Course you don't translate Turkish
1,399 parallel translation
Of course, I don't trust you with the train fare, so if you just look up Ollie tell him that I will reimburse him if he buys your ticket.
Elbette, gideceğine inanmıyorum, bu yüzden Ollie'yi ararsan ona senin için bilet alırsa parasını ödeyeceğimi söyle.
I don't know, of course, but I swear she's thanking you.
Bilmiyorum tabii ki ama yemin ederim sana teşekkür ediyor.
Well of course you don't. I have to work nights so I can sleep days!
İyi elbette ki bilmiyorsun.Geceleri çalışmalıyım öyleyse gündüzleri uyuyabilirim!
Listen, of course I don't know you so well, but I see that you're patient, sweet, caring.
Dinle, seni çok iyi tanımıyorum... ama şimdiden sabırlı, kibar ve düşünceli biri olduğunu söyleyebilirim.
Of course you do, you just don't want to tell me.
Tabii biliyorsun, ama bana söylemeyeceksin.
Of course, I don't blame you, Harry, dear.
Tabii seni suçlamıyorum, Harry tatlım.
- Of course you don't.
- Tabii düşünmezsiniz.
- You don't mind if I call you Vincent, and, of course, you must call me John.
Vincent ile konuşmamı yanlış anlamıyorsun değil mi? Bana John diyebilirsin.
Of course, you don't.
Tabi ki oynamazsın.
You don't mind, do you? Of course I mind!
Onun için arkadaşlara vereceğim kusura bakmazsın değil mi?
Do you know what I mean? You've broken his bloody heart, but, of course, as long as it don't affect you, it don't matter, does it?
Bize sorun çıkarmak senin için önemli değil, değil mi?
Just don't do that. Of course you have "the right to," but what are you doing?
Tamam yasak değil ama nedir yani?
You don't want to do that. "You're, like," Fuck, whatever I am now, I'm that forever. " Of course, it's completely opposite.
"Kahretsin, hiç değişmeyeceğim" diyorsun. Oysa tam tersi.
- you don't love her... but of course i love her!
- Onu sevmiyorsun... Tabi ki de seviyorum.
Of course, I don't write large texts, like you.
Elbette sizinki gibi uzun metinler yazmam.
- Of course you don't.
- Elbette yok.
Of course I hate you, you stupid football head, and don't ever forget it!
Tabii ki nefret ediyorum, seni aptal futbol kafa, bunu asla unutma!
Of course you don't.
Tabiî ki değil.
Aye, she was in terrible pain towards the end, of course, and... in those circumstances, you don't always think clearly.
- Sonlara doğru çok acı çekmişti. O koşullarda her zaman net bir şekilde düşünemezsin.
Of course I don't want to marry you
Tabii ki seninle evlenmek istemiyorum.
And of course you remember me, don't you?
Tabii, beni de hatırlıyorsun, değil mi?
Sir, I don't think- - of course you can.
- Efendim, ben yapabileceğimi- - - Tabii ki yapabilirsin.
- Of course you don't.
- Tabii ki istemiyorsun.
- No, of course you don't.
- Hayır, tabiki de bilmiyorsun.
Of course, if you don't think I should, then- -
Elbette, ama yapmamam gerektiğini düşünüyorsan, o zaman...
Unless, of course, you're just being nice and you don't fancy me at all.
Belki de buraya nezaketen geldin. Benden hiç hoşlanmıyorsun.
- Of course you don't, silly.
- Tabii ki sevmiyorsun.
- And of course you don't understand.
- Ve tabii ki anlamıyorsun.
Of course not. I don't want you walking around out there this late.
Tabii ki hayır. Bu saatte dolanmanı istemiyorum.
If you've learned anything about humans, you'd know we don't always take the most logical course of action.
Eğer insanları tanısaydınız, her zaman... en mantıklı eylemi yapmadığımızı bilirdiniz.
Of course you don't.
Elbette bilmezsin.
- Of course you don't. - I had counted on this.
- Hep buna güvenmiştim.
Well, of course she's going to go in there. Rory, honey, the only person I'm talking to, you don't have to go in there if you don't want to.
İçeriye girmek istemiyorsan girmek zorunda değilsin.
Of course, that's what happens when you don't have a door.
Bir kapın olmayınca doğal olarak öyle oluyor.
Of course, after six hours, you know, maybe you don't give a shit.
Tabii altı saatin sonunda belki bu umurunuzda bile olmaz.
Of course, if you don't agree, I will tell the world what I know.
Kabul etmezseniz bildiğim şeyi dünyaya anlatacağım.
Of course, that is if you don't want the super-secret fun prize for attending the slide show.
Yapamam. Annem ve babam saat başı evi arıyor.
Of course. But you don't have to laugh!
Komik olabilir ama bu gülmeni gerektirmez!
And you, of course, know this intuitively, don't you?
Ve sen bunu sezgilerinle biliyorsun, değil mi?
Of course they do. But you don't even give them that chance.
Ama sen onlara bu şansı bile tanımıyorsun.
Well, of course you don't.
Tabii istemezsin.
Of course, you know all about that, don't you?
Bunu iyi bilirsin değil mi?
Don't let petty things get you off course.
Hiçbir şey seni rahatsız etmesin.
Elvis, why don't you go down to the lake, and then to the obstacle course to look for them, and Sofie and I'll check their cabins, and if they're not there, we'll leave a note.
Elvis, sen göle gidip etrafı bir kolaçan et. sofie ve ben de kulübelere bakalım, not bırakmışlar mı diye.
Of course, I'd probably be right in thinking you don't approve.
Elbette ki bunu onaylamadığınızı düşünmekte haklıyım olasılıkla.
Leslie could you please escort miss... I don't even know her name, because of course she doesn't have a resume...
Leslie lütfen bayan şeye adını bile bilmiyorum çünkü bir özgeçmişi bile yok...
Of course you don't, you middle-class piece of shit!
Tabi anlamazsın, seni işe yaramaz küçük şey!
- Of course you don't get that.
- Tabi anlamazsın.
Of course, I, I don't know what they'll say in their report to you, but they must say that.
Raporlarında ne diyecekler bilmiyorum ama, böyle söylemeleri lazım.
But not if you don't want to, of course.
Ama eğer istemiyorsan, yapmayabiliriz.
But of course I love her! No, you don't. If you did, you wouldn't have gotten involved with me.
Tabi ki de seviyorum hayır eğer sevseydin benimle birlikte olmazdın seninle birlikte olmamın nedeni bu değil ki!
course you can 45
course you are 61
course you did 33
course you do 70
you don't want to talk to me 24
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't have to 1176
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
course you are 61
course you did 33
course you do 70
you don't want to talk to me 24
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't have to 1176
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17
you don't trust me 261
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't want to 180
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17
you don't trust me 261