English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cannoli

Cannoli translate Turkish

201 parallel translation
We've got candied fruit and cannoli for the kids.
Çocuklar için şekerli meyve ve canolli tatlısı var.
Marta... cannoli!
Marta... cannoli!
- Don't forget the cannoli!
- Cannoli'yi unutma!
Take the cannoli.
Cannoli'yi al.
Would you like to eat a cannoli?
- Peynirli kek yemek istemez misin?
Another cannoli to the boy.
Oğluma başka bir tane daha ver.
So, did you and Arnie play find the cannoli?
Sen ve Arnie mercimeği fırına verdiniz mi?
I ran six miles in the rain to bring you the cannoli for your lunchbox.
Öğle yemeğinde sana çörek getirebilmek için yağmurda 10 kilometre yürümüştüm.
I think I will have a cannoli after all.
Şimdi bir tatlı iyi gider.
Marco, let me have a cannoli while you're there.
Marco, hazır oradayken bir canoli versene.
- How about a knish? - I'm in the mood for a cannoli.
- Birer kişe ne dersin?
With cannoli afterwards.
Arkasından Cannoli.
GET YOUR CANNOLIS, ZEPPOLI,
Cannoli ( Sicilya tatlısı ) Zeppoli ( Venedik hamur kızartması )
You ask these fucks for a cappuccino or a cannoli, their eyes cross.
Sor bakalım bir kapuçino için kime salça olmalıyız burada.
Have a cannoli.
Likör ister misin?
The nuns who made this cannoli took a vow of silence.
Bu cannoli'yi yapan rahibeler bunlara hayran kaldı.
All of a sudden, this car turned into a cannoli.
Bu araba aniden kremalı çöreğe döndü.
He waits for the mailman like he's delivering cannoli.
Pasta teslim ediyormuş gibi her gün postacıyı beklerdi.
How about I sit in the Dumpster behind Mr. Balducci's bakeshop? That way I can shoo the crows away from the old cannoli.
Bay Balducci'nin fırınının arkasında bütün gün oturup kanaldan çıkan kargaları pışpışlarım.
And three times a week, I shall require a cannoli.
Ve haftada üç defa, cannoli * isterim.
I got one word for you - cannoli.
Bak senin için ne var burada : Cannoli.
They're... a little chewy for a cannoli, hmm?
Cannoli için biraz sert gibi sanki?
- Probably some cannolis and shit.
Cannoli ya da öyle bir bok olsa gerek.
- Cannolis?
Cannoli mi?
- What happened to the cannoli line? - Max...
Canoli repliğine ne oldu?
Take the cannoli. "
Kurabiye al. "
And if everything is finished, we have cannoli.
Ve eğer herkes bitirirse, ardından tatlılar var.
You slipping. And if your balls end up in a cannoli, don't say shit.
Gidiyorsun ve taşaklarını makarnayla servis yaparlarsa, sesini çıkartma.
Mini cannoli.
- Mini cannoli.
Tell him to bring the feast lights and the generator, because Luigi is gonna give a big block party, with the cannoli and the baba rum and the sausage and peppers and the spiedini.
Ona festival ışıklarını getirmesini söyle ve jeneratörleri çünkü Luigi büyük bir parti verecek cannoli ve babà rum'la birlikte ve sucuk ve salam ve spiedini.
Are you making your world-famous cannoli? Why yes I am.
- Ünlü kanolinizden mi yapıyorsunuz?
I figured you'd be having a cannoli withdrawal by now.
"Cannoli" krizin tutmuştur diye düşündüm.
Tony's cannoli doesn't want to stand up?
Tony'nin penisi uyanmak istemiyor mu?
Tony's cannoli's tired.
Tony'nin penisi yorgun.
Tony, I love your cannoli.
Tony, penisine bayılıyorum.
Now fill it with cannoli, sfogliatelle and napoleons.
Şimdi "cannoli", "sfogliatelle" ve "napolyon" doldur.
You got a cannoli you can stick in your mouth?
Yanında İtalyan böreği varsa ağzına sok.
It's only been 23 minutes, you dumb cannoli!
Daha 23 dakika oldu, seni hamur kafalı!
Have a cannoli, Raymond.
Tatlı alsana, Raymond.
RIZZUTO : Boy, oh, boy, this is gonna be some cannoli of a season, I'll tell you.
Kesinlikle, bu sezonun güzelliklerinden biri bu olacak.
- Holy cannoli.
- Yüce Tanrım.
- Time for another cannoli. - It's disgusting.
- Bir kanoli daha yemenin zamanı geldi.
- Any cannolis left from yesterday?
- Dünden "cannoli" kaldı mı?
An hour ago, a man I've known my whole life vanished because of a woman with things coming out her fingers and a two-headed guy with the IQ of a cannoli.
Hayatım boyunca tanıdığım bir adam parmaklarından bir şeyler çıkan bir kadın ve börek kadar zekası olan biri tarafından öldürüldü.
Holy cannoli, you're John McEnroe!
Vay canına! Sen John McEnroe'sun!
Oh, my little cannoli.
Oh, benim iyi ruhum.
Mama's cannoli is here.
Annenin ruhu burada.
Holy cannoli, you are my sister.
Kutsal ruhlar, sen benim kardeşimsin.
You'll eat another cannoli?
- Başka birtane?
Give me a cannoli.
Ver bakayım şunu.
Oh... Sweetheart, have a cannoli.
Tatlı alsana canım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]