English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crispy

Crispy translate Turkish

510 parallel translation
The skin is crispy.
Derisi kızarmış.
You should have seen the bacon I fried for supper. It was so crispy.
Akşam yemeği için kızarttığım jambonu görmeliydin, çıtır çıtırdı.
They have a wonderful way... of baking cheese on it so that it gets very crispy.
Bunu pişirmek için harika bir yöntemleri var. Fırına sürerken üzerine peynir koyuyorlar, böylece çok daha gevrek oluyor.
Nothing like fried chicken while it's still hot and crispy.
Hala sıcak ve çıtır olan tavuk kızartması gibisi yoktur.
- How about a Crispy?
- Ya Crispy?
That was so crispy.
- Diri istemiştim, bu kıtır kıtır.
And crispy chips.
Ve gevrek cipsi.
Looks like we got a nice crispy taco supreme over here, chief.
Burada güzel ve gevrek bir karışık taco var Şef.
Maybe a little crispy around the paws, but otherwise he's fine.
Belki patileri biraz kavruldu, ama bunun dışında gayet iyi.
Pretty crispy, Mr. Hendershot.
Kızarmış, Bay Hendershot.
I had some of the crispy duck, that was stuck to the wall.
Biraz taze ördekten yedim, Duvara saplanıp kalmıştı.
Make my bacon extra crispy, please.
Benim pastırmam çıtır olsun Iütfen.
The fries are crispy, the shakes are creamy
Patatesler çıtır çıtır, içecekler lıkır lıkır.
Oh, the fries are crispy, the shakes are creamy
Patatesler çıtır çıtır, içecekler lıkır lıkır.
I make it with a lot of vegan butter so it gets nice and black and crispy.
Bolca vejetaryen tereyağıyla yapıyorum ve kıtır kıtır oluyor.
We got six sucking chest wounds and 12 crispy critters coming in.
6 adet göğsü delik ve 1 2 adet kavrulmuş yaratık geliyor.
We'll go to a ball game, make us a picnic basket with crispy fried chicken.
Beraber maça gideriz. Piknik sepeti hazırlarım... Kızarmış tavuk yaparım.
I want barbecue, and I want crispy.
Taze barbekü istiyorum.
Uh, four orders of large french fries... extra crispy, and some Coke.
Eee, dört büyük porsiyon patates kızartması... iyice kızarmış olsun ve biraz kola.
That makes four portion of french fries... very crispy, and a large Coke.
Hepsi iyice kızarmış dört porsiyon patates kızartması ve büyük bir kola yapıyor.
- Krispy Kreme, something?
Crispy Cremes ya da başka bir yer?
- Crispy?
- Çıtır mı oluyor?
- Very crispy.
- Çok çıtır.
They manage to pay you, Crispy.
Evet ama sen maaşını alıyorsun Crispy.
Go with God, Crispy!
Tanrıya emanet ol Crispy.
( Chinese accent ) You will come, chop chop to Hunan Palace, where Peking duck is always extra crispy.
Bu yüzden Pekin ördeğinin her zaman daha çıtır olduğu Hunan Palas'a gelin.
But there's something to be learned from Jefferson's extra-crispy dad.
Ama yine de, Jefferson'ın ekstra kıtır babasından çıkaracağımız bir ders var.
Regular or extra crispy.
Normal mi, fazla kızarmış mı olsunlar diye sordu?
Right now the turkey should be crispy on the outside and juicy on the inside.
Artık hindinin dışı kızarmış içi sulanmıştır.
'Crispy, crunchy graham cereal Brand-new breakfast treat'
"Çıtır graham mısır gevreği Yepyeni bir kahvaştı alışkanlığı"
So, the flannel shirt deal, is that a nod to the crispy Seattle weather or you trying to stay warm in front of the refrigerator?
Gömleğin güzel Seattle havaları için mi, yoksa buzdolabının önünde mi ısınıyorsun?
- Bet it looks crispy in the dark.
- Bahse girerim karanlıkta taptaze görünüyordur..
To ferret the rat out, tempt it out with a crispy... I mean, tempt it with some bread.
Fareyi deliğinden çıkarırsan..... daha sonra yemek için bir şey göstereceğim.
Spider Monkey's a fucking crispy critter.
Örümcek Maymun ortalarda görünmüyor.
We guarantee we use fresh oil. We have strong stoves, and the shrimps are so crispy.
Ocaklarımız kuvvetli, karidesler çıtır çıtır vallahi.
Extra crispy!
Ekstra çıtır!
Regular or extra crispy?
Normal mi, az pişmiş mi?
Did you order Original Recipe or Extra Crispy?
Şefin Özel Mönüsünden mi yoksa Ekstra Kızartılmış mı olsun?
Crispy!
Zinde!
Crispy.
Zinde.
- Crispy critters.
- Yangın kurbanı.
Bad Crispy! Bad Crispy!
Kötü çocuk!
If it isn't Curious Crispy.
Meraklı adamsın mısır patlağı surat.
Poodles with black bean-sauce. Crispy barbecue dog.
Fasulyeli kaniş, mangalda sokak köpeği.
He was close to being a crispy critter.
Kızarmasına beş dakika kalmıştı.
His flesh was all brown and crispy.
Eti kahverengi ve çıtır çıtırdı.
Floaters, crispy critters, bunk bait ; bodies you wouldn't even know were bodies if it wasn't for a driver's license.
Buna kömürleşene kadar yanmış paramparça olmuş, kim olduğu tespit edilemeyecek durumda olanlar dahil.
Are there more crispy crabcakes?
Başka yengeç çöreği var mı?
Bacon, super crispy, almost burned.
Pastırma, gevrenmiş.
Nope, plain chips... but crispy, you know?
Ama çıtırdı.
Crispy critters coming in.
Birazdan hareket var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]