English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dex

Dex translate Turkish

1,133 parallel translation
Do you mind?
İzin verir misin Dex?
No one noticed I gained any weight.
Kimse kilo aldığımı fark etmedi. Yapma Dex.
Come on, Dex. You were the King here.
Buraların kralıydın sen.
- Thanks. Dex, do you know Syd?
Dex, Syd'i tanıyor musun?
Syd, this is Dex.
Syd, bu Dex.
Maggie, Rick, Dex.
Maggie, Rick, Dex.
- This is Dex.
- Bu Dex.
- Well, Dex is cooking us dinner.
- Dex bize yemek yapıyor.
Dex is just bitter because he's never been in love.
Dex hiç aşık olmadığı için böyle konuşuyor.
Dex doesn't want to insult you.
Dex kalbini kırmak istemedi. Gönlü el vermedi.
Good night, Dex.
İyi geceler Dex.
Hey, Dex, this is Julie.
Merhaba Dex, ben Julie. Nasılsın?
- What works? - The tao of Steve, Dex's rules for picking up chicks.
- Taocu Steve, Dex'in kız tavlama kuralları.
Dex's rules for picking up chicks?
Dex'in kız tavlama kuralları mı?
- You know. - Dex?
Bilirsin.
- Dex's!
- Dex'in Yeri!
You'll love Dex's.
Dex'in yerine bayılacaksın.
If it makes you feel any better as soon as I got to Dex's, I felt bad and I had the cab bring me here instead.
Sana daha iyi hissettirir mi bilmiyorum ama Dex'in Yeri'ne varır varmaz kendimi çok kötü hissettim. ... ve taksiye atlayıp buraya geldim.
Dex, don't provoke him.
Dex, onları kışkırtma.
Hello, Dex.
- Merhaba Dex.
Depends on what, Dex?
Hangi duruma Dex?
Okay, that's enough, that's enough.
O kadar yeter. - Mendil oyuncak değildir Dex.
Like Dex and me. We don't look the same.
Örneğin Dex ve ben birbirimize benzemiyoruz.
Hey, Dex, it's me... beary.
Dex, benim, Beary.
You're right, Dex. I got to face facts.
Haklıydın Dex, gerçeklerle yüzleşmem gerek.
Dex, you can keep my game boy.
- Game Boy'um sende kalabilir.
Hey, Dex.
- Hey Dex.
Mom : Dex, honey, would you get that?
- Dex tatlım, kapıya bakar mısın?
The in... dex!
i... şaret parmağı!
- Dex, high ground.
- Dex, çatı.
Hey, hey, hey, Dex, go easy.
Hey, hey, hey, Dex ağır ol bakalım.
I'm sorry, Phoebe, but Dex is right.
Üzgünüm Phoebe ama Dex haklı.
- Dex didn't tell you about that?
- Dex bundan bahsetmemiş miydi?
Dex.
Dex.
Dex, we have to talk... privately.
Dex, konuşmalıyız... özel olarak.
Dex, I made a decision.
Dex, bir karara vardım.
Elliott, it's Dex.
Elliott, ben Dex.
I'm afraid not, Dex.
Üzgünüm, Dex.
Dex, don't even ask.
Dex, sorma bile.
- That is how Dex got started.
- İşte Dex böyle başladı.
- Hey, Dex.
- Selam, Dex.
Hey, uh, you know, don't mind Dex.
Dex'e fazla takma.
I only had a couple of beers, but Dex insisted I stay over.
Sadece bir iki bardak bira içmiştim, ama Dex kalmam için ısrar etti.
Dex is gonna be so mad at me.
Dex bana çok kızacak.
- Dex?
- Dex?
Hey!
Merhaba Dex.
Hey, Dex, it's Syd.
Merhaba Dex, ben Syd.
Dad :
- Otur Dex.
Sit down, Dex.
- Tamam, o kadar yeter.
Napkin's not a toy, Dex.
- O kadar aç değilim.
- Dex.
- Dex.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]