English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Check that

Check that translate Turkish

5,982 parallel translation
She gets a check that's way too big.
Bu yolla çok daha fazlasını alır.
We got to check that locker,'cause the handprint shows that she was reaching for it.
Şu dolabı kontrol etmemiz lazım. El izi bize oraya ulaşmakta olduğunu söylüyor.
You gonna check that?
- Kontrol etmeyecek misin? - Ne?
Double check that all your doors and windows are secured.
Bütün kapı ve pencerelerinizin kapalı olduğundan emin olun.
I've just been told to check that you remember him.
Onu hatırladığınızı kontrol etmem söylendi.
But they check that I've applied for shit, or they stop my benefits.
- Bu işi neden istiyorsunuz? Ama bir yerlere başvurmam gerekiyor yoksa işsizlik maaşımı kesiyorlar.
Check that corner.
Şu köşeyi kontrol et.
" Let's see, check that list for the marching band fundraiser.
" Sokak müzik grubuna bağış listesini kontrol etmeliyim.
You might want to double-check that.
Bir daha kontrol etmek isteyebilirsin.
And we should re-check Rogan's apartment... see if there's anything there that could tell us what he was involved with.
Biz de Rogan'ın dairesini kontrol edelim, belki neye bulaştığı ilgili bir şey buluruz.
I think I know why your scheming, scamming husband wanted to steal that stripper's phone. Check it out.
Baksana.
Oh, well, you might want to check with Sergeant Voight about that.
Bu konuyu Çavuş Voight ile görüşsen iyi olur derim.
But you now how I love to cross-check on things, so I did just that with Christy White's texts, emails, and social media, of which there are literally thousands of messages, and I found you a 19-year-old Lauryn-Anne Harrison,
Ama karşılaştırmayı sevdiğimi bilirsiniz. Ben de Christy White'ın mesajlarını maillerini ve sosyal medyasını kontrol ettim. Binlerce mesaj var ve 19 yaşındaki Lauryn-Anne Harrison'ı buldum.
I will make sure that avaricious landlords are kept in check.
Paragöz ev sahiplerinin kontrol altında tutulmasını sağlayacağım. Ve eğer kiralarda bir değişiklik olursa o değişiklik ucuzlama olacak, zam değil.
I made that up. I didn't think you were gonna fact-check me.
Ne bileyim bu kadar sorgulayacağını.
Check the bank that faces the Nativity, see if we can pull last night's camera feed.
İsa'nın doğuşuna bakan bankayı kontrol et. Bakalım geçen gecenin kamera kayıtlarını bulabiliyor muyuz.
Yes, that's him checking in.
Evet, check in yapan o.
I would suggest that you take that To the bank and get a cashier's check.
Size bunu bankaya yatırmanızı ve bir çek almanızı öneriyorum.
Just get ready to write a check for $ 200,000, because that's what it's gonna cost for the next three years.
200 bin dolarlık bir çek yazmaya hazırlan çünkü üç senelik ücret bu kadar oluyor.
Before we do that, you might want to check out Charlie Simon's storage unit he was renting.
Belki öncesinde Charlie Simon'ın kiraladığı depoyu kontrol etmek istersin.
Maybe Simmons should check you again for a head injury. 'Cause that is not the Ward I know.
Belki de Simmons kafanı tekrar kontrol etmeli çünkü bu benim tanıdığım Ward değil.
"Is the victim a member of an organization " that claims an independent religious belief not listed on the AWR? " Check.
"Kurban bağımsız dini inanç isteyen AWR'da listelenmemiş bir örgütün üyesi mi?" Evet.
Wait, check Lizzie in a couple days and you'll see that I'm the wheat... or the chaff. Whichever's the good one.
Bekle, birkaç gün sonra Lizzie'ye bak ve benim tam bir buğday veya saman olduğumu görürsün.
That requires a criminal background check
Bu cezai bir arka plan kontrolü gerektirir
Hey, Marcus, I completed the background check on that seedy bathroom lawyer you met.
Hey, Marcus, banyo arka planı olayı çözüldü. O keyifsiz avukattan kurtulduk.
Keep that in check.
Dikkatli olun.
That's right. I'm just calling to check in.
Yalnızca kontrol amaçlı arıyorum.
That she, uh... she didn't check into rehab on her own?
Rehabilitasyona kendi isteğiyle gitmemesi yani?
Check out that sunset.
Şu gün batımına bakın.
With talk like that you make me want to check to see that my hair's tidy.
Benimle böyle konuşuyor olman saçım düzgün mü diye kontrol etmeye itiyor.
I just was under the impression that we would just be coming by and saying, "Hi," you know, uh, to pick up the check.
Ben düşünmüştüm ki içeri girer selam veririz ve bilirsiniz çeki alırız.
Was it just me, or was Charlie jumping up every five minutes to check on that psychotic-looking plumber in there?
Tek bana mı öyle geldi yoksa Charlie beş dakikada bir o psikopat görünüşlü tesisatçıyı kontrole mi gitti?
Hey, Uncle Brian, let's go check out that noise.
Brian amca, o ses neymiş gidip bir bakalım hadi.
That's right, check it out.
Doğru, kontrol et.
Now, if she had bothered to check, she would have seen that the wires were frayed.
Eğer kontrol etme zahmetinde bulunsaydı kabloların aşınmış olduğunu görürdü.
If we check the distance from earth we're faster than that
- Ne? Tahmini varış süresi Dünyaya göre ayarlandı.
That means... when I'm out with him, you can't check in.
Bu da... ben onunla dışardayken beni kontrol edemezsin demek.
That income-tax check, you know what I'm saying?
Gelir vergisinden bahsediyorum, anladın mı?
Chief, I can do that, I'll check it out.
Şefim, ben yaparım, ben incelerim.
Well, that can't be. Check again.
Bu imkânsız, tekrar kontrol et.
Did you check on that chicken?
Tavuk olayını kontrol ettin mi?
So, I finished the background check on ricky, That kid from the book store.
Kitap dükkanındaki çocuk, Ricky'nin... ayrıntılı araştırmasını bitirdim.
That to keep us in check?
- Bizi kontrol altında tutmak için mi?
After that, he came every single week to check in.
Bundan sonra, Henry her hafta bizi kontrol etti.
So if you need something signed, a check written, a schedule changed, that would be the time to calmly make that request- - not screaming it at me as I'm running out of the house, or slipping a note under the bathroom door while I'm on the toilet.
Bir şey imzalamam mı gerekiyor çek mi yazmam lazım, takvim değişikliği mi olacak bunları evden gidiyormuşum gibi bağırarak veya ben tuvaletteyken kapının altından not bırakarak değil isteklerinizi sakince sunarak yapacaksınız.
If you needed that check by 3 : 00, you should have called me and told me.
Eğer 15 : 00 kadar para lazımsa beni arayıp söylemeliydin.
Let's check out that village.
Köyü kontrol edelim.
You said that you were going to check your text.
Mesajıma bakacağım demiştin.
I came to check in on that.
Buna bakmaya geldim.
And I already know you live in a doorman building, so... that's a big check for you.
Ve senin kapıcısı olan bir binada kaldığını biliyorum ve tabiki bu senin için büyük bir artı.
Check his blood, all that.
- Kanına falan bakacaklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]