But it's not translate Turkish
28,252 parallel translation
Because I wouldn't be doing my job, if I didn't inform you that actions have consequences, and you seem to think that the only consequence of what you're doing is getting out of here early, but it's not.
Çünkü bu hareketlerin sonuçları olduğunu sana söylemeseydim, işimi yapmıyor olurdum. ... ve sen yaptığın şeyin tek sonucunun buradan erkenden çıkıp gitmek olduğunu düşünecektin,... ama öyle değil.
Not that it's any of your business, but I would never turn on my own father.
Seni hiç ilgilendirmez ama asla öz babamı ele vermem.
But it's not my job to repair your relationship with your aunt.
Ama teyzenle arandaki ilişkiyi düzeltmek benim işim değil.
Because you told me it's not over yet, but what you meant is that it's never gonna be over.
Çünkü bana henüz bitmediğini söyledin. Ama demek istediğin ; işin asla bitmeyecek.
No, it's good news, but I'm not ready to celebrate.
Hayır iyi bir haber ama daha kutlanacak bir şey yok.
It's because I'm getting married, but not to the Prince.
Evleniyorum da ondan.
Pack, it's gross that you ate someone, but... you're not a monster.
Pack, birini yemiş olman çok iğrenç ama bu seni bir canavar yapmaz.
I realize it's not a free-for-all, but this is not what you think.
Açık büfe olmadığının farkındayım, ancak düşündüğün gibi değil.
I know it's not appropriate but I really think you should write that down. It's really good...
Sırası değil biliyorum ama gerçekten bunu yazman gerektiğini düşünüyorum.
But it's not visible from the outside, so no one does. Who's going to know?
Fakat bunlar dışarıdan görünmediği için konulmuyor.
But it's not visible from the outside, so no one does. Who's going to know? But it's not visible from the outside, so no one does.
Kim bilecek ki?
Draft and develop is a noble idea, but Aaron and Jordy, they need help now and it's not like your draft did them any favors, so give me a call back, shithead.
Seçip geliştirmek asil bir düşünce ama Aaron ve Jordy'nin yardıma ihtiyaçları var ve seçimin onların bir işine yaramış gibi görünmüyor bu yüzden beni tekrar ara bokherif.
Taken together, not statistically significant, but it's a risk Spiga isn't going to take.
Birlikte görülmesi istatistiksel olarak çok belirgin risk taşımıyor, fakat Spiga'ın göze alamayacağı bir risk oluşturuyor.
Pretty sure it didn't come out of S.H.I.E.L.D., but we're not the only agency that has it.
- S.H.I.E.L.D.'dan çıkmadığına eminim ama o listeye sahip olan tek örgüt biz değiliz.
It's our policy not to comment on ongoing operations, but I can assure you that S.H.I.E.L.D. has the situation completely under control.
Devam eden operasyonlarla ilgili yorum yapmak prosedürümüze aykırı ama durumun tamamen S.H.I.E.L.D.'ın kontrolü altına olduğuna emin olabilirsiniz.
Yeah, but it's not just Eli Morrow who's in danger.
Evet ama tehlikede olan tek kişi Eli Morrow değil.
It's not ideal, but Mack...
İdeal biri değil ama Mack...
Well, it's both... powering not just the cell, but Eli himself.
İkisi de. Sadece hücreye değil Eli'a da güç sağlıyor.
I know it's not much, but the price is right.
Beklediğin gibi değil biliyorum, ama fiyatı iyi.
You thought it was killing 10,000 zombies, but it's not.
Amacının 10 bin zombi öldürmek olduğunu düşünmüştüm ama değil.
I'm not sure, but there's no way my dad drew it.
Bilemiyorum ama babam çizmemiştir öyle bir şey.
It's okay if I die... but not the boy.
Ben ölsem sorun değil de ama çocuk ölmesin.
But... It's not open for discussion.
Tartışmaya açık bir konu değil bu.
The show, it's a solid performer, but it's not the biggest thing on my network.
Şovun, iyiydi, ama kanalımdaki en iyi iş değildi.
You know, life isn't gonna disappear in the ocean. There will always be life in the ocean, but it's not gonna be necessarily the kind of life we want.
Okyanusta yaşam bitmeyecek, orada her zaman yaşam olacak ama istediğimiz türden bir yaşam olmayabilir.
each year, then, we're not gonna completely reverse the warming that now is inevitable, but we can stop it before it becomes catastrophic.
Isınmayı tamamen geri çeviremeyiz, bundan kaçış yok. Ama yıkıcı sonuçlara sebep olmadan bunu durdurabiliriz.
It's in your interest to make sure I'm not arrested, but if I get picked up... you sure as shit are too.
Tutuklanmamamdan emin olmak senin çıkarına. Ama yakalanıp bir hücreye konursam o zaman sen de sıçtın demektir.
I got you. But that's not the whole story, is it?
Ama hikayenin tamamı bu değil, değil mi?
- But it's not us!
- Ama orada değiliz!
Yeah, but it's not 1977.
Evet... Ama 1977'de değiliz.
You never know, but it's not looking good.
Bilemezsin ama pek iyi görünmüyor.
Not that it's any of your business, but my boyfriend asked me to marry him this morning, and it's kind of rude to walk out in the middle of a proposal.
Seni ilgilendirmez ama, erkek arkadaşım bu sabah evlenme teklif etti ve teklifin ortasında çekip gitmek biraz kabacaydı.
It's not every year that a woman gets to be starting pitcher for the San Diego Padres, but this is not every year.
Her sene San Diego Padres'in başlangıç atıcısı olarak bir kadın oynamıyor ama bu herhangi bir yıl değil.
- Well, now I know you're making excuses, because the jokes are not funny tonight at all, but... it's...
Bu gece şakalar hiç de komik olmadığı için bahaneler ürettiğini biliyorum.
It's not proof, but it's a start.
Delil olmaz, ama iyi bir başlangıç.
But, you know, it's not just the Griffins who work hard to make Family Guy what it is.
Ama şunu bilmelisiniz, Family Guy'ın yaratım sürecinde çok çalışanlar yalnızca Griffinler değil.
I know a mother's not allowed to say that matters, but now that we're being honest, it's all that matters!
Bir annenin havalı olmanın önemli bir şey olduğunu söylemesi doğru değil biliyorum ama madem dürüst davranıyoruz, önemli olan tek şey bu!
Ultimately, you know, we are pleased with the decision, but it's not a time for celebration at the end of the day.
Nihai olarak, karardan memnuniyet duyuyoruz ama kutlamanin yeri yok.
Now, I'm not supposed to show a civilian this, but here's how we do it at work.
Şimdi, bunu bir sivile göstermemem lazım, ama, işte mutfakta bu işi böyle yapıyoruz.
I know I'm not exactly a "safety first" kind of guy, but I thought I'd at least make it to 30.
Biliyorum, aslında hiç de "önce güvenlik" diyen tiplerden olmadım,... ama güvenliği en kötü 30.sıraya falan koyabilirim.
I'm not saying you should forget, but maybe it's time you forgive just a little bit.
Ben sana unut demiyorum,... ama belki de birazcık affetmenin zamanı gelmiştir.
If you're going out with a boy for the first time ever, but it's not that big a deal.
İlk kez bir oğlanla çıkıyorsun ve bu büyütülecek bir şey değil.
But we leave each night hopeful that today's sacrifices have been worth it, that our instincts have not led us astray... and that our best has been good enough.
Ama her gece, bugünün fedakârlıklarının buna değdiği umuduyla buradan ayrılıyoruz. Önsezilerimizin bizi doğru yoldan çıkarmadığı umuduyla... En iyimizin yeterli olduğu umuduyla...
I know it's not really her, but I...
Gerçekten o olmadığını biliyorum ama... - Kendimi daha az...
I'm sure you've figured it out by now, but it's not a good idea to bet against me.
Herhalde bana karşı oynamanın iyi bir fikir olmadığını anlamışsındır.
But it's not killing him.
Ama onu öldürmüyor.
But it's not fair.
Ama bu haksızlık
I mean, you and me both, we would do anything to save your mother, but it's not worth jack if you go down for it.
Yani, sen ve ben, anneni kurtarmak için, bir şeyler yapabiiriz, ama kendini bu uğurda parçalamana değmez.
It's not exactly Tin Lizard, but... it's cool.
Tin Lizard gibi değil ama güzel.
But it's not like we're gonna put Reese on the stand.
Reese'i kürsüye çıkarmayacağız. Yoksa çıkaracak mıyız?
He casts a long shadow, but it's... not one I mind living in.
Çok büyük bir gölgesi var ama... altında yaşayacak değilim.
but it's not too late 21
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's not working 36
but it's not your fault 28
but it's not good 21
but it's not enough 51
but it's not gonna happen 16
but it's not real 26
but it's not easy 20
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's not working 36
but it's not your fault 28
but it's not good 21
but it's not enough 51
but it's not gonna happen 16
but it's not real 26