Charmed translate Turkish
1,005 parallel translation
Charmed beyond words, señora.
Şeref duydum hanımefendi.
I should be charmed.
Memnuniyetle.
- Charmed, I'm sure.
- Ne kadar da şirin.
You charmed me like that Lorelei
Lorelei gibi vurdun beni
- She's charmed him like a snake.
- Onu bir yılan gibi baştan çıkarmış.
I'm charmed.
Memnun oldum.
At first she charmed him into silence.
Önce cazibesiyle onu susturdu.
That's how she charmed my English gold out of my breeches pocket.
Beni de böyle cezbedip paramı yedi.
These balls are charmed.
Bu toplar büyülenmiş.
I bear a charmed life, which must not yield, to one of woman born.
Büyülü benim başım : Kadından doğmuşlar yenemez beni!
Is it some herb you mix in your food? Or some charmed oil you rub into your body?
Yemeğine kattığın otlardan mı, yoksa vücuduna sürdüğün büyülü yağlardan mı?
He charmed even the animals.
Hayvanları bile büyülüyordu.
Charmed, I'm sure.
Büyüleyici, bundan eminim.
She charmed him hog-eyed.
Kız onu tamamen büyülemiş.
Charmed...
Memnuniyetle...
Charmed.
Memnun oldum.
Charmed too.
Ben de.
- Charmed.
- Müşerref oldum.
- I'd bet you the whole million that this time, Oscar charmed the little bird right back into the tree
- Bir milyonun tamamına iddiaya girerdimki, Oscar küçük kuşu kafesine geri gönderdi.
I am moved, i am charmed.
Duygulandım, etkilendim.
Charmed, I'm sure.
- Tanıştığımıza çok sevindim.
- Charmed, I'm sure.
- Memnun oldum.
- Charmed.
- Memnun oldum.
His life is charmed, for destiny has marked him.
Kader onu seçmiş. Daha önünde çok büyük günler var.
- Charmed.
- Büyüleyici bir yer.
When he was a small boy, he charmed us all with his piano playing.
Küçük bir çocukken, bizi piyano çalarak neşelendirirdi.
I should be charmed.
Memnun olurum.
Who isn't charmed by her?
Ona hayran olmayan var mı?
Well, you've quite charmed Uncle Bill.
Şey, Bill Amcayı iyice büyüledin.
I am charmed, flattered, overwhelmed, not to mention enchanted...
Çok etkilendim, gururlandım, mahcup oldum. Büyülendiğimi söylemiyorum bile...
Charmed.
Etkileyici.
She completely charmed you.
Aklını başından almış bile.
I want to present my sister Freda. - Charmed.
Seni kız kardeşim Freda ile tanıştırmak isterim.
You German have charmed us so that I forgot that you were all idealists.
Kesinlikle, Nasıl da aptalım. Alman özelliklerin bizi öylesine büyüledi ki Bütün söyliyeceklerimi unuttum...
You would have liked Sebastian and he would have been charmed by you.
Sebastian'dan hoşlanırdınız o da sizin çekiciliğinize kapılırdı.
- I am charmed to meet you, Count.
Çalışın. Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum, Kont.
They are charmed.
Şans getiriyorlar.
When a charmed life turns professional, we can expect great things.
Şanslı bir hayat profesyonelleşirse, büyük şeyler bekleyebiliriz.
Madame, I was charmed. Positively charmed.
- Hanımefendi sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
Charmed.
- Memnun oldum.
Peyrac charmed judges, no we have to only convince them.
- Peyrac jüri üyelerini cezbetti.
Dear Madam Hill, I'm charmed.
Sevgili Bayan Hill, beni büyülüyorsunuz.
Charmed and serendipitied into believing she was safe in the hands of this suntanned handsome American.
Zavallı kız. Oğlan nasıl da çekiciliğini kullanıp onu bu yakışıklı Amerikalı'ya güvenebileceğine inandırmış.
I'm charmed!
Etkilendim!
I'II put an end to the legend of your charmed life
Senin efsanevi hayatına son vereceğim.
- Tetsu of the charmed life
- Büyüleyici hayatıyla Tetsu.
You charmed the pants off Palamos.
Palamos'un aklını başından aldın.
- Charmed.
Devam et, nedir mesele, yap işini.
- Charmed.
- Bu Kaptan Carruther.
Charmed, Miss Loxi.
Memnun oldum Bayan Loxi.
I'm charmed to meet you... - All right, hold it, everybody!
Tamam, herkes sessiz olsun.