English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Creativity

Creativity translate Turkish

496 parallel translation
It's our own experience that is the starting point for all our creativity.
Yaratıcılığımızın başlangıç noktası anılarımız, deneyimlerimizdir.
Without freedom of choice, there is no creativity. Without creativity, there is no life.
Seçme özgürlüğü olmadan ne yaratıcılık, ne de yaşam mümkündür.
The Body lives. But I reserve creativity to me.
Birim yaşar, yaratıcılığı kendime ayırdım.
Creativity is necessary for the health of the Body.
Yaratıcılık, Birim'in sağlığı için gerekli.
"the higher functions of reasoning and creativity take place."
"mantığın yüksek ve yaratıcılığın yüksek olduğu yerlerdir."
Rémy spoke to me about Rhum, a different sort of clown, for his low-key makeup and his creativity.
Rémy bana abartısız makyajı ve yaratıcılığı ile farklı bir palyaço olan Rhum'u anlattı.
"Encouraging creativity in all sectors will stimulate the nation's progress and pave the way for improved personalities and human relations."
"Yaratıcılığın tüm sektörlerde desteklenmesi ulusun ilerleyişini canlandıracak gelişmiş kişilikler ve insan ilişkilerinin de yolunu açacaktır."
A tribute to American creativity.
Amerikan yaratıcılığına yönelik bir saygı.
It's a bridge between creativity and analysis both of which are necessary if we are to understand the world.
Dünyamızı algılayıp anlamamız için gerekli olan analiz ve yaratıcılık bölgelerini birbirine bağlıyor.
We must stimulate individual creativity in our socialist society.
Sosyalist komünümüzde, bireysel yaratıcılığı ön plana çıkartmalıyız.
" Every man is endowed with a major reservoir of creativity, but most people sleep soundly.
"Her insan önemli bir yaratıcı yeteneğe sahiptir, ama bu insanların çoğu uyumaktadır."
Priceless creativity.
Eşsiz bir yaratıcılık.
So, my priceless creativity is gonna cost you.
Eşsiz yaratıcılığımın ücretini de...
I have no room for my own complications, other as keys to the secrets of the scripts or impulses for the actors creativity.
Kendi karışıklıklarım için yerim yok,... diğerleri senaryoların sırrının anahtarlarıdır,... ya da oyuncuların yaratıcılığı için etkendir.
... futuristic Visión and creativity have made Ryley, Ryley and Associates a leader in 20th Century Archetecture
İleri görüşlülük ve üreticilik... Ryley'yi ortaya çıkardı, Ryle ve ortakları 20.yy mimarisinin liderleridir.
What is creativity, Robert?
Yaratıcılık nedir, Robert?
What is creativity?
Yaratıcılık mı?
The weather brings out creativity.
Hava, yaratıcılığı ortaya çıkarır.
I really don't have anything to say except that, uh... there would be no Wonders of the World miniature golf course if it wasn't for the imagination and the creativity of one woman.
Aslında söyleyecek pek bir şeyim yok, bir şey dışında. Bu minyatür golf sahası bir kadının hayal gücü olmasa dünyaya gelemezdi. Bu benim Annie'm.
It is an attempt at pure creativity.
Bu bir saf yaratıcılık denemesi.
There's so much activity, such creativity... a magnetic energy, stick a key into a keyhole and out comes a spark, so much excitement, so much electricity in the air.
eczaneler. kıvılcım çıkar. Havada ne kadar heyecan ve elektrik var.
Dr Gatty says you're simply paying the price of your creativity.
Dr. Gatty'göre, sen sadece yaratıcılığının cezasını çekiyormuşsun
When did I mention you know about literature, art, or creativity?
Sen sanat veya yaratıcılık hakkında ne biliyorsun ki?
Your mind, your creativity.
Aklını. Yaratıcılığını.
Five minutes, people. Now, Miss Simpson, I hope we won't have a repeat... of yesterday's out burst of unbridled creativity.
Şimdi, Miss Simpson, Umarım dünkü acayip yaratıcılık... gösterinizi bugün de sürdürmeyeceksiniz.
You're stifling my creativity, Dad.
Yaratıcılığımı engelliyorsun baba.
I don't care who you are, Donald Trump, who the hell, without... creativity without...
Kim olduğunu umurumda değil Donald Trump, ya da her kimsen yaratıcıIık olmadan hayatın olmadan.
Rugby football embodies... all the noblest virtues... enshrined in a school like ours- - teamwork, bravery... pride, school spirit... creativity, intelligence... love of one's fellow man- - surely the virtues... which distinguish human beings... from brute animals.
Rugby futbolu okulumuz gibi yerlerde bütün soylu erdemleri somutlaştırmaktadır. Takım çalışması, cesaret gurur, okul ruhu yaratıcılık, zeka arkadaşına olan sevgi. Elbette bu erdemler de insanoğlunu vahşi hayvanlardan ayırmaktadır.
He is not interested in creativity.
Yaratıcılıkla ilgilenmiyor.
Creativity, resourcefulness, inspiration, imagination, they've all been enhanced.
Yaratıcılık, beceriklilik, ilham, hayal gücü, hepsi de gelişmiş.
My own studies in language and human cognition demonstrate to me, at least, what remarkable creativity ordinary people have.
Onu satılık bir ürüne dönüştürmeye çalışıyorlar.
The very fact that people talk to one another just in a normal way, nothing particularly fancy, reflects deep-seated features of human creativity, which separate human beings from any other biological system we know.
Sadece medyanın itaatini göstermek yeterli değildir. Yani bunlar güncel, medya gerçekten soykırıma suç ortaklığı ediyor. Vahşetin hala devam edebilmesinin sebebi... kimsenin bundan haberinin olmamasıdır.
Whatever creativity he had went into the hatchback.
Onun tüm yaratıcılığı hatchback tasarımına gitti.
Time to let your creativity flow backwards.
Bakalım bunları nasıl sileceksin.
A Watusi to liven up a party. Ideas, creativity, atmosphere, networking.
Fikirler, yaratıcılık, ortam.
Go to Soviet Russia where they've been liberated, there's an explosion of creativity.
Herşeyin serbest olduğu Sovyet Rusya gidin, yaratıcıIık patlaması ile karşılaşırsınız.
Someone whose long service with this company has established a record of creativity sound judgement and hands-on expertise.
Bu şirkete yıllarını vermiş, yaratıcı... sağduyulu... alanında uzman... birini istiyorum şimdi.
I didn't want to stifle her creativity.
Onun yaratıcılığını bastırmak istemedim.
Or the total lack of creativity that comes with overexperience.
Ya da doğuştan gelen aşırı-deneyimli olmanın verdiği yaratıcılık eksikliğini.
The technology is always an element of creativity.
Teknoloji her zaman yaratıcılığın bir parçası olmuştur.
But it never is the source of the creativity.
Ama asla yaratıcılığın kaynağı değildir.
In the woman's deep strength and creativity.
Kadının derin gücü ve yaratıcılığıyla.
Fiction is her field. but it's nothing to do with creativity.
"... ama yaratıcılıkla ilgisi yok.
It's not to second-guess your creativity, but... Maurice? I thought we agreed we'd serve the soufflé in individual cups?
Maurice, yaratıcılığına laf etmek istemiyorum ama sufleyi tek kişilik kaplarda servis etmek daha iyi olmaz mı?
But don't forget, out of suffering comes creativity.
Ama unutma acı çekmek yaratıcılık doğurur. Acı demeden boya diyemezsin. ( Painting / pain )
It's a way of exploring aspects of yourself that probably didn't fit into your life as a Borg- - imagination... creativity... fantasy...
Muhtemelen yaşamının bir Borg yaşamı olmadığını keşfetmenin bir yolu- - Hayal gücünün... Yaratıcılığının...
In fact, Amy, after undergoing treatment, experienced periods of extreme happiness and creativity.
Amy tedavi gördükten sonra çok mutlu ve yapıcı olduğu dönemler geçirdi.
there's no room for imagination... and creativity.
Yaratıcılığa ve hayal etmeye hiç yer yok.
Suppose next you'll be telling me you'll be telling me that you need your space, and that I'm sabotaging your creativity.
Herhalde şimdi de kendi alanınıza sahip olmak istediğinizi ve yaratıcılığınızı öldürdüğümü söyleyeceksiniz.
I'm sure nothing gives you more pleasure than stifling my creativity.
Sana hiçbir şeyin yarattığım şeyi bozmak kadar zevk vermediğine eminim.
This is creativity, and it's called imagination.
Bu sadece yaratıcılık, Hayal gücü de denir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]