Despite everything translate Turkish
262 parallel translation
A man who despite everything tries to exercise charity.
Amacım her şeye rağmen merhamet ve yardımseverlik duygumu kaybetmemekti.
Milly will be despite everything?
Acaba bayan Milly burada mı kalacak, efendim?
Not for a day, despite everything
Bir gün bile, onca şeye rağmen.
Yes, I'd like that if, despite everything., - you felt your love...
Evet, isterim eğer her şeye rağmen sevdiğini hissediyorsan.
Surely, Mr. Bascombe, despite everything we can still be friends, can't we?
Eminim ki bay Bascombe... Her şeye rağmen hala arkadaş olabiliriz, değil mi?
Despite everything, I like you.
Her şeye rağmen senden hoşlandım.
I like you too, despite everything.
Her şeye rağmen ben de sizden hoşlandım.
I'm well despite everything, because I'm thinking of you.
Her şeye rağmen iyiyim, çünkü seni düşünüyorum.
Ludwig devoted himself to music to carry on my father's legacy... who, despite everything, was a great man.
Ludwig, her şeye rağmen harika bir adam olan babamın mirasını idame ettirmek için kendini müziğe adadı.
If I asked you to try, despite everything?
Kalmayı denemeni istesem, tüm bunlara rağmen?
Yes, a bit, despite everything.
Sayılır, yani herşeye rağmen.
Despite everything that was going on in the world, His Majesty seemed interested only in building all of those castles in which nobody would ever live.
Dünyada olup biten herşeye karşın Majeste sadece içinde hiç kimsenin asla yaşamayacağı o kaleleri inşa ettirmekle ilgileniyor gibiydi.
But I must remind you, sir, that despite everything you've said, you are the subject of a christian country.
Size birşey hatırlatmak zorundayım, bayım, söylediğiniz herşeye rağmen, Hıristiyan bir ülkeye tabîsiniz.
Forall I know, Mr. Bradley may be quite kosher, despite everything Sir Humphrey said about him.
Sir Humphrey'nin hakkında konuştuklarına rağmen.. .. sanırım Mr. Bradley oldukça dürüst.
Those who love me despite everything.
Garip çocuklarım, karım.
Those who love me despite everything.
Her şeye rağmen beni sevenler.
I think that despite everything, we have a very good result.
Herşeye rağmen sanırım sonuçlar oldukça iyi.
But you really held your ground up there, Dr Fleischman, and, despite everything, I think everyone learned a lot of good stuff.
Ama siz de kendinizi iyi savundunuz Dr. Fleischman, ve herşeye rağmen çok şey öğrendim bu gece.
" Despite everything, it costs to me describing the subject that disturbs me.
"Öyle bile olsa, beni sıkıntıya sokan problemimden güçlükle bahsedebildim."
Despite everything I know about you, I find myself here with you. Wanting you.
Senin hakkında bildiğim her şeye rağmen seni arzulamaktan kendimi alamıyorum.
Despite everything I've achieved in my life - the culinary awards, the military commendations, the honorary degrees -
Her şeye rağmen elde ettiğim benim hayatım. Mutfak Ödülleri, askeri takdirname, fahri dereceler.
But I'm condemned to write despite everything, because when I write,
Fakat herşeye rağmen ben yazmaya mahkumdum.
Despite everything, our spirits are high.
Her şeye rağmen inancımız sağlam.
Al I just wanted to say that despite everything I still respect you, man.
Al... Sadece her şeye rağmen sana saygı duyuyorum, adamım.
Why Mr. Rochester keeps it here despite everything,
Bay Rochester her şeye rağmen nedense bu tabloyu hala evde tutuyor.
Despite everything, Tony does love me.
Her şeye rağmen Tony beni seviyor.
Despite everything that's happened?
Her şeye rağmen mi?
And that's why, despite everything that's happened you're going to make a hell of a Captain someday.
İşte bu yüzden, olan tüm olumsuz şeylere rağmen bir gün gelecek en iyi Kaptan'lardan biri olacaksın.
I love him despite everything.
Her şeye rağmen seviyorum onu.
And, despite everything, she doesn't carry hatred toward others.
Ve herşeye rağmen diğerlerine karşı nefret taşımıyor.
I've totally given up on Merlin... I thought... perhaps... despite everything... he might come'round.
Sanırım... umarım her şeye rağmen yanıma gelir.
" Have faith despite everything, Edmond Dantes
"Her şeye rağmen inançlı ol, Edmond Dantes"
Look, despite everything that you've gone through, one thing hasn't changed.
Öyle mi dersin? Yaşadığın onca şeye rağmen bir şey değişmedi.
It seems like despite everything, you're still in love with your husband.
Herşeye rağmen kocana aşık gibi görünüyorsun.
She was my hope that, despite everything that had happened this child was worth it all.
O benim umudumdu, um... olan herşeye rağmen... bu çocuk herşeye değerdi.
I just wanted to say, despite everything, I miss you, Alberto.
Ben sadece sana, seni çok özlediğimi söyleyecektim Alberto.
Despite everything, we were full of joy,
Her şeyi bir yana bırak, tamamen mutluluk içindeydik.
And despite everything we tried to do, we were not able to save them.
Ve tüm çabalarımıza rağmen, onları kurtaramadık.
It's actually... kind of heroic... you know, him trying to make this work despite everything.
Aslında kahramanca sayılır her şeye rağmen yürütmeye çalışmasını kastediyorum.
Prince, despite everything, remember that I love you.
Prens her şeye rağmen sizi sevdiğimi hatırlayın.
Despite everything, the days and months passed happily in the palace.
Her şeye rağmen, sarayda günler ve aylar mutlu geçiyordu.
But I think I can convince you that you have a duty beyond your military duty, and to tell us everything you know, despite your word of honour.
Lakin, sanırım askeri görevinin ötesinde bir görevin olduğuna ve verdiğin şeref sözüne rağmen, bildiğin her şeyi bize anlatmana dair seni ikna edebilirim.
I dug everything up, despite your instructions.
Talimatlarına rağmen her şeyi araştırdım.
And here, despite the fire which rages all around us, everything has been pushed into the background except for the two lives which are at stake :
Yangın olanca şiddetiyle sürüyor. Ancak, bunu bastıran bir gelişme oldu : İki kişinin hayatı tehlikede gibi.
But despite that, he has borne everything for 20 years.
Ama buna rağmen, 20 yıl boyunca her şeye katlandı.
Despite the fact that you were coming to see me, you moved through, examining everything, all the produce, all the canned goods.
Beni görmeğe geliyor olmana karşın, her şeyi, bütün ürünleri, bütün konserve yiyecekleri inceleyerek geçip geldin.
Time, which see to everything, has provided the solution, despite yourself.
Her şeyi izleyen zaman, sana rağmen çözümünü sundu.
Despite the risks, some passions are stronger than everything else.
Risklerine rağmen, biraz ihtiras her şeyden daha güçlüdür.
Well, despite everything, and it's pretty ugly and awful, these struggles are not over.
B. F. Skinner'a Karşı Çalışma "
Despite the Baron's efforts he assures me he did everything he could to secure them from harm.
Kendileri kaçtı. Baronun tüm çabalarına rağmen... Onlara zarar gelmemesi için elinden geleni yaptığını söylüyor.
Despite the Baron's efforts he assures me he did everything he could to secure them from harm.
Baronun tüm çabalarına rağmen... Onlara zarar gelmemesi için elinden geleni yaptığını söylüyor.
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373
everything is connected 30
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373
everything is connected 30