English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chalky

Chalky translate Turkish

140 parallel translation
Saw her walking in the village with those hideous spangles... ... that chalky painted face... ... and those eyes like a cobra's eyes.
Kasabada, o iğrenç payetlerle yürüyüşünü gördüm, tebeşir gibi boyanmış yüzünü ve bir kobranın gözleri gibi o gözlerini.
Now the light has changed and it's chalky white.
Işık değişti ve tebeşir beyazı oldu. Ne?
Yes, that delightful crimson mixture I take before meals and those strange little powders after meals and that chalky-looking substance before I go to bed - a nightcap I can hardly wait for.
Evet, yemekten önce bu şahane kırmızı karışımı alıyorum. Şu garip, küçük tozları yemekten sonra ve tebeşire benzeyenleri yatmadan önce... tek yudum için zor bekliyorum.
Jimmy, a little chalky under the chin.
Jimmy, çenemin altına biraz daha pudra.
A chalky undertaste.
Rahatsız edici bir tat.
- Chalky, the ponce.
- Chalky, pezevenk.
Chalky, what you doing?
Chalky, ne yapıyorsun?
Chalky, come on.
Chalky, hadi.
Chalky.
Chalky.
Hey, Chalky!
Hey, Chalky!
- Chalky, you all right?
- Chalky, iyi misin?
- Hey, Chalky!
- Hey, Chalky!
Chalky White.
Chalky White.
Chalky, get them outta here.
- Chalky, çıkar şunları.
Chalky, have a heart come on.
Chalky, biraz insaflı ol be.
Ah, you see? Flat, sodden, yielding, chalky, cautious.
Düz, sarhoş, kazançlı, kireçli, temkinli.
- It's just so chalky now.
- Sanki biraz fazla kireçli gibi.
Boy, is my tongue chalky.
Vay canına, dilim tebeşir gibi.
Well, after our 6 : 30 roundup and lockdown for our larger passengers we put away the celery and those disgusting, chalky shakes and bring out the real food.
Bakalım, 6 : 30'dan sonra iri yolcularla işimiz bitince, toplanıp kerevizden ve iğrenç kireçlenmelerden uzaklaşıp gerçek yiyecekler çıkarıyoruz.
Chalky aftertaste, inelegant aroma, spongy.
Tebeşir tadı var. Aroması kötü ve süngerimsi. Süngerimsi bir peksimet.
- Really? Is it chalky?
Şekerli mi?
Can we get some oil for these guys? I'm seeing chalky legs here.
Buraya biraz yağ alabilir miyiz?
Ugh! These candies are chalky and unpleasant!
Bu şekerler tebeşir gibi, hiç güzel değil!
- A little chalky.
- Tebeşe benziyor.
The chalky-white faces, the livid spots, the temperatures of 1 20 degrees.
Tebeşir beyazı suratlar, kırmızı noktalar 40 derece ateş!
That chalky soil and stone huts.
O kireçli toprakla taş kulübeleri.
Lucky for us, the killer had something chalky underneath the nails.
Şansımıza, katilin tırnaklarının altında tebeşirimsi birşeyler varmış.
So, you pick on Meg to avoid the inevitable realization that once your body's used up by age 19, you're going to be a worn-out, chalky-skinned burlap sack that even your step dad won't want.
Evet, Meg'e sürekli sataşıyorsun çünkü bedeninin 19 yaşına gelince.... çok kullanılmaktan dolayı o kaçınılmaz pörsümeye uğrayacağını... ve bembeyaz teninin çuval gibi olacağını biliyorsun ki... bu da üvey babanın bile istemeyeciği birşey.
Yeah, remember that chalky herbal stuff
Tamam, kireçli bitki şeysini hatırladın mı?
Chalky.
Kireç gibi.
Chalky White's taking over.
Chalky White devralıyor.
So what do you think, Chalky?
Ne diyorsun, Chalky?
It's a tragedy, Chalky.
Çok üzücü, Chalky.
It's an election year, Chalky.
Bu yıl seçim yılı, Chalky.
Chalky cares, so that means I care.
Chalky önemsiyorsa biz de önemsiyoruz.
They vote the way I tell Chalky to tell them.
Chalky'ye söylediğim kişiye oy veriyorlar.
Take a lot of suds to wash Chalky's face.
Chalky'nin yüzünü yıkamak için çok bol sabun lazım.
- But it wasn't Chalky.
- Ama Chalky değildi.
They wanted their dough, which I didn't have, so they got the idea to put Chalky out of business.
Paralarını istediler, bende yoktu onlar da Chalky'nin işini bitirmeyi düşündüler.
He approached Chalky, made him an offer, but it was really just a whatsit.
Chalky'ye gidip teklifte bulunmuş ama aslında bir şeymiş...
- Get Chalky on the phone.
- Chalky'yi bağla.
"Chalky," he say,
"Chalky," dedi.
There are four more brothers, Chalky, plus Luciano.
Luciano dahil dört kardeş daha var, Chalky.
They hit Chalky's a few months back. Killed one of his men.
Birkaç ay önce Chalky'nin mekânına saldırıp bir adamını hakladılar.
Mr. Chalky White?
Bay Chalky White?
Chalky White, the proprietor.
Chalky White, buranın sahibi.
Chalky, Mr. White, heard back from his man in Philadelphia.
Chalky, Bay White Philadelphia'daki adamından haber almış.
And savvy businessman Chalky White believes them.
Ve uyanık iş adamı Chalky onlara inandı.
Savvy businessman Chalky White tell'em he believe'em, then he pocket their money.
Uyanık iş adamı Chalky White onlara inandığını söyledi sonra paralarını cebine indirdi.
That last part's a tall order, Chalky.
Son isteğin biraz zor, Chalky.
The cabernet here is chalky.
Buranın Cabernet'i kireçli gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]