English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Daughter's

Daughter's translate Turkish

20,857 parallel translation
That's because you cornered her at your daughter's party and tried to convince my daughter she's gay.
O yüzden kızının doğum günü partisinde onu köşeye sıkıştırdın ve onu eşcinsel olduğuna ikna etmeye çalıştın.
It's the only upside to your daughter sentencing me to this fate.
- Kızının beni bu kadere mahkum etmesinin tek iyi tarafı.
You're Flanagan's daughter.
Flanagan'ın kızısın.
My daughter's husband.
- O kim? !
Joanie's not your daughter.
Joanie senin kızın değil.
She's the daughter of a friend of mine.
Bir arkadaşımın kızı.
Look, she's... she's my daughter.
Bak, o benim kızım.
And now I find myself forced to sell my daughter's hand.
Ve şimdi de kendi kızımı satmaya mecbur bırakılıyorum.
For my daughter's hand I ask 100,000.
Kızım için isteyeceğim 100 bin.
In which case, rather than paying for my daughter's hand, you would actually profit from it.
Ki bu durumda kızımdan kazanmak yerine sizin karlı çıkmanızı yeğleyeceğim.
Daughter, do you know how naïve you sound?
Kızım, ne kadar saf konuştuğunun farkında mısın?
He's already struck my daughter-in-law
Çoktan gelinime musallat oldu.
Exposing a liar who was gonna ruin his daughter's life.
Kızının hayatını mahvedecek bir yalancının foyasını ortaya döktüm.
You have a daughter? Mm-hmm. And she's taken, so don't get any big ideas.
64'ten 67'ye kadar eyalet lise şampiyonuydum.
I'm guessing you're probably somebody's daughter, granddaughter...
Ünlü birinin kızı, torunu...
She's the daughter-in-law of the Taliban leader, Abdul Azim Abad.
Taliban lideri Abdül Azim Abad'ın geliniymiş.
Look... Old Abdul's daughter-in-law there... she's our ticket to waltz right back in to Matubahk, extract our boys without even firing a shot.
Bak, Abdül'ün gelini elimizde Matubak'a elimiz kolumuzu sallayarak gidebiliriz tek mermi sıkmadan bizimkileri alır çıkarız.
It's my daughter, my little girl.
Bu benim kızım, küçük kızım.
♪ The ocean's daughter ♪
# Okyanus kızını #
I like your daughter's new car.
Kızının yeni arabası hoşuma gitti.
Got my daughter Maria's baptism tomorrow, but I'm tore up about it.
Yarın kızın Maria'nın vaftiz töreni var ama içim hiç huzurlu değil.
There's no need for my daughter's name to get hurt by some dead man's actions.
Ölü biri yüzünden kızımın canının yanmasına lüzum yok.
Well, he's got a wife and a daughter.
Bir eşi ve kızı var ama.
Bridget's upstairs in her room with her daughter.
Bridget da üst katta bunun kızıyla oturuyor.
Your daughter's in my house.
Kızın benim evde.
Pretty sure my daughter's older than you.
Eminim kızım senden yaşlıdır.
You mean what it was like to be the miller's daughter?
Bir değirmenci kızı olmanın nasıl bir şey olduğundan bahsetmiştin, o mu? Bütün gün değirmende çalışmak zorundaydım, üstümde paçavralar vardı ancak önemli bir şey öğrendim. Evet.
It's highly unlikely your daughter will die, Mr. Gonzales, but if we don't try this, you will.
Kızınızın ölme olasılığı çok düşük Bay Gonzales ama bu yolu denemezsek siz öleceksiniz.
You're the one who treats our daughter like she's a vacation property in Aruba.
Kızımıza Aruba'daki devre mülk muamelesi yapan sensin.
Yeah, we found out that Mark has an ex-wife and a daughter on the island.
Evet, Mark'ın eski karısının ve kızının adada yaşadığını öğrendik.
Mark wired a hundred grand into his daughter's account.
Mark kızının hesabına yüz bin dolar aktarmış.
I think I might have an idea where Mark got the money for his daughter's trust.
Mark'ın kızının geleceği için parayı nereden bulduğunu sanırım anladım.
Your daughter's hurtin'.
Kızının canı acıyor.
Spar's employee record lists his daughter as an emergency contact.
Spar'ın çalışan kaydı kızını acil arama listesinde gösteriyor.
It appears Spar and his daughter were investigating his wife's suicide.
Öyle görünüyor ki Spar ve kızı karısının intiharını araştırıyorlarmış.
He's got a daughter and he's trying to get in touch with her.
Bir kızı var ve ona ulaşmaya çalışıyoruz.
Spar's daughter died of a drug overdose.
Spar'ın kızı aşırı uyuşturucu dozundan ölmüş.
Daughter's dead.
Kız ölü.
I wouldn't be doing this if I didn't think it's what's best for your daughter.
Kızınız için en iyisinin bu olduğunu düşünmeseydim yapmazdım.
You know, my Bronx bookie, Albino Pete, he kept his bets on the backs of candy wrappers, hidden in the seat of his daughter's tricycle.
Bronx'lu bahisçim Albino Pete'yi bilirsin bahisleri şeker jelatininin içinde tutar kızının üç tekerlekli bisikletinin selesinde saklardı.
Geoffrey and Samantha's daughter.
Geoffrey ve Samantha'nın kızı.
Our father's dead, daughter's missing, but we may have caught a break here.
Baba ölmüş, kız kayıp, ama bir gelişme var.
It was my daughter's birthday last week.
Bir hafta önce kızımın doğumgünüydü.
Judge Schakowsky, Ruth Eastman, and Mr. Gold's daughter.
-... Bay Gold'un kızıyla iletişime geçti.
Whoa. You know, when I my daughter was a baby, I used to try to steal away to this or that safe house just to catch a nap.
Kızım bebekken, sırf şekerleme yapabilmek için güvenli evleri kovalardım.
It's a loop, a trap I can't get out of because I can't stand by and... And let my little daughter die. I can't.
Bu bir döngü kurtulamadığım bir tuzak, çünkü öylece durup küçük kızımın ölümüne izin veremem.
The king and his queen share a dance on a midsummer night, not a worry on their minds, except who their daughter will marry.
Kral ve Kraliçe bir yaz gecesinde dans ediyorlar. Akıllarında kızlarının kiminle evleneceği dışında hiç tasa yok.
- If you don't want to be fat - - She's calling my daughter fat.
Şişko olmak istemiyorsan...
And what about Cassie, your daughter, my dad's cousin Cassie?
Ya Cathie? Kızın, babamın kuzeni Cathie?
Go ask John's daughter about the necklace that Danny gave her.
Git John'un kızına Danny'nin ona verdiği kolyeyi sor.
You go to my daughter's school, and out in the parking lot, you ask her fucking questions?
Sen benim kızımın okuluna gidip park yerinin ortasında ona sorular mı sordun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]