English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Commandant

Commandant translate Turkish

705 parallel translation
What did Commandant Gallagher say?
Komutan Gallagher ne dedi peki?
You're Commandant Gallagher's right-hand men...
Siz Komutan Gallagher'ın sağ kolusunuz- -
- Commandant Gallagher wants to see you.
- Komutan Gallagher seni görmek istiyor.
Is it afraid of the commandant, you are?
Komutandan korkuyor musun yoksa?
Look here, commandant.
Dinleyin, komutanım.
Have a drink on the commandant, Tommy.
Komutanın şerefine kadeh kaldıralım, Tommy.
I'll tell you, commandant.
Anlatacağım, komutanım.
But as you said it yourself, commandant, and the way you put it...
Ama senin de dediğin gibi, komutanım, ve senin de söylediğin gibi- -
Me and Commandant Gallagher.
Ben ve Komutan Gallagher.
Commandant wants to see you outside.
Komutan seninle dışarıda görüşmek istiyor.
Commandant, there's a patrol of Tans in the neighborhood.
Komutanım, yakınlarda bir İngiliz devriyesi var.
I do, commandant.
Ediyorum, Komutan.
Commandant!
Komutanım!
- Commandant?
- Komutanım?
Commandant, I've come to beg of you on my knees.
Komutan, sana yalvarmaya geldim.
Leave him go, commandant.
Bırak gitsin, komutan.
The commandant has put you all in the same room.
Komutan aynı koğuşa konulmanızı emretti.
- Very good, commandant.
- Derhal, komutanım.
- The commandant should see this.
- Komutan bunu görmeli.
Commandant, send a message to Dreyfus to report here first thing Monday morning.
Komutanım, pazartesi sabahı ilk iş olarak buraya rapor vermesi için Dreyfus'a mesaj gönderin.
- Captain Dreyfus reporting, commandant.
- Yüzbaşı Dreyfus bildiriyor, komutanım.
Inform Commandant Dort.
Komutan Dort'u bilgilendir.
- Yes, commandant.
- Evet, komutanım.
- I don't understand, commandant.
- Anlamıyorum efendim. Ben sadece...
I am Commandant Dort, intelligence section of the general staff.
Ben, istihbarat teşkilatından Komutan Dort.
- Yes, commandant?
- Evet, Komutan?
" In the name of France, the court-martial, having heard the charge of treason brought against Commandant Walsin-Esterhazy unanimously agrees that he was and is innocent of any suspicion of guilt.
" Fransa adına, askeri mahkeme, bildiriyor ki Komutan Walsin-Esterhazy'ye karşı yapılan ihanetle ilgili suçlamalar asılsız olup, Esterhazy, oy birliği ile masum bulunmuştur.
Will she tell us under what condition she learned from Commandant Dort of her husband's arrest?
Kocasının, Komutan Dort tarafından tutuklandığını nasıl öğrendiğini söyleyebilir mi bize?
- Commandant Esterhazy.
- Komutan Esterhazy.
Commandant Esterhazy.
Komutan Esterhazy.
Didn't Commandant Esterhazy write this letter?
Bu mektubu Komutan Esterhazy yazmadı mı?
Didn't he try to have a perfectly sane secret service agent certified as insane because he described the commandant as visiting a foreign military attaché?
Yabancı bir askeri ataşeyi görmeye gittiği zaman gizli servis ajanı onaylı, akli denge bozukluğu raporu almaya çalışmadı mı?
Did Commandant Esterhazy not have dealings with the military attaché Colonel von Schwartzkoppen?
Komutan Esterhazy'nin Albay von Schwartzkoppen ile gizli anlaşmaları yok muydu?
And he is hereby reinstated, promoted to the rank of commandant and confirmed in all honors previously held by him in the army of France. "
Ve kendisi yeniden, kumandan rütbesine getirilerek Fransız ordusunca alınan tüm yetki ve unvanları geri verilecektir. "
Commandant Dreyfus, in behalf of the president the people of the republic, and by virtue of the powers vested in me I knight you a member of the Legion of Honor.
Kumandan Dreyfus, cumhurbaşkanının ve cumhuriyet halkının adına, bana verilen yetki ile size onur nişanını takdim ediyorum.
- Congratulations, commandant.
- Gözünüz aydın, kumandan.
If Fort Loudoun becomes a warehouse for illegal goods, its commandant is done for.
Ne planlıyorsun? Biz onu tuzağa yem olarak kullanacağız.
- Show this men to the Commandant.
- Emredersiniz.
Now we'll go to that commandant guy and tell him we're through.
- söyleyeceğim. - Seni suçlayamam.
The commandant's aide will give you your orders.
Kumandanïn yardïmcïsï emirlerinizi verecek.
Some foreigner calling on the commandant.
Kumandanı ziyarete gelen bir yabancı.
May I direct you to the commandant?
Sizi komutana götüreyim.
My father has business at the commandant's office.
Babamın kumandanla işi var.
You're wanted at the commandant's office.
Kumandan sizi görmek istiyor.
All shoe laces, suspenders, neck ties, and belts... must be turned into to the commandant's office within one hour.
Tüm ayakkabı bağcıkları, pantolon askıları kravat ve kemerler... bir saat içinde komutanın odasına getirilecektir.
Commandant, barracks 2 and 3 failed to produce anyone who volunteered.
Komutanım, 2. ve 3. barakalardan gönüllü çıkmadı.
Herr Commandant, in our barrack # 5, they also tired to prevent us...
Herr Komutan, bizim 5. barakada da, bizi engellemek istediler.
I want to see the commandant!
Komutanı görmek istiyorum!
Message, sir, from the commandant's office.
Efendim, mesajınız var. Komutanın ofisinden.
Find your commandant.
Kafasını ilk çıkaranı vurun.
Give me the Commandant!
Komutanı bağla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]