English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chalk

Chalk translate Turkish

1,054 parallel translation
You give me back my chalk, or I'll throw the glue at you and you'll get all gooey.
Tebeşirimi ver. Yoksa zamk atarım sana, yapış yapış olursun.
Chalk? - It isn't salt.
Tebeşir mi?
She's as white as chalk.
Tebeşir kadar beyaz.
Give me the chalk.
Tebeşiri ver.
Toss me that piece of chalk.
Şu tebeşiri uzatabilir misin?
"One to shoot'em, one to chalk'em up."
"Biri vuracak, öteki sayacak."
Mr. Cohen, where is my chalk?
Bay Cohen, tebeşirim nerede?
You might find some chalk there.
Orada tebeşir vardır.
We are - grains of sand, chalk blown in the wind.
Biz toprak zerreleriyiz, rüzgarda savrulan kireciz.
In a stable over at Chalk Ford.
Chalk Ford'da bir ahırda.
In fact, not by a long chalk.
Aslında hiç değil.
Chalk...
Chalk...
- Chalk, let's ride.
- Chalk, hadi gezelim.
Chalk!
Chalk!
You dropped your chalk.
Tebeşiri düşürdün.
Chalk dust.
Tebeşir tozu.
Give me that chalk.
Ver o tebeşiri.
Is that chalk on your hand?
Bu elindeki tebeşir mi?
One stick of school chalk, yellow.
Bir paket okul tebeşiri, sarı.
One handkerchief with chalk powder.
Tebeşir tozlu bir mendil.
There were chalk-powder marks on his left hand.
Sol elinde tebeşir tozu lekeleri vardı.
( MOSTYN ) A yellow chalk mark.
Sarı bir tebeşir izi.
Drink chalk.
Tebeşir iç.
Well, I'd best chalk it all up to experience and be on me way.
Anlaşılan zararı kabullenip yoluma gitsem iyi olacak.
Put your toes on that chalk line!
Ayak uçlarınızı o çizgiye koyun!
I said put your toes on the chalk line, you slimy worms!
Ayak uçlarınızı çizgiye koyun dedim size, iğrenç yaratıklar!
I'II give you a piece of chalk if you will.
Sana bir tebeşir veririm çalarsan.
I'II do it without the chalk.
Vermesen de çalarım zili.
Because if I did, could we chalk it up to inexperience?
Eğer söylediysem bunu acemiliğime verebilir miyiz?
Put the camera over the chalk mark, will you?
Kamerayı işaretin üstüne koy tamam mı?
A piece of chalk to follow the contours of what is not, or is no longer, or is not yet ;
Olmayanin ya da artik olmayanin ya da henüz olmayanin konturlarini takip edebilmek için bir parça tebesir yeterli ;
Have you been to the chalk quarry?
Hiç taşocağına gittin mi?
In the chalk quarry, the shop, everywhere.
Taşocağında, markette, heryerde.
Miss Aurora asked me to bring her a box of chalk. She ran out.
Bayan Aurora bir kutu tebeşir getirmemi istedi, tebeşirleri bitmiş.
You had chalk between your forefinger and thumb when you returned from the club last night.
Geçen gün gece yarısı kulüpten dönünce, başparmağınla işaret parmağın arası tebeşirliydi.
You put chalk there when you play billiards, to ease the cue.
Bilardo oynarken ıstakanın kolay kayması için, tebeşirlemiştin.
In white chalk on a garden seat, it is a precise copy?
- Bahçe iskemlesine beyaz tebeşirle yazılmış, birebir kopya mı?
George claims he can run the table before I chalk my cue stick.
Sonra anlatır mısın? George daha istekamı tebeşirlemeden topları bitireceğini söylüyor.
Put the chalk, put the chalk on there.
Tebeşir tozunu dök. Hadi!
Well, chalk it up to superstition, all right?
Neden? Diyelim ki batıl inanç, tamam mı?
They stick chalk in their asses and write on the chalkboard, "Otto, Otto."
Onlar, kızların poposuna tebeşiri yapıştırıp, tahtaya yazarlar.
Eat chalk, Nylund.
Kapa çeneni, Nylund.
But that's OK, because I broke every piece of chalk in tiny little pieces.
ama bu kadar, çünkü her tebeşir parçasını ince küçük parçalara bölerim.
Chalk in the right hand, slate in the left.
Sağ elinle tutup yaz, sol elinle hizala.
There was a chalk mark on my desk.
Sıramın üzerinde tebeşirle yazılmış bir işaret vardı.
His teacher said he used chalk to mark the desks of those who passed the entrance exams.
Öğretmeni sınavı geçenlerin sıralarına tebeşirle bir işaret koymuş.
Chalk up another $ 5,000.
5,000 dolar daha ekle.
Chalk One Up For The Furniture King.
- Mobilya kralına bir puan.
That feeling of the cue stick sliding through your fingers. That squeak of the chalk.
Parmaklarının arasındaki ıstakanın verdiği his.... tebeşirin gıcırtısı..
I gotta chalk the sidelines for theJ.V. game this afternoon.
Ben bu öğleden sonraki J.V. maçı için sahanın çizgilerini boyayacağım.
There was a chalk mark on my desk.
Sıramın üzerinde işaret vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]