English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Claridge

Claridge translate Turkish

93 parallel translation
All those bridal suites at Claridge's Have radios that play
Claridge'deki tüm balayı odalarının Radyolarında çalar
- Which one?
Claridge Oteli.
- The Claridge. - Why did you leave there?
- Oradan ayrılmanızın nedeni?
The Claridge was booked solid.
Claridge'de boş yer yoktu.
There are other places than the Claridge.
Başka bir yere gidebilirdiniz Tek otel Claridge değil ya.
- I always stay at the Claridge.
- Ben daima Claridge'de kalırım.
♪ I will own a suite at Coleridge's and run a fleet of carriages ♪ And wave at all the duchesses With friendliness, as much as is ♪ Befitting of my new estate Good morrow to you, Magistrate!
Claridge Oteli'nde yaşayıp kortejle dolaşabilirim... düşeslere dilediğim gibi el sallayabilirim... yeni hayatıma çabuk alışırım iyi günler Yargıç Bey!
Yesterday at 10 AM a lady from Angoulême was wearing it... in the lobby of the Claridge
Dün sabah 10 da Claridge Oteli Lobbysinde
Then I went to the Claridge... to see if Stavisky still lived there
Stavisky'nin hala orada yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için... Daha sonra Claridge Oteli'ne gittim...
Avoid the Claridge
Claridge Otelinden uzak dur.
This is 4311 Claridge, isn't it?
Burası 4311 Claridge, değil mi?
Elliot Whitter lives at 4311 Claridge, in apartment 228.
Elliot Whitter 4311 Claridge'te oturuyor, 228 nolu dairede.
- I thought he was at Claridge's.
- Claridge'de sanıyordum.
She passes Claridge's, then she enters the square.
Claridge'ı geçer, meydana girer.
- This isn't a drive in, Mr. Claridge.
Burası lunapark değil, Bay Claridge.
The eh.. Stephane was visiting Django in his dressing room, the Claridge.
Cango bu eseri onu ziyaret eden sevgilisi için bestelemiş.
should you wish to avoid me entirely... it is well to know that I'll be staying at Claridges Hotel until Friday when I shall return to Vienna.
Beni tamamen görmezden gelmek isterseniz, Cuma'ya kadar Claridge Otel'de kalacağım..... sonra da Viyana'ya dönmem gerekiyor.
Claridges Hotel.
Claridge Oteli.
He arrived at Heathrow last night on Flight 43... and checked into Claridge's.
Dün gece 43 numaralı uçuşla Heathrow'a inmiş ve Claridge'e giriş yapmış.
None of this would have happened if you hadn't talked me into coming out here... to the middle of nowhere, Aaron Claridge!
Eğer inat edip bizi bu kuş uçmaz kervan geçmez yere getirmeseydin bunların hiçbiri olmazdı Aaron Claridge!
Miss Claridge.
Bayan Claridge.
Miss Claridge?
Bayan Claridge?
Mrs. Claridge?
Bayan Claridge?
[Man] Aaron Claridge journeyed west in search of a dream.
Aaron Claridge, hayallerinin peşinden Batı'ya geldi.
Will you, Clark Davis, take Marty Claridge to be your lawful wedded wife?
Sen Clark Davis, Marty Claridge'ı karın olarak kabul ediyor musun?
And will you, Marty Claridge... take Clark Davis to be your husband?
Ve sen Marty Claridge Clark Davis'i kocan olarak kabul ediyor musun?
Nobody knows we're responsible for Ms. Claridge's accident!
Hiç kimse bizim Bayan Claridge'nin kazasından sorumlu olduğumuzu bilmiyor!
Sshhh, here comes Ms. Claridge now.
Şişşt, Bayan Claridge geliyor.
Hello, Ms. Claridge.
Merhaba, Bayan Claridge.
Are you having a nice day, Ms. Claridge?
Gününüz iyi geçiyor mu, Bayan Claridge?
That's the preschool teacher, Ms. Claridge.
Bu anaokulu öğretmeni, Bayan Claridge.
Oh hello, Ms. Claridge.
Oh selam, Bayan Claridge.
Need help across the street, Ms. Claridge?
Karşıya geçmede yardım istermisiniz, Bayan Claridge?
Ms. Claridge, you all right?
Bayan Claridge, iyimisiniz?
You can talk to me, Ms. Claridge.
Benimle konuşabilirsiniz, Bayan Claridge.
What is Ms. Claridge doing?
Bayan Claridge ne yapıyor?
Ms. Claridge?
Bayan Claridge?
He was sent there for burning Ms. Claridge, but actually, it was our fault.
Oraya Bayan Claridge'yi yaktığı için gönderildi, ama aslında bizim hatamızdı.
You're going to admit to Ms. Claridge what you did!
Bayan Claridge'e yaptığınızı itiraf edeceksiniz!
Ms. Claridge, the people in town are really worried about you.
Bayan Claridge, Kasabadaki insanlar sizin için gerçekten endişeleniyor.
Hi, Ms. Claridge.
Selam, Bayan Claridge.
The thing is, Ms. Claridge, we did a lot of stupid things when we were kids.
Mesele şu, Bayan Claridge, biz çocukken bir çok aptalca şey yaptık.
See, Ms. Claridge, when we were little, we used to play with our weiners a lot, and one game we played was "Fireman."
Bakın, Bayan Claridge, biz çocukken, sidiğimizle oynamayı çok severdik, bir keresinde itfaiyecilik oynuyorduk.
Ms. Claridge, did Trent Boyett do this to you.
Bayan Claridge, bunu size Trent Boyett'mi yaptı.
Oh, right! Claridge's, turn left!
Evet Claridge solda.
- We're going, uh - I booked a table at Claridge's.
- Nereye, Claridge de bir yer ayırdım, oraya.
- Claridge's?
- Claridge mi?
- I'm taking you all to Claridge's.
- Sizleri Claridge'e götürüyorum.
I go for lunch with my Uncle at Claridge's.
- Amcamla yemeğe gideceğim. Claridge'e.
The Emir rang from Claridge's and everything... and Shaista never turned up. Crumbs.
Emir, Claridge'den aramış ve Shaista hiç gitmemiş oraya!
- Me and Whitmore and Dukie got this ride in Claridge.
- Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]