But it's not easy translate Turkish
634 parallel translation
But it's not easy.
Ama hiç kolay değil.
But it's not as easy as that.
Ama o kadar kolay değil işte.
But it's not so easy as all that. Is it, mademoiselle?
Ama durum bu kadar kolay değil, değil mi matmazel?
But I reckon it's not gonna be easy.
Gerçi bunun hiç kolay olmayacağını zannediyorum.
But it's not very easy to live with them.
Ama onlarla yaşamak hiç de kolay değil.
It's not gonna be easy, but it's worth it.
Kolay olmayacağı kesin, fakat buna değer.
I suppose so. But it's not going to be easy.
Sanırım ama pek kolay olmayacak.
It's not an easy thing to tell you, but I feel that I should.
Sana söylemesi kolay değil ama söylemek durumundayım.
But it's not as easy as all that, Mr. McCallum.
Fakat işler o kadar kolay değil Bay McCallum.
Why's it so easy to overlook faults in yourself, but not in others?
İnsan kendi hatalarını hoş görür de, neden diğerlerininkine katlanamaz?
Yes, but it's not that easy.
Evet. Ama bu o kadar kolay değil.
I am glad it is the right way but it will not be easy for you.
Doğru şekilde olduğuna sevindim. Ama senin için kolay olmayacak.s
It will not be easy but nothing but a railroad will make this new empire a part of an expanding America.
Kolay olmayacak ama bu demiryolu dışında hiçbir şey, bu yeni ulusu, genişleyen Amerika'nın bir parçası yapamaz.
I know you told me to try and get him out of my mind... but it's not that easy.
Onu kafamdan çıkarmamı söylediğini biliyorum... ama bu o kadar kolay değil.
It's not easy, I know... but I'd like to explain.
Biliyorum, kolay değil ama açıklamak istiyorum.
Yes, it's not easy for you sometimes, but wait to see.
Daha kolay yaşamlar var, saklamayacağım senden, ama seninkinden daha mükemmel değiller.
Sayin'it's easy, but what if it's not there?
Söylemesi kolay, ama ya sesim çıkmazsa?
I'm sorry to be so indecisive... but it's not easy - it's not easy -
Karar veremediğim için üzgünüm... ama bu kolay değil - bu kolay değil -
As I say, it's not easy to phrase these questions... without sounding like an idiot, but, how long have you, well, been around?
Bu tür sorular sorunca insan kendini aptalmış gibi hissedebilir ama ne kadardır şeysiniz, ortalardasınız?
I have no more work in Paris, I am going home, but... with a child, it's not easy to find work.
Paris'te yapacak iş bulamadım. Köyüme dönüyorum, ama çocukla iş bulmak kolay değil.
It * s not easy, but I need your help.
Kolay değil, yardımın gerek.
It's not easy to be a princess, but you have a duty.
Prenses olmak kolay bir şey değil, ama bir göreviniz var.
It's not that easy, but I told you, I can learn.
O kadar kolay değil, ama dediğim gibi, öğrenebilirim.
It's not easy, you know that, but I intend to find one.
Kolay değil biliyorsun ama bulmayı kafama koydum.
I'm trying to tell you it's not an easy question to answer, but I have killed.
Size söylemeye çalışıyorum, bu sorunun cevabı kolay değil. Fakat ben öldürdüm.
You know, this isn't easy to talk about, but technically it was the pedestrian's fault and not the driver's.
Bu konuyu konuşmak kolay değil, ama... teknik olarak bu sürücünün değil, yayanın hatasıydı.
I'll try, but it's not so easy with a girl like you.
Denerim, ama senin gibi bir kızın yanında hiç de kolay değil.
But it's not that easy...
Ama bu o kadar kolay değil...
One's taken care of, but it's not easy for the actor
İcabına bakmak gerek ama oyuncu için kolay değil.
You don't know anything! It's not easy to figure out state secrets, but I'm trying.
Devlet sırlarında çok pislik bulunur..
Yes, of course, but it's not so easy after 15 years.
Evet, elbette, ama 15 yılın ardından çok kolay olmuyor.
Oh, I think not, but it's easy to make certain.
Ah sanırım hayır, ama emin olması kolay.
Well, yes, perhaps, but I'm afraid it's not quite as easy as giving Susan a dress out of that.
Evet, muhtemelen ama korkarım ki Susan'ın elbisesi kadar basit bir şey değil.
Yes, yes, but it's not all that easy, young man.
Evet ama o kadar kolay değil genç adam.
We'll call this Operation Apple Pie. Not because it's going to be easy, but because we're going to slice this island into three big pieces.
Buna Elmalı Turta operasyonu diyeceğiz, kolay olacağından değil ama bu adayı üç büyük parçaya ayıracağımız için.
But if everybody sides with Zatoichi and comes after us, it's not going to be easy!
Ama herkes Zatoichi'nin yanında olursa ve bizi takip ederlerse bu hiçte kolay olmayacak!
But it's not that easy.
O kadar da kolay değil.
But it's not so easy to give the clarification you seek.
Ama aradığın bu açıklamayı ortaya dökmek çok da kolay değil.
That sounds easy when you say it, but it's not.
Onu söylemek kulağa hoş geliyor, ama öyle değil.
But it's not easy.
Ancak kolay değil.
It's not so easy to say, but- -
Bu o kadar kolay değil, ama...
It's not easy to leave the palace, but since I heard so much about you I came here alone and asked the mistress to call you.
Sarayı terk etmek kolay değil ama senin hakkında bu kadar çok şey duyduğum için buraya tek başıma gelip patroniçeden seni çağırmasını istedim.
But it's not easy.
Ama bu hiç kolay değil.
"It's not easy to keep a family, of course..." "... but I get by with the help from the Party. "
"Elbette ki aileyi bir arada tutmak kolay değil fakat Parti'nin yardımlarıyla geçiniyorum."
I know it's not easy, but you must remember we're that nice couple from London on holiday in the Highlands.
Unutma ki, biz Highlands'de tatile gelen hoş bir çiftiz.
- I thought about it, but it's not that easy.
- Bunu düşündüm ama hiç kolay değil.
It's not easy, but I'm supremely intelligent.
Kolay değil, ama ben fevkelade zekiyim.
It's not gonna be easy, but I can do it.
Bu olacak, kolay olmayacak ama bunu yapabilirim.
BRONOWSKl : It's easy to see that the man who made a gold artefact was not just a technician, but an artist.
Altın eserleri yapan insanın sadece bir teknisyen değil bir sanatçı da olduğunu görmek zor değil.
But it's equally important and not so easy to recognise that the man who assayed gold was also more than a technician.
Ancak öte yandan altını işleyenin bir teknisyenden daha fazlası olduğunu ayırt etmek hassas bir göz istiyor.
I'll try but like I said, it's not easy, you know and...
Deneyeceğim, ama dediğim gibi kolay bir şey değil, ve...
but it's ok 45
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's funny 23
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's 672
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's funny 23
but it's not bad 18
but it's not a big deal 20
but it's 672