English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cruel

Cruel translate Turkish

5,159 parallel translation
What Saul did to you to get me here... even I have never done anything so cruel.
Saul'un beni buraya getirmek için sana yaptıkları. Ben bile bu kadar zalimce bir şey yapmadım hiç.
That's cruel.
- Acımasızca.
While this type of discipline may seem unorthodox to some, not everyone in the neighborhood sees this as cruel and unusual punishment.
Bu tip bir disiplin şekli bazı kişilere göre geleneksel karşılanmasa da etraftaki herkes bunun alışılmamış ve barbarca olduğunu düşünmüyor.
well, apparently gravity is not the only one who can be cruel.
Anlaşılan zalim olan tek şey yer çekimi değilmiş.
And if you are awful and nasty and cruel...
Eğer kötü, edepsiz ve acımasız olursan...
I won't shoot you now,'cause I've found something cruel-ah, an afternoon off with eight kids and Manjula.
Seni vurmayacağım çünkü sana çektireceğim güzel bir ah öğleden sonra izinlisin 8 çocuk var bir de Manjula.
Now you're just being cruel.
Şimdi de acımasızsın.
- Don't be cruel.
- Zalim olma.
A catcher's mitt, so I can make cruel comparisons to Mrs. Claus's vagina.
Beyzbol eldiveni. Bayan Claus'un vajinasıyla uygun kıyaslamalar yapabilmem için.
I expect that's why we were so cruel.
Sanırım bu yüzden bu kadar zalimdik.
And the young man was understandably upset by this cruel rejection, so confronted the object of his desires in a deserted underground car park.
Genç adam doğal olarak bu acımasız durum karşısında çok kırılmış ve yer altındaki ıssız bir otoparkta duygularıyla yüz yüze gelmiş.
I think I've been the victim of a cruel practical joke.
Galiba birilerinin eşek şakasına kurban gittim.
In this beautiful, cruel world all I can do is ask why we're still alive
Bu güzel ve gaddar dünyada Kendimize sorup duruyoruz
In this beautiful, cruel world all I can do is ask why we're still alive
Bu güzel ama acımasız dünyada Kendimize sormaya devam ediyoruz Neden hayatta kalanlar bizleriz
Even if they'd lived together for, not just years, but decades together, hes'a cruel bastard who can kill ruthlessly, who's dirty even to his ribs!
Yıllardır beraber yaşadığı kişiyi bile zalimce öldüren, iliklerine kadar pislik herifin teki.
Cruel.
Acıma.
It was a cruel thing to do.
Sinirlendim. Acımasızcaydı.
'The cruel love I feel
" Hissettiğim zalim aşk
So if one of your charges were to say you were hostile, cruel, prone to kicking the proverbial dog, would that be a lie?
Yani birisi çıkıp da sizin acımasız, düşmanca davranan ve şiddete yatkın biri olduğunuzu söylese bu bir yalan mı olur?
In this beautiful, cruel world all I can do is ask why we're still alive
Bu güzel ve gaddar dünyada Kendimize sorup duruyoruz Neden geride kalanlar bizleriz
But who would be that cruel?
Kim bu kadar acımasız olabilir ki?
That's cruel.
- Çok acımasızca.
Scientists are so cruel.
Bilim adamları bu kadar acımasız.
It doesn't matter how cruel the world is!
Dünya ne kadar zalim olursa olsun fark etmez!
It was a cruel and bloody time to be a witch, courtesy of my wonderful brother.
Cadı olmak için çok acımasız ve kanlı bir dönemdi. Mükemmel kardeşim sağ olsun.
My plan for global domination or Rebekah's plan to find love in a cruel, cruel world.
Benim mutlak egemenlik adına yaptığım plan mı yoksa Rebekah'nın "Zâlim dünyada aşkı bulmak" temalı planını mı bilmek istiyorsun?
How can people be so cruel?
İnsanlar nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?
What she put you through was cruel.
Seni bu durumda bırakması çok acımasızcaydı.
- That's cruel.
- Çok zalimce bu.
Whatever cruel God gave us The Troubles, they designed the Crocker curse exactly for this situation.
Sorunları bize hangi zalim tanrı verdiyse Crocker'ın lanetini de tam bu durum için tasarlamış.
But a lot less cruel.
- Ama daha merhametlice.
I will call the C.E.O. of Jeans Express himself, and I will have him dragged out of his important meeting about jeans to let him know that he has an employee so spiteful, so petty, so cruel that she wouldn't let a yummy boy
Direkt şirketin CEO'sunu ararım ve onu önemli toplantısından alıp buraya getirir ve kendisine derim ki : ... bu şeker çocuğun okulun ilk günü için bir şeylere ihtiyacı var ama öyle cadaloz, çirkef ve zalim bir çalışanın var ki içeri girmemize izin vermiyor.
I'm excited about my bike, and you're trying to deny me that pleasure for your own cruel amusement, like the pack of jackals that you are.
Motosiklet aldım heyecanlıyım ama siz bir grup çakal gibi kendi acımasız zevkiniz için beni bu zevkten mahrum bırakmaya çalışıyorsunuz.
- It was incredibly cruel.
- Çok acımasızca olmuş.
- This is cruel. - Oof.
Acımasızlık bu.
- Cruel twist of fate?
- Acımasız kaderin cilvesi.
My father was not a cruel man.
Babam zalim bir adam değildi.
The world is cruel.
Dünya zalim bir yer.
The world is cruel!
Dünya zalim bir yer.
the universe is a cruel and vexing puzzle.
Evren acımasız ve can sıkıcı bir bulmaca.
He was cruel, and he beat me.
Zalimdi ve beni döverdi.
There was no such thing as harassment via text or circulation of cruel cell phone videos.
Kısa mesajla taciz ya da zalim cep telefonu videolarına benzer şeyler yoktu.
And because everyone else danced around them and treated them with kid gloves, they take every well-intentioned word as a cruel attack on their personal freedom.
Çünkü herkes lafı dolandırmadan onlara tatlılıkla davrandı, onlar ise iyi niyetli her sözü kendi kişisel özgürlüklerine acımasız bir saldırı olarak gördü.
A CRUEL COINCIDENCE
Bir çakal değildi, kurt bile değildi.
Think I'm cruel?
Acımasız mıyım?
I didn't invite you to my wedding because I thought it would be cruel.
Sizi düğünüme davet etmedim çünkü bunun zalimce olacağını düşünmüştüm.
It was such a cruel business. But I do not regret what I did.
Zalimce davrandım ama yaptığımdan pişman değilim.
The rest of the world was cruel enough.
Dünyanın geri kalanı yeterince zalimdi zaten.
Until fate's cruel hand intervened.
Ta ki kaderin zalim eli araya girene kadar.
That's cruel.
Çok acımasızca.
No... Pairo really escaped that tragedy... - Wrong! he wouldn't do something this cruel!
Yoksa Pairo o faciadan kurtulup da...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]