English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crooked

Crooked translate Turkish

1,364 parallel translation
It's a little crooked.
Biraz eğri duruyor.
Having her name used for some crooked deal like this.
Adını böyle dandik bir iş için kullanıyorsunuz.
Crooked judge or not, Hill shot a cop.
Hâkim sahtekâr ya da değil, Hill bir polisi vurdu.
[Wiggum] Uh, I hate to interrupt your fun, boys... but I got a few complaints that your game is crooked.
Eğlencenizi bozmak istemezdim çocuklar ama oyununuzun hileli olduğuna dair şikayetler aldım.
Just look at the way they sucker regular folk with those crooked games.
Hileli oyunları ile sıradan insanları nasıl kandırdıklarına bak!
- Pete, smile wait wait wait, my sauce is crooked
Dur biraz dur! Sosum yamuk duruyor!
You probably did something crooked to get that car anyway!
Herneyse muhtemelen o arabayı devirecek bir şey yaptın!
Crooked cops.
Namussuz polisler.
It's all bend and crooked.
Her tarafı eğri, büğrü.
Yeah, I was on the phone... and the picture was falling- - crooked- - so I- -
Evet, telefonla konuşurken,... Resme takıldım, düşüyordu, çarpılmıştı da.
His old man went crooked out of the two-five.
Babası yirmi beşin eskilerindenmiş.
# Stimulating, titillating # Kitty-cat-impersonating # Mega-rocking, pillow-talking # Just a little crooked-walking
Şişko ve huysuz olacaksın, göğüslerin de büyüyecek, ve adetten kesileceksin.
Your business is very crooked, dona Lupe.
Sizin işiniz çok ahlaksızca, dona Lupe.
What say we leave it crooked until this is resolved?
Herşey çözülene kadar bırak öyle kalsın, tamam mı?
It's a little bit crooked down at the end there but... you know...
Sonlara doğru biraz eğri oldu ama...
I'm not talking about a similar hairdo or the same crooked smile.
Aynı saç kesiminden ve yamuk gülüşünden bahsetmiyorum bile.
You see, "Saint Flanders" is as crooked as you or me.
Aziz Flanders, senin ya da benim kadar düzenbazın birisidir.
It's- - it's a little crooked.
Biraz yamuk.
You're a crooked, creepy, no-good rotten worm.
Seni düzenbaz sürüngen şey.
Just because you put your kids through college... ... that's supposed to make all of your crooked straight?
Çocuklarını üniversitede okuttun diye bir anda saygın biri olduğunu mı sanıyorsun?
Ain't no nevermind who them crooked politicians be killin'.
Düzenbaz politikacıların kimi öldürdüğünden sana ne!
Every one sewed on crooked.
Her biri çarpık çurpuk dikilmiş.
- Your tie's a little crooked.
Kravatınız biraz yamuk gibi.
Crooked cops. They're on the take.
Rüşvet alan polisler.
Ears are nasty, his head is nasty, his legs are nasty, his tail's crooked.
Kulakları berbat, kafası berbat, bacakları berbat, kuyruğu yamuk.
You're afraid she's not crooked like me.
Kastettiğiniz, yaşlı babası gibi düzenbaz olmadığı için ondan korkmuş olmanız.
You know - inspirational music, a montage, me sharpening my pencils, me reading, writing, falling asleep on a pile of books, my glasses crooked, cos in my montage I have glasses.
Bilirsin, hırs yaptıran bir müzik. Beni kalem açarken, kitap okurken, yazarken, gözlüğüm yamulmuş halde kitap yığını üstünde sızmışken gösteren bir montaj. Montajda gözlüğüm olacak.
- Kids with crooked teeth get braces.
- Çarpık dişli çocuklar tel takıyor.
I wanna be that guy whose girlfriend gives him a crooked look... and he sorta shrugs and goes on his way, you know?
Kız arkadaşı gözlerini devirerek bir bakış attığında omuz silkip, bildiğini okuyan erkeklerden olmak istiyorum.
Your--your tie's a little crooked there.
Papyonun biraz yamuk.
Punk-ass, bitch-ass, crooked-ass cop!
Kahrolası pislik polis!
You have your tie on crooked.
Kravatın kaymış.
I got his address from a crooked car dealer we investigated.
Adresi, araştırdığımız sahtekar bir araba satıcısından aldık.
Ew. Are my glasses crooked?
Benim gözlüklerimin nesi var?
Slanting off to each slide are these crooked bat wings.
Yana yatan bu taraflar aynı yarasa kanatları gibi.
The Triads and Reign think I'm a crooked customs agent.
Triadlar ve Reign benim rüşvetçi bir gümrük ajanı olduğumu düşünüyorlar.
- Crooked.
- Yamuk yumuk.
Customer : You sold me a cassette with a crooked cover, and Puffy got two F's in it. It only had one!
Bana sahte kapaklı kaset satmışsın ve Puffy'nin içinde iki tane F vardır, kahrolasıca.
Your eyebrows are crooked
- Kaşların çatılmış.
Now Kiyoko, your glasses are crooked.
Kiyoko, gözlüklerin buğulanmış.
So, no matter how much I love that crooked smile of yours, you are NOT ripping off my museum.
Yüzündeki sahtekar gülümsemesini ne kadar sevsem de müzemi soymana izin veremem.
Never, never crooked.
Asla, asla eğri değil.
Never crooked.
Asla eğri değil.
Guys, it's still crooked.
Çocuklar hala yamuk duruyor.
Trading information about crooked politicians'sex lives?
Sahtekar siyasetçilerin seks hayatlarıyla?
I think that's kind of crooked. Why don't I fix it for you?
Biliyor musun, bence biraz yamuk duruyor.
Internal Affairs investigates crooked cops.
İçişleri, polisleri inceler.
IAB investigates crooked cops.
İçişleri kirli polisleri soruşturur.
We arrest crooked cops.
Kirli polisleri biz tutuklarız.
All crooked.
Eğri durma.
Caps on crooked.
- İş istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]