Civilians translate Turkish
2,356 parallel translation
... civilians. Leave immediately.
Geliyorum.
It's crawling with armed soldiers and there are civilians everywhere.
Silahlı askerlerle dolu, ayrıca her yerde siviller var.
You are merely private civilians,
Artık polis değilsiniz. Sadece sıradan bir sivilsiniz.
- - Helpless, impotent civilians With no authority to help in this case.
Bu davada yardım etme yetkisi olmayan çaresiz, aciz sivilleriz.
- Contact with civilians!
- Sivillerle kontakt kurmak!
"To the remaining officers and civilians inside Changde."
"Changde'de sağ kalan subay ve vatandaşlara."
We are civilians.
Siviliz.
Innocent civilians were killed in military riots.
Masum vatandaşlar da askeri isyanda öldürüldü. Aman ne önemli!
I didn't sign up to shoot unarmed civilians.
Silahsız sivilleri öldürmek için orduya katılmadım.
You know, now is not a good time to field questions from civilians.
Bayan, şimdi sivillerin sorularını cevaplamanın hiç zamanı değil.
What, you expect me to weep over 50 civilians?
Ne yani, elli sivili öldürdüm diye gözyaşı mı dökeyim?
Civilians mustn't know magic exists.
Siviller büyünün varlığını öğrenmemeli.
Well, I know this goes hard with you, Freddie, but--but what they're plannin', which is a military trial of civilians, is an atrocity.
Senin açından zor bir durum olduğunun farkındayım Freddie. Ancak, sivillere karşı planladıkları askerî yargılama acımasızlıktır.
In our briefing, they said you guys were civilians.
Bize verilen brifingde, sizin sivil olduğunuz söylendi.
Civilians in need of support two klicks northeast.
İki kilometre kuzey doğuda yardıma ihtiyacı olan siviller var.
We are not evacuating civilians fast enough.
Sivilleri yeterince hızlı tahliye edemiyoruz.
Most of Santa Monica's been cleared of civilians.
Santa Monica'da sivillerin çoğu tahliye edildi.
- You said "most civilians," sir?
- Sivillerin çoğu mu demiştiniz?
Got a distress call that civilians are still there.
Orada hala sivillerin olduğuna dair yardım çağrısı aldık.
Get those civilians, get the hell out of there and you kill anything that is not human.
O sivilleri bulup oradan gidin hemen. İnsan olmayan her şeyi de öldürün.
Civilians are being stranded behind enemy lines.
Siviller, düşman hattının gerisinde yalnız kaldı.
How many civilians we gotta get out of that police station?
Karakoldan kaç sivil çıkartacağız?
Civilians or no, we gotta get these wounded out. - Roger that.
Siviller olsa da olmasa da bu yaralıları çıkartacağız.
Let's get those civilians and get back to the F.O.B.!
Şu sivilleri alıp üsse geri dönelim.
I'll go for civilians.
Ben sivilleri ararım.
- We have civilians coming out!
- Siviller geliyor.
We have civilians.
Yanımızda siviller var.
I say again, we have civilians.
Tekrar ediyorum, siviller var.
Now, the military has set up a line of defence to try to protect civilians.
Ordu, sivilleri korumak için bir savunma hattı kurdu.
I'll suppress the fire, you take the civilians!
Ben öndeki ateşi bastıracağım. Sivilleri arkadan dışarı çıkart.
Martinez, if we get the civilians to that helo, they take cover, rappel down.
Teğmen Martinez, sivilleri o helikoptere götürebilirsek korunabilirler.
Staff sergeant, civilians won't make it to that helo without cover fire.
Üstçavuş, siviller savunma ateşi olmadan helikoptere ulaşamaz.
Get the civilians down, all right?
Sivilleri emniyete alın.
We are not losing one more of those civilians. Understand?
Başka bir sivil daha kaybetmeyeceğiz, anlaşıldı mı?
You get these civilians home safe!
Sivilleri güvenli bir yere ulaştır.
Civilians are free and clear.
Siviller emniyette.
Your civilians are safe.
Sizin siviller güvende.
You can't arrest civilians.
Sivilleri tutuklayamazsınız.
The captain himself called and said all the civilians can go.
Kaptan doğrudan aradı ve sivillerin gidebileceğini söyledi.
Three years later, half a milling people were dead - most of them civilians.
3 yılın ardından çoktan yarım milyon insan ölmüştü. Çoğu da masum insanlardı.
All the civilians, clear.
Tüm siviller tahliye edildi.
But what he didn't know, was that civilians would be massacred in exchange.
Ama bilmediği şey bunun karşılığında sivillerin katledileceğiymiş.
General Kyaw Min is the man responsible for dozens of deaths of innocent civilians during the massacres at Kay Pu.
General Kyaw Min Kay Pu'da ki katiamda öldürülen onlarca sivil insanın sorumlusudur.
This is the scene outside the Gori Military Hospital, the only one in the area where wounded soldiers and civilians injured in last night's shelling are all being treated.
Şu anda Gori Askeri Hastanesi'nin bahçesindeyiz bölgede bir tek dün geceki bombalamada yaralandıkları için.. ... tedavilerine başlanmış asker ve siviller bulunmakta.
He's having press conferences accusing your soldiers of killing innocent civilians in Tskhinvali.
Yaptığı basın toplantısında, sizin askerlerinizi Tskhinvali'deki masum sivilleri öldürmekle itham ediyor.
You sold me out for a couple of fucking civilians.
Beni lanet bir iki sivile sattın.
Hey, okay, we're civilians, all right?
Biz siviliz, tamam mı?
There's no other civilians.
Başka siviller yok.
He doesn't like civilians near the sick ones.
Sivillerin hastalara yaklaşmasını sevmez.
However, I can't have civilians on the front lines.
Ne var ki sivilleri ön saflarda tutamam.
You truly believe that civilians need a window on the military?
Vatandaşların askeriye hakkında her şeyi bilmesi gerektiğine gerçekten inanıyor musunuz?