English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cherries

Cherries translate Turkish

519 parallel translation
Well, all you need now is a bowl of cherries.
Şimdi sadece biraz kiraza ihtiyacınız var.
The villagers eat unripe cherries. It gives them dysentery.
Bu sebeple kirazla beslenmeye başlarlar, fakat açlık arttıkça, meyvelerin olgunlaşmasını beklemeden yedikleri için dizanteri baş gösterir.
There aren't any, but there are cherries.
Fazla karınca yok. Hem kirazlar da çok güzel görünüyor.
May we eat the cherries?
Kirazlardan yiyebilir miyiz?
I warn you, the cherries aren't very good, but the place is all yours
Uyarmak isterim ki, kirazlar pek de güzel değil. Ama ağacın gölgesi sizindir.
Messed up with cherries and such.
Kiraz ve benzeriyle berbat edilmiş bir şey.
Its got a kitchen orchard with cherries, apples, peaches,'cots, nuts,...
Tavuk kümesi. Mutfağı da var. Bahçesinde ceviz, erik, vişne, şeftali ağaçları var.
You know we got cherries jubilee.
Vişne soslu puding olduğunu biliyorsun.
Yours'll be hanging from a tree, like a couple of cherries.
Senin taşaklar tıpkı bir çift kiraz gibi ağaçta sallanacak.
Pine, tar, cherries, a whole bush in a bottle.
Bir şişede çam, katran, vişne ve otlar.
Probably maraschino cherries and stale crackers.
Herhalde vişne ve bayat bisküvit.
Cherries in brandy for everyone.
Herkese kirazlı brendi.
I brought you a box of chocolate-covered cherries.
Sana kirazlı çikolata getirdim.
This one is filled with cherries.
Bunun içi kiraz dolu.
How about the chocolate-covered cherries... Mr. Verber always buys for you?
Bay Verber'ın her zaman sizin için aldığı çikolata kaplı kiraza ne dersiniz?
Look at those cherries!
Şu kirazlara bakın!
And the convent, when you put cherries on your ears?
Manastırı? Kulaklarına kirazdan küpe yapmıştım?
- Life is just a bowl of cherries.
- Hayat mükemmel.
Have you got any maraschino cherries on you?
Sende Maraschino kirazı var mı?
Maraschino cherries?
Maraschino kirazı mı?
The first cherries of spring.
Baharın ilk kirazları.
Her reprieve ends in May, when cherries come out.
- Mayısta dokunulmazlık süresi doluyor!
Cherries!
" Kiraz!
Cherries!
Kiraz! "
"A kilogram of cherries with nuts."
Ben de ona bir kilo kirazı çekirdekleriyle yediğini söyledim.
I'll make him a Manhattan with two cherries in it.
İçinde iki vişneli bir Manhattan yapacağım onun için.
I brought you some cherries.
Kiraz getirdim.
- These are cherries.
Bu kiraz var...
- I insist. Cherries in brandy.
Sadece biraz.
It's gonna be a green Jell-O with cherries.
Kirazlı yeşil jöle olacak.
But I was showing Uncle Jacques cherries in the basket.
- Ama Jacques Amcaya sepetteki kirazları gösteriyordum anne.
She wants cherries and feathers - To catch a beau, I suppose.
Güzelleşmek için olmalı.
All those cherries.
O kadar kirazdan sonra...
Cherries in brandy...
Konyağın içinde kiraz...
Mashenka, don't forget to crush some cherries, for making wounds.
Mashenka, yaraları iyileştirmek için biraz kiraz ezmeyi unutma!
cherries.
Kiraz.
I crushed some cherries.
Biraz kiraz ezilmiş.
- How about cherries?
- Kiraz?
She's still looking for the three cherries.
Onlar hala üç kirazı bekliyorlar.
Uh, you like'em with cherries?
Kirazlı sever misin?
Duck with cherries.
Vişneli ördek.
- Uh, that's duck without orange or cherries.
Portakalsız ve vişnesiz ördek.
- Cherries. Mud.
- Vişne, çamur.
Well, since it's with cherries...
Ama vişne olunca...
Now, what are you saving them cherries for?
Bu kirazları neden ayırıyorsun?
Cherries, for remembrance.
Kiraz. Hatıra olarak.
Fish from the sea, cherries from the tree, flowers...
Denizden balık, ağaçtan kirazlar, çiçekler...
They're not cherries!
Kiraz değiller!
- Hester. - Bananas, maraschino cherries. Coconut, strawberry topping.
Muzlar, Maraska Kirazları, hindistan cevizi, üstüne çilek, ve tepeleme krem şanti.
How about cherries?
- Peki kiraz?
It's a big bowl of cherries.
Önümde bir tabak dolusu kiraz var da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]