English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Chased

Chased translate Turkish

2,603 parallel translation
We chased Haskell from Vegas to L.A. and back and end up finding him here.
Haskell'i Vegas'tan LA'ya kadar kovaladık ama sonunda burada bulduk.
But we're being chased by a two-legged six-foot wolf!
Ama iki bacaklı ve iki metreye yakın bir kurt bizi kovaladı!
Got into a little trouble, chased a lot of girls.
Biraz belaya bulandık. Birçok kız kovaladık.
I mean, what if you're having a nightmare and you're being chased by someone or you're about to jump off a cliff and then you have a heart attack and die?
Ama bu beni inanılmaz derecede korkutuyor.Yani ya bir kabus görüyorsan? Seni birisi takip ediyor ve sen de tam da uçurumdan atlayacakken, kalp krizi geçiriyor ve ölüyorsun!
So you tracked Snyder down, you chased him into an old utility plant and you killed him.
Snyder'in izini sürdün. Eski bir tesiste kıstırdın ve öldürdün.
I chased you half a block, and I had you like a gazelle on the Serengeti.
Yarım blok seni kovaladım ve Serengeti'deki ceylan gibi seni avladım.
I heard how my friend chased you, and you fainted and then he got mad at you.
Arkadaşımın seni nasıl takip ettiğini ve senin bayıldığını duydum üstelik sonra bir de sana kızmış.
Well, I chased the tour for a while.
Bir süre turnuvaya katılmıştım.
"chased the bubbles. " More of them scooped up " his cars and his planes and his shoes.
Baloncuklar oyuncak arabalarını, uçaklarını ve ayakkabılarını havalandırdı.
" Harry laughed as he chased the bubbles.
Harry, kahkahalarla baloncukların peşinden koştu.
Were you being chased by a bee?
Arı mı kovaladı seni?
I chased Sander through the time machine... after he got Gord, lost him.
Sander, Gord'u öldürdükten sonra onu zaman makinesinde kovaladım ama kaybettim.
No. No, the Secret Service chased them away.
Gizli servis onları uzaklaştırdı.
When we chased Andy Dixon down Bethnal Green tube, where did we pick up the guy with his phone?
Andy Dixon'ı metroda takip ettiğimizde telefonu onda olan adamı nerede yakalamıştık?
Chased him halfway across a desert planet.
Onu bulmak için bir çöl gezegeninin yarısını geçti.
So we pull over, we chased the muggers away... but the guy's trashed so we gotta go to the hospital.
Biz de kenara çektik, gaspçıları kovaladık ama adam bıçaklandı, biz de hastaneye gitmek zorunda kaldık.
Mia chased her away.
Ama Mia izin vermemiş.
He chased after them.
Onları kovalamış.
I've chased dolphins across the Straits of Hazim.
Hazim Boğazı'nda yunusları takip ettim.
No, I left the bar with another man one night, and Billy chased after our car for a few blocks, but eventually, I turned around, and he was gone.
Hayır, bir gece bardan başka bir adamla ayrıldım, ve Billy arabayı birkaç blok takip etti,... -... ama sonunda arkama baktım ve o gitmişti. - Şu anda iç çamaşırlı futbolculardan biriyle yatıyor...
Helzer : And she chased you?
Ve senin peşine düştü?
Never thought I'd be chased by a dragon.
Bir ejderha tarafından kovalanacağım hiç aklıma gelmezdi.
We're still being chased by a dragon.
Bir ejderha tarafından kovalanıyoruz.
So, you don't remember anything about the people who chased you.
Yani seni kovalayanlar hakkında hiçbir şey hatırlamıyorsun öyle mi?
Somebody chased you down in the dead of night.
Gecenin köründe biri seni kovalamış.
She was there when we chased Lita out of her office.
Lita'yı ofisinin dışında yakaladığımız zaman da oradaydı.
Chased by a delicious pickle of course!
Arkasından mis gibi de turşu!
Digger says he once chased the Atraxi off a planet, then called them back for a scolding.
Digger bir keresinde Atraxi'leri bir gezegenden kovduğunu söyledi,... sonra sırf onları azarlamak için geri çağırmış.
I chased a bail jumper who allegedly dumped a body up here.
Bir keresinde buraya ceset bıraktığı iddaa edilen birini takip etmiştim.
I chased him out through here... and I took a shot at him as he was going over the fence.
Buraya kadar kovaladım onu. Ve çitten atladığı sırada ateş ettim.
I chased after her. I had to explain.
Peşinden koştum, açıklamam lazımdı.
So you chased after her?
Kızı takip ettin mi?
What use am I if I can't fulfill a simple task? Not only am I a Vagabond chased from port to port, I also lost my ship.
basit bir görevi bile yerine getiremedim? gemimi kaybettim.
Chased the guy, but never got a good look at his face.
Adamı kovalamış ama yüzünü iyi görememiş.
And that redhead who I chased out of the apartment today...
Bugün dairesinde ve peşinde olduğum o kızıl kafa...
When I chased her down the block this morning, she said we never clean, cook or pay for anything. I doubt it.
Sanmıyorum.
I feel like I'm being chased by the jamboree bears.
Makaracı ayılar tarafından yakalandığımı hissediyorum.
Are you being chased?
Kovalayanıyor musun?
I chased him... I fell in love with him. Look at me.
onu kovaladım ona aşık oldum bana bak
If my legs hadn't been jellied, I would've chased you down and kicked your ass last night.
Bacaklarım pelteleşmeseydi, dün gece seni kovalayıp kıçına tekmeyi basardım.
Chased all the wrong things in my life, Kate, but I did have one hit song.
Bütün kötü şeyleri hayatımdan uzaklaştırdım Kate, ama bir hit şarkım var.
The dog chased after the cat.
Köpek, kediyi kovaladı.
The-t dog ch-chased af...
Kö.. Köp-ek k-kediyi...
I've chased lions from food when I was growing up.
Küçükken et bulabilmek için aslanları takip ederdim.
My partner and I chased a burglar into this building during a storm.
Bir fırtına sırasında, ortağımla beraber bu binanın içinde, bir hırsızı kovaladık.
So, I chased her down the block and tackled her.
Blok boyunca onu kovaladım ve yere yıktım.
Your mother and I have had our romance on slow simmer for seven years now, and I'd hate to see it bubble over just because Jim chased a squirrel into a poop pipe.
Annen ve ben aşkımızı yedi yıldır ağır ağır sürdürüyoruz. Ve sırf Jim sincap kovalarken bok çukuruna düştü diye bunun zedelendiğini görmekten nefret ediyorum.
He chased after the guys who took his car.
Arabasını alan heriflerden sonra peşlerine düştü.
Francois chased her and they loved each other.
François onun peşine düştü ve birbirlerini sevdiler.
- Yeah, or being chased.
- Bir şeyin peşinde.
Then chased it with a full slab.
- Dün akşam yarım ponsiyon kaburga yedin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]