English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Despise

Despise translate Turkish

1,249 parallel translation
But you despise the idea of marrying into trade.
Ama sen ticari evliliklerden nefret ediyorsun.
- No, I don't despise it. I... - Then what are you saying?
- Hayır, nefret etmiyorum.
I despise these message things.
Bu mesaj aletinden nefret ediyorum.
I despise you, and yet I'm here.
Senden nefret ediyorum ama yinede buradayım.
There are those who despise it, but I don't give a damn - forgive me, mama.
Kimileri bundan esef duyuyorlar, ama ben tınlamıyorum bile - Affet beni, annecim.
The world is full of people who will despise what's happening here.
Dünya burada olanları küçümseyecek insanlarla dolu.
Comforting that there are aristocrats who don't despise the people.
Halkı aşağılamayan aristokratların var olduğu şeklinde teselli veren eserler.
Tenebrae is a sexist novel Why do you despise women so much. Sexist?
Tenebre cinsiyet ayrımı yapan romanınız, kadınları neden hep böyle aşağılıyorsunuz?
We both despise the Committees, but I say so
Tek söylediğim bu.
That's a lie I despise, but I understand.
Bunu anlayabilirim.
Because you despise me?
Bu imkansız, çünkü beni küçümsüyorsunuz.
I don't despise you.
Hayır, Barbara, sizi küçümsemiyorum.
Well, I despise you... and moreover...
Pekala ben size aldırmıyorum ve..... özellikle de...
I'm beginning to despise myself more and more.
Kendimi çok aşşağlıyorum.
You must despise women who take you as you are... who dismiss their lovers to seduce you, another's kiss still on their lips. "
Kendi sevgililerini bırakıp, seni ayartmaya çalışan kadınlara tenezzül etmemelisin, çünkü onların dudaklarında hâlâ başkaları durur.
You must despise women who take you as you are, who dismiss their lovers to seduce you, another's kiss still on their lips.
Kendi sevgililerini bırakıp, seni ayartmaya çalışan kadınlara tenezzül etmemelisin, çünkü onların dudaklarında hâlâ başkaları durur.
- Tact is a quality I despise.
- İncelik tiksindiğim bir özelliktir.
I despise the spontaneous, unmeditated, unspecified.
Düşünmeden, tasarlanmadan ve belirlenmeden yapılanı hakir görürüm.
I know that you despise my tears,
Gözyaşlarımı küçümsersin, biliyorum.
What I despise most about warfare is the hypocrisy it often breeds.
Savaşın en nefret ettiğim yönü çok sık rastladığımız ikiyüzlülüktür.
Don't call me your "darling." You despise me.
Bana sevgilim deme. Senden iğreniyorum.
The greatest of follies is to despise feelings you don't share!
Aptallıkların en büyüğü, hissedilmeyen duyguların gülünç olduğunu düşünmektir.
You despise me.
Beni aşağılıyorsun.
- I despise these creatures.
- Nefret ediyorum bu yaratıklardan! - Sessiz ol!
I despise her.
Ondan nefret ediyorum.
* And we'll all despise each other *
Ve biz hepimiz birbirimizi küçümseyeceğiz
Do you know how I despise cheating?
Dolandırıcıları nasıl aşağıladığımı biliyor musun?
I despise your arrogance!
Küstahlığına tahammülüm yok!
- And I despise your laziness.
- Benim de sizin tembelliğinize.
You despise that, don't you?
Sana aşağılık geliyor değil mi?
I hate heights, and I despise guns.
Yüksekten nefret ediyorum, ve silahlardan iğreniyorum.
How dare you despise me Come with me now
Beni hor görmeye nasıl cesaret edersin.
If you ever despise me, will you tell me?
Eğer benden nefret etmeye başlarsan, bana söyler misin?
* Ahh War! I despise * *'Cause it means Destruction * *
Aybike.
I... am starting to despise myself.
Kendimden iğreniyorum.
There's nothing I despise more than the black market.
Kara borsadan haz etmediğim kadar bir şey yoktur.
I despise her character.
Onun karakterini kaale bile almam.
I know women who marry men they despise so they can drive a Mercedes and spend summers in the Hamptons.
Öyle kadınlar tanıyorum ki sırf Mercedes'e binebilmek ya da yazlarını Hamptons'da geçirebilmek için nefret ettikleri adamlarla evleniyorlar.
If there's one thing I despise, it is a fair fight.
Hoşlanmadığım tek şey varsa, o da adil dövüştür.
I despise it.
Nefret ederim.
You are not worthy of my respect not my despise
Sen benim saygı veya küçümsememe değecek biri değilsin.
You know I despise...
Ellen, nefret ettiğimi biliyorsun.
I despise slavery!
Kölelikten nefret ediyorum.
What's important is diplomacy and political maneuvering, which you seem to despise.
Önemli olan, görünüşe göre senin önemsemediğin, politik manevralar ve diplomasidir.
I despise those people and their damned dinners.
Sagligina zarar vermekten baska bir seye yaramiyor.
You despise life.
Sen, sen hayata haksizlik ediyorsun.
Do you despise me?
Beni küçümsüyor musun?
I must despise you now.
Seni şimdi yok edeceğim
I despise you.
İnsanlık dışı.
Why was I told lies? I despise deceit.
Bundan nefret ederim neden annene yalan söylettin?
I despise each and every one of you.
Zavallısınız siz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]