English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Choc

Choc translate Turkish

56 parallel translation
Some good brewed choc.
Çok iyi.
Give me a bucket of that choc.
Bu biradan bir kova ver bana.
Ah, let's see, the silver mine concessions, Baku oil transfers and the Cam Crisp Chou-choc merger.
Gümüş madeni anlaşması. Bakü Petrol transferleri, ve Corn Crisp-Sakız firması belgeleri.
Have you got a choc ice?
Çikolata kaplı dondurman var mı?
Two orders of fries, two choc malts and two Dutch apple pie with whipped cream.
İki porsiyon kızarmış patates, iki malt içeceği... iki de kremalı elmalı tart.
You see that rotund woman coming out of Choc Full of Donuts? Mm-hmm.
Eli kolu donut dolu şu iri kadını gördünüz mü?
Can I have a quad-choc-caramel latte?
Karamelli sütlü kahve alabilir miyim?
I got the ones with the dark choc...
Size en sevdiğiniz çikolatadan...
A choc ice or somethin'!
- Bilmem. Çikolatalı dondurma.
Or a Choco-Melty Bar.
- Veya "Choc-o-Melty Bar."
It's like a choc ice fell into a bottle of bleach.
Sanki frigo dondurma bir şişe çamaşır suyunun içine düşmüş gibi.
Now we can eat all her choc bars.
Artık bütün çikolatalarını yiyebiliriz.
This hospital is packed choc-a-bloc with newborns and their mothers lt'll take them ages to check each bed.
Bu hastane tamamen, yeni doğan bebekler ve anneleriyle dolu. Her yatağa bakmaları yıllar sürer. Ama sen lütfen, çabuk ol.
I was eating it, it's choc... but it'll wash out, it's fleece.
- Olabilir. Yıkanınca çıkar.
Would a choc ice make any difference?
Buzlu çikolata fikrini değiştirir mi?
I'll get you a choc ice, then.
Sana gidip bir tane getireyim o zaman.
That's a nice choc ice, that one, yeah.
Bu buzlu çikolata gerçekten güzelmiş bak.
This is the end of an era, Super Choc.
Bu bir devrin sonu, Süper Çiko.
Noah Kuskowski, age 6, dies of anaphylactic choc after being attacked by bees in the presence of her sister
Noah Kuskowski, altı yaşındayken anafilaktik şoktan ölmüş. Ablasının yanında bulunduğu sırada arıların saldırısına uğramış.
Elle va avoir le choc de sa vie.
Hayatının sürprizi olacak.
- With the choc... - Don't...
- Çikolata ile...
My choc-tail.
Çik-teylim.
Double super choc sprinkle surprise, please.
Ekstra çikolata parçacıklı sürprizden, lütfen.
But what - what is this - oh - choc - chocolate -
Ama şu hangisiydi - oh - çiko - çikolatalı olan -
- Oh, choc! No, do it again.
Orda yedikleri bir şey olsa gerek.
Oh, no, darling. Naughty choc-y.
Yapma tatlım, burada ne varmış?
What you saying there choc-ice?
Ne diyorsun sen, frigo?
Choc-choc chip ice-cream to celebrate a win.
Kazanırsak kutlamak için çikolata parçalı dondurma al.
Well, I finished my double hot choc, I'm gonna head up.
Duble sıcak çikolatamı bitirdim ve yukarı çıkacağım.
And yes, in case anyone is wondering, we will continue to serve our signature volcano choc-splosion drink, just without the "splosion" feature.
Bu arada, merak edeniniz varsa, imzamız olan Kakaolu Volkan Patlaması içeceğimizi "Patlama" kısmı olmadan servis etmeye devam edeceğiz.
Hot choc- - okay!
Sıcak çikolatanız da... Tamam!
* All my hot choc freaks *
* All my hot choc freaks *
* My hot choc freaks *
* My hot choc freaks *
* My hot choc freaks... *
* My hot choc freaks... *
Eggs Benedict, choc-ice, can of ginger beer, cigarette.
Benedict usülü yumurta, buzlu krema, bir kutu alkolsüz bira ve sigara.
The concert venue was choc-a-block full!
Konser alanı hıncahınç doluydu!
Do you want another choc ice?
- Biraz daha çikolatalı dondurma ister misin?
Five choc ices in one morning.
Sabah sabah beşinci dondurma.
We'll give him a choc ice.
Çikolatalı dondurma ikram ederiz.
We've got choc ices.
Çikolatalı dondurmamız var.
Choc ice?
Dondurma?
Out of choc...?
Çikolata mı?
Choc : choc, crossing the Yangtze.
Çuf çuf çuf, Yangtze'den geçerken... :.. :
Jimmy Choc and Manolo. "
Jimmy Choo ve Manolo. "
♫ Jimmy Choo, Givenchy, ♪
Jimmy Choc, Givenchy
Um, i guess it just makes me sad because, when i was in grade two, i had this afghani friend, and he, um, gave me 20 cents to buy a choc dip cone, even though that it meant
Sanırım bu beni biraz hüzünlendiriyor çünkü ben 2. sınıftayken Afgan bir arkadaşım vardı ve bir defasında o bana Maraş dondurması almam için 20 cent vermişti.
he couldn't buy a choc dip flake cone.
Hem de kendisi Maraş dondurması alamayacak durumda olmasına rağmen vermişti.
Choc anaphylactique.
Choc anaphylactique.
and I made her give me all the money out the till and shat in the mint choc chip.
Neyse o aslında çok sert biri çünkü bir keresinde beni 15 dakika boyunca yere yatırmıştı, ama bu hiç adil değil çünkü yaptığım herşey doğruydu bir kere Baskin Robbins inmiştim çünkü Denise Welby bir cumartesi işi var ve kasadaki bütün parasını ondan aldım nane ve çikolatalı kurabiyesine sıçtım.
[TYKO WOMAN MOANING] ♪ It's a choc-choc train ♪ ♪
Çikolatadan bir tren
I majored in journalism, but I kinda couldn't get my shit together, so I ended up working at this PR firm writing press releases about Calista Flockhart's buttery choc highlights.
Calista Flockhart'ın tereyağlı çikolata ipuçları hakkında basın bildirileri yazmaya başladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]