Consuming translate Turkish
560 parallel translation
He has an intense and all-consuming horror of cats.
Kedilere karşı güçlü ve yoğun bir korku besler.
With your consuming interest in the game I'm surprised that you've changed your mind about running up to Lord's cricket grounds this afternoon.
Krikete olan yoğun ilgine rağmen bu öğleden sonra Lord Kriket sahasına gitmekten vaz geçmene şaşırdım.
Getting married is time-consuming and nerve-wracking.
Evlilik zaman kaybı, üstelik sinir bozucu.
Say, any reason I can't have one of those wicked-Iooking mixtures... Mr. Tasker's consuming?
Bay Tasker'in içtiği günah dolu karışımdan içmemin bir mahsuru var mı?
Born of consuming desire Never changing
Tüketme arzusu... asla değişmiyor.
Born of consuming desire Never changing Now and throughout eternity
Tüketme arzusu asla değişmiyor.
Flaming, you know not if flames freedom bring or death, consuming all that you most cherish.
Anlayamazsın, özgülük mü veya değer verdiğin her şeyi tüken... bir ölüm mü getirir bu alevler.
There isn't anything wrong in consuming the mother's offering.
Anne'mizin gücünden yararlanmakta yanlış bir şey yok bayan.
Two pale drops of fire, guttering in the vast, consuming darkness.
İki sönük ateş parçası tükenişi ve karanlığı getiriyor.
Their method of storing records is crude and time-consuming.
Onların kayıtları saklama metotları ilkel ve zaman alıcı.
And only water cooling every limb prevents his fever from consuming him.
Ve ancak su serinletiyor bütün uzuvları o önlüyor ateşinin onu yakıp kavurmasını.
It's all-consuming.
İnsanı yer bitirir.
We couldn't prevent the good earth from consuming blood!
Yeryüzünde, hala kan dökmenin önüne geçemedik!
Negotiating with the Organians will be time-consuming, captain.
Organialılarla müzakere etmek zaman alacaktır.
They are consuming our supplies and returning nothing.
Tüm yiyeceklerimizi karşılıksız tüketiyorlar.
Prowling by stealth is more time-consuming than a direct approach.
Gizlice bir şeyi araştırması doğrudan bakmak gibi kolay değildir zaman alır.
Consuming hunger.
Açlığı tüketiyor.
We are all consuming and stronger fighters if we were to rise up as a group.
Bir örgüt olarak yükselişe geçeceksek yakıcı ve güçlü savaşçılar olmak zorundayız.
Claims to recover properties captured during the war are a matter very time consuming.
Bildiğiniz gibi savaş ganimetlerinin iadesi aylar sürer ama araya nüfuslu kişiler girerlerse ;
A situation has been created in which the old colonial system can be replaced with a rapport based on direct collaboration between producing and consuming nations.
Eski sömürgeci sistemin... üretici ve tüketici ülkeler arasında dostça ilişkiye dayalı doğrudan işbirliğinin yerine geçebileceği bir durum yaratılmaya çalışılmakta.
The consuming battle it ran in favor of Montgomery.
Yıpratma harbi, Montgomery'in planladığı gibi gidiyordu.
Affairs by their very nature are time-consuming.
Aşk olayları, zaman tüketmektir.
Any reason why anyone else would be consuming power?
Burada birinin elektrik kullanması için herhangi bir sebep var mı?
They're consuming me...
Bu beni bitiriyor.
I'll tell to your mom, that thieves are consuming you.
Annene, bu hırsızın seni harcadığını söyleyeceğim.
But the consuming fire continued to burn within him.
Fakat o yıkıcı ateş, içinde yanmaya devam etti.
Animals, including man, can only stay alive by consuming the solar energy previously transformed by plants.
# Hayvanlar, ki insanlar da buna dahil... #... daha önce bitkiler tarafından dönüştürülmüş güneş enerjisini... #... tüketerek canlı kalabilirler ancak.
The impaired health of nearly all civilizations today is caused by consuming degraded or artificially refined food.
Bugün neredeyse tüm medeniyetlerde görülen bozulmuş sağlığın nedeni değeri azaltılmış ya da yapay yollarla rafine edilmiş yiyecek tüketimidir.
Nathan, my new and dear beloved friend, introduced me to what seemed the answer to my relentless all-consuming horniness.
Nathan, yeni ve değerli sevgili arkadaşım... beni'amansız abazalığıma'derman olacak...'çare'ile tanıştırdı.
He has lighted a fire which will burn with a steady and consuming flame
Bir ateş yaktı sürekli sabit yanan bir alev
There's some alien strain consuming my blood.
Damarlarımdaki yabancı bir doku kanımı yiyip bitiriyor.
It was an all-consuming passion.
Tek tutkumdu.
all-consuming act of bodily dismemberment.
'Uyku Engelleyici Hap'... bedensel parçalanma hadisesi...
Writing a novel shouldn't be this life-consuming
Bir kitap yazmak insanı hayattan bu kadar soğutmamalı.
Making a copy is like fitting wheels to a tomato, time consuming and completely unnecessary.
Kopya çıkarmak, aynı domatese tekerlekler takmak gibi, zaman kaybı ve tamamıyla gereksiz.
This infernal problem is consuming me.
Bu berbat sorun beni tüketiyor.
It's real time-consuming.
İnsanın vaktini alır.
He spent the day in a tavern, consuming large amounts of gin, with his killer, who followed him to this very spot and waited over there until the victim slipped into a drunken stupor.
Gününü bir tavernada, katiliyle birlikte... aşırı miktarda cin tüketerek geçirmiş. Katil onu buraya kadar takip etmiş, orada, kurbanı alkolden sızana kadar beklemiş,
That'll be very time-consuming.
Yani, zaman öldürmek için.
Wormwood falls from Heaven consuming sinner and saint alike!
Gökten Pelin yıldızı düşecek... ve günahkar masum demeden herkesi telef edecek!
These puzzles are consuming her life.
Yap-bozlar hayatını tüketiyor. Yardım et, Doktor.
Is it possible that such consuming dedication could interfere with her judgement?
Acaba böyle şiddetli bir bağlılığın... onun yargısını etkilemesi mümkün mü?
Certainly, we are consuming our planet's resources...
Elbette ki, gezegenimizin kaynaklarını tüketiyoruz...
People like to remind themselves of death, eating black food is like consuming death,
İnsanlar, ölümün anımsatılmasından hoşlanırlar. Siyah yemek yemek, ölümü tüketmek gibidir,
Timeless their consuming hunger, their rejection of forgiveness.
AçIıkları sonsuz, Tanrının ihsanını reddedişleri.
With snack foods, you have to drill, drill, drill that target audience until they're consuming your product because they can't escape it.
Abur cubur yiyeceklerde hedef kitleyi sürekli işlemelisiniz, ta ki kurtuluş olmadığı için ürününüzü tüketene kadar.
For whatever reason, these events are consuming her.
Bir nedenden dolayı, bu olaylar onu tüketiyor.
She hoped she was finished with the treachery... wickedness and consuming greed that tortured her. She hated no one, now.
Artık bitti, diye düşünüyordu, ona işkence eden tüm ihanetler, alçaklıklar ve yok edici ihtirasın sonuydu.
Why are you making such a generous and time-consuming gesture?
Neden bu kadar cömert ve zaman alıcı bir jest yapıyorsun?
You and I know that chaos and bedlam are consuming the entire world.
Bu düzensizliğin bütün dünyayı harcadığını ikimiz de biliyoruz.
It was a consuming battle.
Bu bir tür yıpratma savaşıydı.