Claim translate Turkish
7,460 parallel translation
This is a sign to gather swords, go over the wall and claim the wealthy lands that are rightfully ours.
Bu, kılıçları toplamanın duvarı aşıp, bizim hakkımız olan zengin toprakları almanın.bir işareti.
You'll eat your words when I'm back with a full purse and a knighthood to claim!
Asıl sen yiyeceksin, yanımda para ve şövalyelik hakkıyla geldiğim zaman!
But you still claim that the caller burned your house down.
Ama, hâlâ evi, seni arayan kişinin yaktığını iddia ediyorsun.
W-W-Wait. Okay, so you're saying white girls will suck dick... yet still claim they're virgins?
Beyaz kızlar sakso çekse bile bakire kalıyorlar mu diyorsun yani?
If we are to emerge victorious in the Spanish Netherlands, we must claim our prize with both hands, the north and the east.
İspanya'da zafer kazanırsak, her iki tarafta da mükafatımızı almış oluruz, yani kuzeyde ve güneyde.
Ten years from now, they'll claim it never happened, but it is happening.
10 yıl sonra "öyle bir şey olmadı" diyecekler ama şu an oluyor işte.
Critics claim typewriters didn't have that ability in the 1970s, but some did.
Eleştirenler, 1970'lerde daktilolarda bu özelliğin olmadığını iddia etti. Ama bazılarında vardı.
Some analysts outside CBS... say they believe the typeface on these memos is New Times Roman... which they claim was not available in the 1970s.
CBS'in dışından bazı araştırmacılar bu belgelerdeki yazı tipinin, 1970'lerde mevcut olmadığını iddia ettikleri New Times Roman olduğuna inandıklarını söylüyorlar.
Grateful for your late father's courageous support of his claim, he names you Wardeness of the North.
Merhum babanın onun tahttaki iddiasına verdiği cesurca desteğe minnet duyarak seni Kuzeyin Muhafızı ilan eder.
I was wrong to support Renly's claim, I know that.
Renly'nin iddiasını desteklemekle hata ettim, biliyorum.
Is there anyone else who can support your claim?
Bu iddianı destekleyecek başka birisi var mı?
Who comes to claim her?
Onu kim alacak?
A trueborn will always have the stronger claim.
Doğuştan asil olan çocuğun iddiası daha güçlü olur.
How long before the King of Meereen comes to claim my pillow?
Meereen Kralı'nın yataktaki yerimi almasına ne kadar kaldı?
His entire claim to the throne rests on the illegitimacy of yours.
Tahttaki tek iddiası sizin meşru olmamanıza dayanıyor.
I don't claim to be a great warrior.
- Büyük bir savasçiyim demiyorum ama.
Now, you have just as much a claim on your son's body as Barb does.
Barb'ın olduğu kadar oğlunun bedeninde senin de hakkın var.
Once we've sunk the surface world... I'll slit his throat and claim the treasures of Atlantis...
Yeryüzü dünyasını batırdıktan sonra onun boğazını kesip Atlantis hazinelerine- -
Only one of these amazing teams can claim the title of the best high school show choir in America.
Bu harika takımlardan yalnızca biri Amerika'nın en iyi gösteri korosu olabilir.
No one can claim the words.
Sözler için kimse hak talep edemez.
Sources claim a startling discovery was made by police several days ago, when a DNA sample submitted by Ben Crawford revealed that he is the boy's biological father.
Kaynaklara göre polis birkaç gün önce, Ben Crawford tarafından verilen DNA örneğinden çocuğun biyolojik babası olduğunu belirledi.
And I didn't come just to claim your status.
Sadece mevkini almaya da gelmedim.
Carson wants to claim the Moon as his own before the United Nations.
Carson, Ay'ı Birleşmiş Milletler'den önce zimmetine geçirmek istiyormuş.
Even Effie can make a claim for it since we're still married.
Hatta Effie bile bunun için dava açabilir zira hâlen evliyiz.
- And you have just as much a claim on your son's body as Barb does.
Oğlunun bedeninde Barb kadar seninde hakkın var.
The Sons of Mithras claim we are the enemies of man.
Mitra'nın Evlatları bizim insanlığın düşmanı olduğumuzu iddia ediyor.
I have no claim on you.
Seni suçlamıyorum.
Liberty Rail's report directly contradicts our claim.
Liberty Rail'in raporu bire bir bizim iddaamizla çelişiyor
They probably figured it would make their claim more credible.
İddialarını daha inandırıcı kılar diye düşündüler herhalde.
I claim first dance at the ball.
Baloda ilk dans için talibim.
Besides, I lay no claim to a cure.
Ayrıca bende bir tedavi yok.
The baby has to be born on Qresh to claim his Lahani birthright.
Lahani olabilmesi için Qresh'te doğması lazım.
Qreshis can't bequeath land until they turn eighteen, and you've no claim to his without him.
Qreshis kanunlarına göre vasiler toprakları yönetemez. Bu konud hak iddia edemezler.
And as soon as I leave, you double back and claim the kill yourself?
Ben gider gitmez, sen aynı yoldan geri dönüp, kendin mi öldürmek isteyesin?
I had to claim it before someone else did...
- Başkası yapmadan ben yapmak zorundaydım.
I can only claim one... technically.
Teknik olarak sadece... Bir tanesini üstlenebilirim.
And while my clients acknowledge no involvement with that individual or claim legal responsibility for his actions, they do feel it's their non-binding moral obligation to offer you a chance at rebuilding your life.
Müşterilerimin size saldıran kişiyle bir bağlantısı olduklarını ya da yaptıkları hakkında yasal sorumluluk almayı reddettikleri gibi size hayatınızı baştan kurma şansını tanımak için bağlayıcı olmayan ahlaki bir vazife hissediyorlar.
Well, immortality is a bold claim.
- Ölümsüzlük cesur bir iddiadır.
You know, I've spent all day with people who claim to be fighting for our daughter.
Bugün tüm günümü kızımız için savaştığını söyleyen insanların arasında geçirdim.
You claim your actions are part of some ruse.
Yaptığın şeylerin entrikadan ibaret olduğunu iddia ediyorsun.
For letting us believe you were dead for weeks? Or for abandoning every principle you claim to have by getting into bed with Malcolm Merlyn? - I...
Bizi haftalarca öldüğüne inandırdığın için mi yoksa Malcolm Merlyn'le iş birliği yaparak sahip olduğunu iddia ettiğin her prensibi çiğnediğin için mi?
What you've done to all of us, to the people you claim to care so much about?
Hepimize yaptıkların. Çok değer verdiğini iddia ettiğin insanlara.
You claim to have honor.
Onurunuz olduğunu iddia ediyorsunuz.
Shrieve plans to unleash it on Hong Kong. Claim that the Triad mishandled a bioweapon they never should've had.
Shrieve onu Hong Kong'a salıp, Triad'in eline geçmemesi gereken biyolojik silahı yanlış kullandığını iddia edecek.
That's a very bold claim, Mr. Palmer.
Bu çok ciddi bir iddia Bay Palmer.
Then claim welfare.
Biraz hırslı ol.
You always claim that this is a land of noblemen.
Ağızlarını her açtıklarında Joseon'un alimler ülkesi olduğunu söylerler.
Your Highness, the Defense Minister's claim is one-sided.
Majesteleri, vergi dairesinin yazdığı sözleşme tek taraflıdır.
There was no public claim of responsibility.
Saldırıyı üstlenen de olmadı.
They all claim they didn't pick up Cade Matthews.
Hepsi Cade Matthews'i almadiklarıni iddia ediyorlar.
The match stretched on for eight hours that day, but neither side was able to claim victory.
Bu gergin maç sekiz saat boyunca sürdü fakat iki tarafın da kazanma iddiası devam etti. Charles... Ben Kraliçe.