Callie translate Turkish
1,835 parallel translation
Oh, I, uh, I took Callie to group.
Callie'i gruba götürdüm.
- Callie?
- Callie?
Callie.
Callie.
Just not looking forward to the conversation we have to have with Callie this morning.
Sadece bu sabah Callie yapmamız gereken konuşma için pek sabırsızlanmıyorum.
Hey Callie, can we talk to you for a sec?
Hey Callie, seninle biraz konuşabilir miyiz?
Hey, I'm going to go talk to Callie real quick.
Callie ile kısa bir konuşma yapacağım.
Having this giant party when Callie just went through all of that.
Callie tüm bu şeyleri yaşarken koskocaman bir parti yapıyoruz.
I don't know, Callie.
Bilemiyorum, Callie.
Oh, Robbins cheating on Callie?
Robbins Callie'yi mi aldatmış?
- Callie, we should...
- Callie, biz...
And I think that maybe Callie and I...
Ve belki Callie'yle ben...
That's what I was gonna tell Callie.
Callie'ye söyleyeceğim şey bu.
Callie?
Callie?
Callie...
- Callie...
- I need you to page Callie 9-1-1.
- Callie'ye 911 çağrısı atman lazım.
'Cause she has no idea where Callie is... or the baby.
Çünkü Callie'nin ve bebeğin nerede olduğunu bilmiyor.
- Callie's not a battered woman.
Callie şiddet görmüş bir kadın değil.
If Callie wanted her to know where she was, she'd have... she'd have told her.
Callie onun nerede olduğunu bilmesini isteseydi ona söylerdi.
I paged you because I wanted to let you know that Callie and Sofia are going to stay at my place tonight.
Sana çağrı attım çünkü Callie ve Sofia'nın bu gece benim evimde kalacaklarını söylemek istedim.
Callie and Sofia are there, so...
Callie'yle Sofia da orada...
She shows up here with this act, - and you're just gonna take her side? - Callie...
Buraya gelip rol yapacaksın ve onu kendi tarafına mı çekeceksin?
Everyone I love either cheats on me or dies. Callie...
- Kimi sevsem ya beni aldatıyor ya da ölüyor.
Or cheats on me and dies.
- Callie... Ya da beni aldatıp ölüyor.
- I need you to page Callie 9-1-1.
- Callie'ye 911 çağrısı atman lazım. - Neden?
If Callie wanted her to know where she was, she'd have... she'd have told her.
Callie onun nerede olduğunu bilmesini isteseydi, ona söylerdi.
- No, no. I paged you because I wanted to let you know that Callie and Sofia are going to stay at my place tonight.
Sana çağrı attım çünkü Callie ve Sofia'nın bu gece benim evimde kalacaklarını söylemek istedim.
- and you're just gonna take her side?
- Callie. - Rol yapıyor.
You think Callie's ever gonna forgive me?
- Callie beni affeder mi dersin?
Callie, we agreed to couples therapy.
- Callie, çiftler terapisini kabul etmiştik.
Callie, I made a mistake.
Callie, bir hata yaptım.
Have Callie do tea.
Çayı Callie yapsın.
I'll talk to Callie.
Callie'yle ben konuşurum.
What is wrong with Callie?
Callie'nin nesi var?
Wait. I thought Callie was gonna do that.
- Onu Callie yapacak sanıyordum.
Callie has moved out, and she was supposed to do the food shopping.
- Callie taşındı ve alışverişi onun yapması gerekiyordu.
This is not funny, Callie.
Şakanın sırası değil Callie.
- Dr. Callie Torres.
- Dr. Callie Torres.
Callie loved you.
Callie seni sevmiş.
- Callie Torres.
- Callie Torres.
Um, Callie?
Um, Callie?
Callie!
Callie!
Callie, I thought you understood you can't be here.
Callie, burada olmaman gerektiğini biliyorsun sanıyordum.
If Callie isn't settling, maybe neither should we.
Callie anlaşma yapmıyorsa, belki biz de yapmamalıyız.
And, frankly, Callie should, too.
Ve açık konuşmak gerekirse, Callie de anlaşmalı.
Will you tell Callie to back off and let me do my job?
Callie'ye geri çekilip işimi yapmam müsade etmesini söyler misin?
Callie there's a pool!
Callie havuz da var!
I can't take another loss, Callie.
Bir kaybı daha kaldıramam Callie.
Callie, please... tell me that you're trying, too.
Callie, lütfen... sen de denediğini söyle bana.
We should probably invite Callie.
Muhtemelen Callie'yi de davet etmeliyiz.
- Callie...
- Bana bak.
Callie never let up.
Callie hiçbir zaman yavaşlamadı.