Danger translate Turkish
15,153 parallel translation
Do you know anybody else who might be in danger?
Tehlikeden olabilecek başka birisini biliyor musun?
These people are in danger because of me.
Bu insanların hayatı benim yüzümden tehlikede.
Thanks. But I'm not the only one in danger.
Sağ ol ama hayatı tehlikede olan bir tek ben değilim.
The longer Savage is on board the ship, the greater the danger to all of us.
Savage bu gemide olduğu sürece bizim için tehlike teşkil ediyor.
I'm remembering what Mr. Snart said about Savage's presence on this ship being a danger to us all.
Bay Snart Savage burada olduğu sürece hepimiz için tehlike teşkil ediyor demişti ya...
I have put you in terrible danger.
- Peki ya sen? Seni de tehlikeye attım.
The danger of getting hurt's positively thrilling.
Yaralanma tehlikesinin verdiği heyecan beni çok eğlendiriyor.
I just found my danger.
Daha tehlikeyi yeni bulmuştum.
I got a taste of danger, and I want more.
Tehlikenin tadını aldım ve daha fazla istiyorum.
Historically invincible, until now, and that's what makes this case so exciting... real danger.
Şu ana kadar yenilmezdim ama artık değilim ve bu davayı heyecanlı yapan da bu gerçek tehlike.
You used to love danger.
Eskiden Tehlikeyi severdin.
How about real danger?
Tehlikeye ne dersin?
No, there'll be no kicking in of anything, unless we have a warrant, or people are in immediate danger.
Hayır arama hakkımız olmadığı sürece hiç bir şeyi tekmelemeyeceğiz yoksa insanlar tehlikeye girer.
There was immediate danger.
Tehlikedeydin.
I'm more than ready to face the danger of the notorious Yellow Viper.
Azılı Yellow Viper'ın siniri ile karşılaşmaya hazırım.
Enough danger for you yet?
Yeteri kadar tehlike yaşadın mı?
And furthermore, you do seem to have this danger thing down pat, don't you?
Ve dahası bu çok tehlikeli biliyorsunuz değil mi?
I mean, you wear them so low that, well, your ass is exposed to other naughty men, and we all know what kind of danger that can bring, don't we? I mean, you can park your bike in there.
O kadar bol giyiyorsunuz ki götünüzün çatalı gözüküyor bunun ne kadar tehlikeli bir şey olduğunu biliyorsunuz değil mi?
You said you wanted danger.
Tehlike istediğini söylemiştin.
Whatever the danger, I'll be there to stop it.
Tehlike ne olursa olsun onu durdurmak için orada olacağım.
I told you, whatever the danger, I'll be there to stop it.
Tehlike ne olursa olsun durdurmak için orada olacağım demiştim.
I lied when I said Connor was in danger of becoming involved.
Connor'ın işe bulaşma riski var derken yalan söyledim.
Danger.
Tehlike var.
Funny you should mention danger and aliens but not a word about Supergirl.
Tehlikeden ve uzaylılardan bahsetmen ama Supergirl hakkında tek kelime etmemen komik.
Which means the real senator might still be in danger somewhere.
Demek ki asıl Senatör hâlâ bir yerlerde tehlikede olabilir.
All right, reverend, sooner you begin, sooner everyone here is out of danger.
Pekala, Peder, ne kadar erken başlarsanız, herkes tehlikeden o kadar erken kurtulur.
We're flying into danger, Professor.
Tehlikeye doğru uçuyoruz, Profesör.
That's where the danger lies now.
Şu anki tehlike onlar.
W... anyway, Vanessa says you're in danger.
Her neyse Vanessa tehlikede olduğunu söyledi.
You're putting our children's lives in danger?
Çocuklarımızın hayatlarını tehlikeye atmak için mi?
He searched everywhere, even put his life in danger - but still failed to find her.
Her yerde aradı, Hatta hayatını tehlikeye attı Ama yine de onu bulamadı.
That she could put herself in that kind of danger after I'd worked so hard to keep her safe.
Onu korumak için yaptığım onca şeyden sonra kendini böyle bir tehlikeye attı.
I was foolish to think that anything I could do would keep my children from danger.
Çocukarımı korumak için sarf ettiğim çabalar işe yarayacak sandım.
If danger strikes, the FBI's international response team is called into action.
Tehlıkelı bır durum olduğunda FBı'ın uluslararası müdahale ekıbı devreye sokuluyor.
If danger strikes, the FBI's international response team is called into action.
Tehlikeli bir durum olduğunda FBI'ın uluslararası müdahale ekibi devreye sokuluyor.
Yeah, from Ruiz, a CI you were running unofficially, put in grave danger, and got him killed.
Evet, Ruiz'in, senin resmi olmadan çalıştırdığın büyük tehlikeye attığın ve öldürülen mubirin.
I won't let her get in any danger.
Onu tehlikeye atacak hiç bir şeye izin vermeyeceğim.
I'm your attorney here, and I need to know if you're in real danger.
Ben senin avukatınım ve eğer büyük bir tehlikedeysen bilmem gerekir.
Listen, but Connie, I was never in any danger.
Ama gerçekten tehlikede değildim.
Innocent people are in danger.
Masum insanlar tehlikedeler.
You- - you thought your life was in danger?
Sen... hayatının tehlikede olduğunu düşündün?
Their basic freedoms are still in danger.
Temel özgürlükleri hala tehlikede.
He led them into danger.
Onları tehlikeye atan kişiydi.
And as long as I am a fugitive of the SS, my wife and my children are in danger.
Ve ben de, SS in kaçağı olduğum sürece eşim ve çocuklarım tehlikede olacak.
A lot of people in danger if she's sick outside the cordon.
Kız kordonun dışında ve hastaysa bir sürü insan tehlikede demektir.
A lot of people in danger if she's sick, period.
Kız hastaysa bir sürü insan tehlikededir, nokta.
If we believe the danger is over, my associates at the CDC and I will make that call.
Eğer tehlikenin geçtiğine inanırsak ben ve HKM'deki arkadaşlarım kararı veririz.
If we let him out, he's a danger to everyone, including his family.
Eğer geri gelmesine izin verirsek, ailesi de dahil herkes için tehlike oluşturur.
There is no danger outside the cordon, and frankly, it's criminal to suggest otherwise.
Kordonun dışında bir tehlike yok, ve açıkçası, aksini iddia etmek canice olur.
If our contact tracing was correct, it would only have been 48 hours until the danger passed.
Eğer izleri doğru takip edebilseydik, tehlike 48 saat geçmeden bitmiş olacaktı.
You're in no danger, so long as you behave.
Kendine hakim olduğun sürece tehlikede olmazsın.