I'm ambitious, perhaps too ambitious, but it's been for your sake as well as mine.
Evet hırslıyım belkide çok hırslıyım fakat senin uğruna mayın tarlalarında dolaştım.
But it was our destiny... yours and mine... and Simone's.
Ne yapalım bu bizim kaderimiz işte. Senin benim ve de Simone'nin.
But it's your family, not mine.
Ama söz konusu olan benim ailem değil, senin ailen.
Oh, it's not mine, but I'm dead worried about her.
Benden değil. Ama karımı çok merak ediyorum.
It's mine, but how would the poor thing manage with out it... even if he does get remarried?
Daire benim ama zavallıcık evi olmadan ne yapar? evlenirse nerede oturur?
It's a gamble, but National Shoes is mine.
Bu bir kumardı, ama Ulusal Ayakkabıcılık artık benim.
My signature doesn't look nice, but it's mine.
- İmza güzel değil ama benim.
Look, I don't know how you got that ring, but I want it. It's mine.
Bakın nereden aldığınızı bilmiyorum ama onu verin bakalım benimdir.
It may be Dalby's way of doing things but it isn't mine.
Bu Dalby'nin iş yapış şekli olabilir. Ama benim değil.
His mind is as active as yours and mine, but it's trapped inside a useless body.
Zihni bizimkisi gibi faal, ancak hareketsiz bir vücut içerisinde.
Tush, Gremio... though it pass your patience and mine to endure her loud alarums... there'd be good fellows in the world, if one could but light on them... would take her with all het faults for the sake of her father's fortune.
Asla! Niye olmasın, Gremio. Sen ve ben onun zırıltısına dayanıyor olabiliriz.
But it's your funeral, not mine!
Cenaze senin, benim değil!
I would have worn mine too but I've filled out so much since then that it's practically indecent.
Ben de benimkini giymek isterdim fakat o zamandan beri öyle kilo aldım ki, giymek yakışıksız olurdu.
But no more deep will I endart mine eye than your consent gives strength to make it fly.
Ama derinlere dalmam gözlerimle. Dahası sizin izninize kalmış.
But it's mine and I want it!
Ama bana ait ve istiyorum!
Well, it's really mine. But I suppose I can get another one.
O benim ama sanırım başka bir tane alabilirim.
- But it's mine, little bro.
- Onlar benim, küçük kardeşim.
Well, it's not mine really but we would like to get it into soil as soon as possible.
Şey, aslında benim değil ama onu en kısa sürede toprağa dikmeliyiz.
But it's mine, Mum, if I may have it, please...
Ama o benim anne alabilir miyim lütfen.
- I got mine, but it's sore.
- Kendiminkini aldım, ama yaralı.
N.C. Those are my initials, but it's certainly not mine.
N.C. Bunlar benim adımın ilk harfleri, fakat o kesinlikle bana ait değil.
But I guess you must know all this...'cause it's your kind of times, not mine.
Ama eminim, bunları sende biliyorsundur. Çünkü senin zamanın, benim değil.
N.C. Those are my initials, but it's certainly not mine.
"NC" baş harflerim, ama kesinlikle benim değil.
H for Harriet, H for Hubbard, but it's still not mine.
Harriet ya da Hubbard'a ait olduğu. Ama bu benim değil.
I have to meet this friend of mine who's in it too, but you can come.
Bir arkadaşımla buluşacağım, o da filmde oynuyor. Sen de gel.
But it's not mine.
Ama o tabanca benim değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]