Curse translate Turkish
6,573 parallel translation
- An entwining twin curse.
- İkiz laneti.
Bit of a curse and give us peace.
Cehenneme defolup bizi rahat bırakın biraz.
Dying, fear and superstition rule the day, and a curse is blamed until someone like you or me shows up and, through a scientific process of elimination, traces the disease to a source and destroys it.
Günden güne ölüm, korku ve hurafeler kol geziyor. Senin ya da benim gibi biri çıkıp bilimsel bir tasfiye süreci izleyerek hastalığın kaynağına ulaşıp onu yok edene kadar da hep bir lanet suçlanacak.
The curse is lifted. People are saved.
Lanet kaldırıldığında insanlar kurtulacak.
And there is nothing you can do but curse God.
Tanrıya lanet okumaktan başka yapabileceğin bir şey yok.
My gift, it's truly a curse.
Hünerim, gerçek anlamda bir lanet.
He was not bringing me back to break a curse.
Beni laneti kırmam için getirmemişti.
Well, the curse was coming.
Lanet geliyordu.
And once I was outside of the curse's purview, I knew that the walls were down.
Lanetin etki alanının dışına çıktığım anda duvarların kalktığını anladım.
Cruelest feature of this dark curse is that the bond that joins you in life, human love, is corrupted into the need to... consume those closest to you.
Bu habis lanetin en zalim özelliği, seni hayata bağlayan sevgiyi kullanarak sana en yakın olanlara ulaşmayı sağlamak.
Don't curse!
Küfür etme!
It is a sin to curse.
Günah oğlum, günah.
( Whispers ) We think you curse too much.
Bizce çok bela okuyorsun.
We don't need to muddy the waters any further with whatever curse led to those girls'affliction.
O kızların belasına sebep olan suyu daha fazla pisletmeye gerek yok.
I must accept this emptiness as a blessing, not a curse.
Bu boşluğu bir hediye olarak görmeliyim, lanet olarak değil.
- You could imagine a spell or curse.
- Büyü veya lanet olduğunu düşünsene
Yeah, can you not curse, can you not... say dirty, sex, poop, dogs having sex with vagina dirt?
Evet, küfretmeden, pis laflar etmeden seks demeden kaka demeden, köpeklerin vajina kiriyle sevişmesi demeden?
You shouldn't curse in front of your daughter.
Kızının önünde küfretmemelisin.
Brothers... Sometime blessing, sometime curse.
Erkek kardeşler, bazen lütuf bazen ise bela.
But the gout... it's a curse from the Eternal Blue Sky.
Ama bu gut, Gök Tanrı'nın bir laneti.
The inability to sleep is the curse of the aged... and the guilty.
Uykusuzluk, yaşlılığın ve suçluluğun bir laneti.
It must have come over in the last curse.
Son lanetle birlikte buraya gelmiş olmalı.
♪ Well, maybe it's the common curse ♪ ♪ Maybe things get bad before they get worse ♪
Çeviri : mbugracelik İyi seyirler dilerim.
It may even be a curse.
Lanet bile olabilir.
It's the curse of the windswept Manc.
Bu rüzgarlı Manchester'in laneti.
Then came the vampires, a plague made flesh, a curse on this earth.
Sonra vampirler geldi felâket beden buldu dünyaya lanet saldı.
"A curse on this earth stretched out over generations"
"Bu dünyaya gelip nesilden nesile yayılan bir lanet."
That eternity is not really a blessing, but a curse.
Bu sonsuzluğun bir lütuf değil de lanet olduğunu anlarsınız.
A key to unlock my curse.
Lanetimi çözecek bir anahtar.
We share the same pain, same curse, same affliction.
Aynı acıyı, aynı laneti ve aynı ızdırabı paylaşıyoruz.
I need to find a key to unlock my curse.
Lanetimi öğrenmek için bir anahtar bulmalıyım.
We share the same pain, same curse, same affliction.
Aynı acıyı, aynı laneti ve aynı üzüntüyü paylaşıyoruz.
I need to find a key to unlock my curse.
Lanetimi bozmak için bir yol bulmalıyım.
You see, I need to find a key to unlock my curse.
Anlayacağınız lanetimi bozmanın bir yolunu arıyorum.
I think Gloria saw her fortune as a curse of sorts, the thing that kept her from love.
Bence Gloria servetini onu aşkından ayıran bir lanet olarak gördü.
Did a wizard put a curse on you about mini-breaks?
Tatillerin lanetli mi senin?
If you would've killed your father in that duel or anyone else over the course of your life you would've activated your curse.
Eğer o düelloda babanı ya da hayatın boyunca başka birisini öldürmüş olsaydın lanetini devreye sokmuş olacaktın.
One without the vampire curse I inflicted upon you.
Kendi sebep olduğum lanetten kurtaracağım.
Now 1,000 years ago, your people marked this celestial event with a rite of passage, electing not to shrink from their nature but to embrace it with pride by slaying a human being and activating their curse.
Bin yil evvel sizin türünüz bu kutsal günde bir ayin yaptilar. Dogalarindan uzak kalmak yerine onu gururla kucaklamak adina bir insanoglunu öldürüp lanetlerini aktiflestirdiler.
Activate their curse, send a message to anyone who's thinking about going against him.
Lanetlerini aktif edip karsilarina çikanlarin basina neler gelecegini göstermek için.
- Your love was a curse. An affect you feigned.
Senin gösterdiğin yapmacık sevgin bir lanetten ibaretti.
So I waited, knowing that one day, you would trigger your curse and need your real father...
Ben de bir gün lanetini tetikleyeceğini ve gerçek babana ihtiyaç duyacağını bildiğimden dolayı bekledim.
Curse on the first born?
İlk doğan çocuk laneti mi?
Mine to free you from this curse And yours to be human.
Ben seni lanetten kurtarmak istiyorum sen de özgür olmak istiyorsun.
Curse of the Khanate.
Hanlığın laneti!
But also his curse.
Ama aynı zamanda laneti de.
Well, who gives a tinker's curse about the maids?
Hizmetçileri umursayan kim?
That's my curse.
Bu da benim lanetim.
It comes from the swear jar we put money in when you curse.
Sen küfredince para attığımız kavanozdan aldık.
You know, it's funny, when my mom would get really angry with me, she'd yell this thing at me, like it was an ancient gypsy curse.
Biliyor musun, bu komik aslında, annem beni gerçekten.. .. kızdırdığında, bana bunun yüzünden bağırırdı, .. eski bir çingene laneti gibi.
You outran a curse?
- Bir laneti mi aştın?