English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Difficulties

Difficulties translate Turkish

1,083 parallel translation
- Oh, he's having difficulties...
- Bir sorun yaşıyor...
that we are asked to become, this man is, on the one hand, governed by the difficulties of life, of existence, of living the life of man, with his passions, his weakness, his tenderness.
Ve dönüşmemiz emredilen bu insan, bu aziz bu insan, bir taraftan hayatın çetin şartlarıyla, varoluşla insan hayatının dinamikleriyle arzularıyla, zayıflığıyla, hassaslığıyla sınava tabi tutulur.
I can't pretend that this library hasn't had its difficulties.
İtiraf etmeliyim, bu kütüphane zor günler geçirdi.
A Christian does not flinch from these difficulties.
Bir Hıristiyan zorluklardan kaçmaz.
– He'd foreseen the difficulties?
- Zorlukları önceden görmüş müydü?
Further violence could create grave difficulties between Ardana and the Federation.
Sonraki şiddet olayları Ardana ve Federasyon arasında sorun yaratabilir.
And the Troglytes will no longer suffer from retardation and emotional difficulties.
Troglitler artık zeka geriliği ve duygusal sorunlar yaşamayacak.
Perhaps some form of mediation can be helpful in your difficulties.
Belki bir tür uzlaşma zorluklarına yardımcı olabilir.
I suggest we call a halt to this at once and see if we can't find some way out of our difficulties.
Bence buna hemen son verelim ve zorluklardan kurtulmak için bir yol arayalım.
Well, he's having a lot of mental difficulties with his breakfasts, but this is temperament, caused by a small particle of brain in his skull, and once we've removed that he'll be perfectly all right.
Kahvaltılarıyla zihinsel sorunları var. Ama bunun sebebi kafatasındaki küçük bir beyin parçası. Onu alırsak, hiçbir şeyi kalmayacak.
The Party agrees and demands the truth, despite the difficulties.
Parti tüm zorluklara rağmen gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyor.
Why do you have to raise so many difficulties?
- Neden bu kadar çok zorluk çıkarıyorsun? - Pratik olarak, 30,000 pounda ihtiyaç var.
I don't want to make difficulties. He was drunk in the road.
Zorluk çıkarmak istemem ama alkollüyken trafiğe çıkmış.
He said you two were having some compatible difficulties.
Uyum zorluğu çektiğinizi söyledi.
It might have difficulties.
Hadi buyurun. Şenlik başladı.
After long deliberation, I have decided to go out and personally examine the barrier to learn firsthand what difficulties are involved and decide how to overcome them.
Uzun süre düşündükten sonra gidip engeli kendim incelemeye tehlikeleri ilk elden görmeye ve nasıl aşacağımızı anlamaya karar verdim.
you come up against balls... sugar-coated bullets, but deadly all the same... which explains all our difficulties... it's the reason why we can't even talk... contradiction... between theory and practice.
Bu da tüm zorluklarımızı açıklamaktadır. Teori ve uygulama arasındaki çelişkiyi bile konuşmamızın sebebidir.
No difficulties of any kind?
Hiç zorluk yaşadın mı?
Offer the standard explanation, unforeseen difficulties in developing the arms system.
Her zamanki açıklamayı yaparsın silâh sistemi geliştirilirken önceden görülemeyen zorluklar.
Well, you see, ironing out any difficulties in a separation is never easy.
Şey, görüyorsun, bir ayrılışta güçlüklerin üstesinden gelmek hiç kolay değil.
Ladies and gentlemen, the first and second place cars are in the pits experiencing mechanical difficulties.
Bayanlar ve baylar, 1. ve 2. sıradaki araçlar motor sorunları yüzünden pite girdiler.
I must not make difficulties for...
Onlar için sorun olmazdım diye düşün...
Months past with many difficulties.
Bu acıya dayanmak, onu unutmak zorundaydım.
Have there been many difficulties
Düzenlemede zorluklar çıktı mı?
Our difficulties getting together make me appreciate you more.
Birçok şeyi feda edip buluşuyor olmamız da seni gözümde daha da büyütüyor.
Any difficulties, any expenses involved...
Her türlü masraf, zorluk...!
At times... it was so beautiful that... there are moments when you forget... everything... including the fact that you could resolve the difficulties, and find a common basis to...
Bazı zamanlar... o kadar güzeldir ki ; zorlukların üstesinden gelebilmeniz... ve... ortak bir yan bulabilmeniz de dâhil, her şeyi unuttuğunuz anlar yaşanır.
You may have difficulties at first.
Başlangıçta zorluklarla karşılaşabilirsin.
Financial difficulties, I mean.
Finansal anlamda, demek istiyorum.
I do not want to see it getting into difficulties.
Başınızın belaya girmesini istemem.
Yes, gentlem. we are having difficulties with the respiration.
Tamam, efendim.Solunumla ilgili bir problemimiz var.
Liverpool and others partilhavam the difficulties with London.
Londra'nın kaderine ortak oldu.
We knew the difficulties that them they were inherent, to the step that the Germans, that they did not have them, if they placed in the skin of that they were attacked.
Tankların hücumuna uğrayan ve ellerinde hiç tank olmayan Almanlar'ın yaşadıkları zorluklara şahit olmuştuk.
For some inexplicada reason, Hitler declared war to U.S.A., what it alliviated Roosevelt of all its difficulties.
Anlaşılamayan bazı nedenlerden ötürü, Hitler ABD'ye savaş ilan etti. Bu durum Roosevelt'in omuzlarındaki yükü hafifletti.
It had few cities e, therefore, we did not have difficulties with the Arabs.
Az sayıda yerleşim yeri mevcuttu. Bu nedenle Araplarla herhangi bir zorluk yaşamadık.
You had any difficulties?
- herhangi bir zorluk yaşadınız mı?
I enjoy overcoming difficulties.
Güçlüklerin ve engellerin üstesinden gelmekten zevk alıyorum.
We knew that it had to arrive. E we waited that the difficulties passed.
Zaferin yakında geleceğinden son derece eminiz ve zorlukların sona ereceğini umut ediyoruz.
Although the difficulties continued before the lake being navigable, the feeling in Leningrad she was reliable.
Gölün gemiler için açılmasına kadar zor zamanlar yaşanmasına rağmen Leningrad'daki moraller iyileşiyordu.
It was all vacant and it did not have in account the practical difficulties.
Onu anlamak zordu ve hiçbir güçlüğü hesaba katmıyordu.
Also we will exceed the difficulties gifts.
"Mevcut zorlukların da üstesinden geleceğiz."
I discovered that was an eager reader, therefore it had read all the telegrams e through them understood the difficulties that we went to have.
Tüm telgrafları okuduğunu ve mesajlardan, içinde bulunduğumuz güçlükleri anladığını görmüştüm.
" Am experiencing difficulties of an extraordinary nature.
" Olağandışı hava koşulları nedeniyle teknik aksaklıklar yaşamaktayız.
He'll get himself into difficulties again.
Yine başını belaya sokacak.
Due to technical difficulties, we will be returning to Los Angeles.
Teknik arızadan ötürü Los Angeles'a dönüyoruz.
You talk about yourself and difficulties in working, not realising... that I'm actually working.
Kendinden ve çalışmanın zorluklarından bahsediyorsun. aslında çalıştığımı fark etmiyorsun.
I'm having some difficulties and I wanted to ask...
Bazı zorluklar içindeyim ve sormak istedim ki...
Mrs. Donner's a lovely lady... but I'm having difficulties with her story.
Bayan Donner hoş bir kadın, fakat öyküsü konusunda güçlüklerim var.
Apparently, he had financial difficulties.
Anlaşılan maddi sıkıntıya düşmüş.
Difficulties he treats as trifles, the impossible as a challenge.
Onun için zor diye bir şey yoktur, imkansızsa biraz zaman alır.
Our life is hard and full of difficulties.
Delikanlıyı üç şey bozar :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]