English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dealings

Dealings translate Turkish

628 parallel translation
I heard from an organ smuggler who's had dealings with him.
Onunla pazarlık yapan bir organ kaçakçısından duydum.
Oh, did you have dealings with her?
Onunla iş mi yaptınız?
Did Commandant Esterhazy not have dealings with the military attaché Colonel von Schwartzkoppen?
Komutan Esterhazy'nin Albay von Schwartzkoppen ile gizli anlaşmaları yok muydu?
I will have no dealings with the Grand Duchess nor her representative.
Büyük Düşes'le ya da temsilcisiyle hiçbir ilişkiye girmeyeceğim.
He complained of the persecution and said he wouldn't have any dealings with a mediaeval maniac.
Dindaşlarının infazından yakındı... ve bu şartlar altında şeytani bir manyakla anlaşamayacağını söyledi.
My dealings with your beloved brother are things of the past.
Sevgili kardeşinle ilişkim tarih oldu.
I never had any dealings with the police and I won't start now.
Polisle hiç işbirliği yapmadım şimdi de yapmayacağım.
I've had some dealings with MacFarlane in the past, you understand?
Geçmişte MacFarlane'la iş yapmıştım anlarsın ya?
Well, I'm sorry, I thought you were a policeman that I've had dealings with from time to time.
Özür dilerim sizin polis olduğunuzu sanıyordum... Zaman zaman onlarla uğraşmak zorunda kalırım.
I've had dealings with him before.
Onunla daha önce iş yapmıştım.
Business dealings, you know.
İş bağlantıları filan.
Of my record in dealings with your predecessors, the Gestapo.
Selefiniz Gestapo'yla başımdan geçenler yüzünden.
And I regard no man worth that much who will have dealings with him.
Onunla alışveriş yapan birine değer verecek değilim.
The benefit thereof is always granted... to those whose dealings have deserved the place... and those that have the wit to claim the place.
Oradan yararlanma imtiyazı, yaptıkları işlerle bunu hak edenlere, bu işe aklı erenlere tanınır.
You sure that somewhere along the line in your various dealings... you might not have met him and then forgotten?
Başka işlerinizi yaparken onunla tanışıp sonra da unutmadığınızdan emin misiniz?
Yes, if the ghost wants to have any dealings with me... it can wake me.
Eğer hayaletin benden bir isteği varsa beni uyandırabilir.
Let's just say I don't like any dealings with the police.
Sadece diyelim ki, polisle bir işim olmasından hoşlanmam.
What part did you play in Carala's business dealings?
Carala şirketinde görevin tam olarak neydi?
- We want no dealings with the Israelites.
- İsrail'lilerle anlaşma yapmayacağız
Did you ever have any dealings with this official before?
O memuru daha önceden tanıyor muydunuz?
Of course I've had dealings with him with horses and hides.
Onunla at işi...
Dishonest dealings at work, drunkenness.
İşte dürüst olmayan ilişkiler ve sarhoşluk.
Wrong to think I had any dealings with the Germans.
Almanlarla bir iliskimin oldugunu düsünmen yanlis.
- I just believe in fair dealings between labour and management.
- Yönetimle çalışan arasında..... adil bir paylaşım olduğuna inanıyorum.
That'll be the end of our dealings.
Anlaşmamızın sonunu getirmiş olursun böylece.
In a month or so, however, my dealings with Henry, may require a different tactic.
Bir ya da iki ay içinde, Henry ile olan ilişkilerim, farklı bir taktik geliştirmemi gerektirebilir.
Do you believe that after what I've seen tonight I'll have any dealings with those bastards?
Bu gece gördüklerimden sonra o pezevenklerle hiçbir işim olur mu sanıyorsunuz?
- In dealings with Mongols, like ourselves, yes my lord, but he is as they are.
Moğollar arasındaki ilişkilerde, bizim aramızdaki gibi, etti efendim. Ama o da tıpkı onlar gibi.
This place seems to be ideal for my business dealings.
Burası benim iş bağlantılarım için ideal gibi görünüyor.
What kind of business dealings?
Ne türden iş bağlantıları?
Safe business dealings.
Tehlikesiz iş bağlantıları.
I'm not sure my husband's business dealings are completely legal.
Kocamın iş bağlantılarının tamamiyle yasal olduğundan çok emin değilim.
Dealings with the rest of the class will be subject to our consent.
Sınıfın geri kalanıyla olacak anlaşmaların bizim rızamız dahilinde gerçekleşecek.
Secondly, all dealings with sissies are forbidden.
İkinci olarak hanım evlatlarıyla olan tüm münasebetler yasaklanmıştır.
I want it for all my dealings with people, including that.
İnsanlarla olan tüm ilişkilerimde kullanacağım. Buna kıskançlık da dahil.
But in financial dealings, a total failure.
Ama para işlerinde tam bir fiyaskoydu.
Paid her for your dirty dealings!
Pis işlerin için ona para verdin!
I was brought up to believe that promises were kept, and I just couldn't imagine that there could be political dealings that would eventually lead to the French Navy being given away.
Verilen sözlerin tutulması gerektiği inancıyla büyütüldüm ve nihayetinde Fransız Donanması'nın teslim olmasına yol açan siyasi dalaverelerin olabileceğini asla hayal edemezdim.
I believe you said yesterday you would like to question me formally about my dealings with the murdered woman? Really?
Sanırım dün, öldürülen şu kadınla ilgili olarak beni resmen sorgulamak istemiştiniz.
They were infamous for their sordid dealings.
Kendi kirli ilişkileri yüzünden adları kötüye çıkmıştı.
You and I will have no more dealings after today, but as for our little business, it will be kept away from prying eyes, yes?
Seninle benim bugünden sonra hiçbir bağlantımız olmayacak, ama küçük işimiz meraklı gözlerden uzakta tutulacak, tamam mı?
But he had a lot of dealings with General Hollister.
General Hollister ile çok ilişkisi olan birisi.
You must have had some dealings with him.
Onu muhakkak görüşmüşündür, iyi tanıyorsundur.
It don't sound like fair dealings to me.
Pek de adil bir anlaşmaya benzemiyor.
Are you accusing me of dodgy dealings?
Hile çevirdiğimi mi söylüyorsun?
You survived... and continue to engage in shady dealings.
Ama yaşıyordun... Ve pis işlerine devam ediyordun.
Well, apparently, Tanner and Tono had some business dealings.
Görünüşe göre, Tanner ve Tono bazı iş anlaşmaları yapmışlar.
You've had no dealings with yakuza in all that time?
Onca zaman yakuza ile hiç işin olmadı mı?
I know you've had dealings with him.
Onunla iş yaptığını biliyorum.
But you've had dealings with Quanah Parker before.
Seni tanıyor.
I shall ask Mr. King to report on his dealings with the Kwimper family.
Kwimper yetişkinleri ahlaksız, devlete meydan okuyan kişilerdir ve devlet kurumlarından kanunsuzca para elde ettiklerinden şüpheleniliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]