English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dexterity

Dexterity translate Turkish

111 parallel translation
To say nothing of your own dexterity with a bow and arrow.
Okçuluktaki ustalığınızdan ise bahsetmeme gerek bile yok.
O most wicked speed, to post with such dexterity to incestuous sheets.
Ne kıyasıya bir acele bu. Ne azgın bir atılış bu haram döşeğine.
World-famous artistes performing death-defyin'feats of dexterity and skill before your very eyes.
Dünyaca ünlü sanatçılar gözlerinizin önünde ölüme meydan okuyan gösteriler yapıyor.
No single mechanical device could reproduce its mobility and dexterity.
Hiçbir mekanik alet değişkenlik ve el becerisi üretemezdi.
But as a test of skill, concentration and dexterity...
Ama aynı zamanda yetenek konsantrasyon ve el çabukluğu testi.
I wonder how he'd score on a Hopkins manual dexterity test.
Hopkins beceri testinde nasıl başarı elde ederdi merak ediyorum.
Sorry to offend, I meant to check out your dexterity.
Gücendirdiysem özür dilerim, atikliğinizi sınamak istemiştim
It requires a lot of manual dexterity.
Çok el çabukluğu gerektiriyor.
If I chose to lie... I could do so with remarkable dexterity. You know that, don't you?
Yalan söylemek istesem fevkalâde bir maharetle yalan söyleyebilirim, biliyorsun değil mi?
If it wasn't owing to his dexterity
İyi bir yalancı olsaydı
One line took to the trees, developing dexterity stereo vision, larger brains and a curiosity about their environment. Some became baboons, but that's not the line to us.
Maharetlerini, çift görüşü ve daha büyük beyin geliştirmek için, bir kısmı ağaçlara gidip çevrelerini merakla incelediler, bir kısmı da babunları oluşturdu ki bu da bizimle ilgili değil.
The reptiles held sway for a time but gave way to small warm-blooded creatures with bigger brains who developed dexterity and curiosity about their environment.
Sürüngenler bir süre salındı.. çevrelerine ustalıkla adapte olan ve merak duyan küçük sıcak kanlı ve daha büyük beyinli yaratıklara yol açtılar
You know, I don't think I've got the dexterity to be a juggler either.
- Bilirsin, bir jonglör olabilecek kadar da hünerli olduğumu sanmıyorum.
See, that's not just dexterity.
Bu sadece yetenek değil.
Dexterity.
Beceri.
Judging from the pressure variations in the connectors, they would need good finger dexterity. You won't get that with a prosthesis.
Yazıdaki basınç hatlarından yola çıkarsak,... bunlar, iyi bir el becerisi gerektirir.
O most wicked speed to post with such dexterity to incestuous sheets.
Ne kıyasıya bir acele bu! Ne azgın bir atılış bu haram döşeğine.
What mental dexterity!
Nasıl bir zeka becerisidir!
Correct positioning of the index finger is necessary for optimal dexterity.
Doğru pozisyonda tutmak için işaret parmağı üstte olması gerekir.
Thanks, what dexterity!
Sağ ol, elinden de her iş geliyor.
Capability. Dexterity?
kabiliyet. maharet?
A hat can become a chance for him to show off his dexterity.
Bir şapka bile maharetlerini göstermek için yeterlidir.
You definitely have the dexterity for cardiothoracic, no doubt about it.
Sende kesinlikle kardiyotorasik yeteneği var, hiç şüphe yok.
"With the speed and dexterity" "astonishing in a woman of her advancing years,"
Hız ve beceriyle onun ilerleme yıllarında bir kadını şaşkına çeviriyor,
It's patriarch and son pitted against each other... in a battle of skill and dexterity.
Baba ve oğul yetenek savaşında birbiriyle yarışacak.
It is a true test of dexterity.
Tam bir yetenek sınavı.
That's really rude. I was just admiring your dexterity.
Çok kabayım, biliyorum, hızına hayran kaldım da.
It wasn't only your dexterity I was admiring.
Sadece hızına hayran kalmadım.
Wesley doesn't have the dexterity to fire that gun.
Wesley'nin eli sakat. Bu tetiği çekemezdi.
For such large animals, they show quite extraordinary dexterity at opening the unfortunate shellfish
Büyük hayvanlar olmalarına rağmen şanssız su kabuklularını açmak konusunda son derece beceriklidirler.
With amazing dexterity... they strip off the outer layers of the stems... to get at the tastier shoots within.
Şaşırtıcı bir beceriyle ağaçların dış kabuklarını en lezzetli tabakaya ulaşmak için soyabilirler.
The answer is... with surprising dexterity.
Bunun yanıtı, şaşırtıcı bir ustalıkla.
The manual dexterity that enabled them to capture crayfish in streams now leads them to take off the lids of dustbins... and winkle morsels from jars, boxes and tins.
Derelerde kerevit yakalamalarını sağlayan el becerileri şimdi çöp kovalarının kapaklarını açmalarını kavanozlar veya kutulardan lokmalar çıkarmalarını sağlıyor.
- exceptional manual dexterity.
- Olağanüstü el becerisi.
There may be those with a claim to be as good as I, but taking these three pursuits simultaneously..... and, sir, I have so taken them, and can vouch that considerable manual dexterity is required,
Benim kadar iyi olduğunu iddia edenler olabilir ama bu üç meşgaleyi birarada ele aldığınızda... - ki ben bunları çok aldım -... bu önemli yeteneğin gerekli olduğunu teyit edebilirsiniz.
First we have to conduct some medical procedures and then the dexterity exam.
Öncelikle bazı sağlık prosedürlerini yerine getirmeliyiz ve sonra yetenek sınavı var.
- I'm testing my podiatric dexterity.
- Ayak becerimi deniyorum.
- I have better dexterity.
- Daha temiz çalışıyorum.
Have you been working on your dexterity?
El becerilerin üzerinde mi çalışıyorsun?
It's good for dexterity and convincing single women you're a power dork.
Ustalık ve konsantrasyon için çok iyidir. Ayrıca bekâr kadınları senin süper bir budala olduğun konusunda ikna eder.
Her first piano teacher praised her dexterity.
İlk piyano öğretmeni, el becerisini övmüştü.
Our ability to make tools, a defining element which separates us from animals, comes directly from this dexterity.
Alet yapabilme yeteneğimiz, bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliğimiz bu parmaktan gelir.
Nimbleness, lad, dexterity.
Hünerli çocuk. - Becerikli.
And my point is, I'm celibate, and knitting is good for surgical dexterity, so I'm making a sweater.
Yani bütün olay, bekarım ve örmek, cerrahlık yeteneğimi geliştirmem için iyi oluyor. O yüzden bir süveter yapıyorum.
Some don't recover sensation, they don't recover dexterity, they simply don't recover.
Bazılarının hissetme yetenekleri iyileşmez, Becerileri iyileşmez, basitçesi onlar iyileşmez.
You're gonna work hard and you're gonna get every bit of your strength and dexterity back.
Çok sıkı çalışacaksın ve kuvvetinin ve yeteneğinin her parçasını yeniden kazanacaksın.
He wouldn't have had the manual dexterity to assemble the bomb either.
Tetiği çekemiyorsa... bombayı birleştirecek el becerisine de sahip değildi.
I simply haven't the dexterity to squeeze off shots like that.
Lurch'ün kafasında elma vurmaktan daha iyi değil mi?
We are trying to learn about how his sonar works about the functions of his language,... about how he manages to maneuver with such speed and dexterity, most of all we'd like to know why after millions of years as a land animal... this species was compelled, or or... decided to return to the sea.
Sonar sisteminin nasıl işlediğini anlamaya çalışıyoruz. Lisanının fonksiyonlarını... Yüksek hızlarda nasıl beceriyle manevra yapabildiğini.
- Your dexterity's fine.
Gayet beceriklisin. - T.J. onun gitme vakti geldi.
Such dexterity!
Muhteşem! Muhteşem!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]